28 Şubat sürecinde birçok hukuksuz yargılama yapıldı ve hâlâ mahkûmiyetlerin sürdüğü davalar var. Şu an 28 Şubat davalarından darbe mahkemeleri vasıtasıyla mahkûm edilen kimler var içeride, kaç kişiler ve ne gibi hukuksuzluklar devam ediyor?

28 Şubat’ın en önemli mağdurları Sivas sanıklarıydı. Olay 1993 yılında gerçekleşti; fakat kararın Yargıtay tarafından bozulması 1997 tarihini buldu ve Yargıtay’da bizzat müdahale edildi. Şahıslar hakkında idam daha sonra ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Otuz üç kişi bu cezaya muhatap kaldı. Bu şahıslar hâlâ cezaevinde. Sadece bir tanesi “Ahmet Amca” dediğimiz şahıs sağlık sorunları sebebiyle Cumhurbaşkanlığı tarafından affedildi. Ama diğerleri olduğu gibi cezaevinde. En son bir yıl önce görüşmeye gittiğimizde sabırlı ve dirayetli olduklarını; fakat hem dışardaki Müslümanlara hem de Müslüman iktidara haklarını helal etmediklerini söylediler. “Herkes biliyor ki, biz bunların failleri değiliz, kurbanlar seçilecekti, o kurbanlar da biz olduk.” deyip sitemlerini de bildirdiler, birincisi bu. İkincisi, her ne kadar yeniden yargılanmalarla bazı 28 Şubat mağdurları cezaevinden çıkmış olsa bile yeniden yargılamalar devam ediyor, bir kısmı hâlâ neticelenmedi. Yeniden yargılanma müracaatları bazı mahkemeler tarafından hemen reddediliyor. Sivas sanıklarından ayrı olarak onların da sayıları 100’ü buluyor.

Yeniden yargılama ile çıkıp da davaları devam edenlerin tekrar cezaevine girme ihtimali var mı?

Şu anda devam ediyor. Bir kısmı beraat etti, bazıları daha büyük bir cezayla cezalandırıldı yahut belirlenen kişiler hakkında “örgütle ilişkisi olmadığı” şeklinde nispi kararlar verildi; ancak büyük bir çoğunluğunun yargılamaları hâlâ devam ediyor. Biz, bu insanların suçsuz olduğunu ve beraat etmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Dosyalarda delil olarak işkenceyle alınmış ifadeler var sadece. Bundan başka herhangi bir delil yok. Ama her ne kadar 28 Şubat süreci yargılamalarını eleştirsek de ve bir o kadar lanetlesek de, ne yazık ki 28 Şubat zihniyetinin kalıntıları hâlâ devam ediyor.

Bu zihniyetin mevcutta yargı içindeki vaziyetinden bahsedebilir misiniz?

Yargı içerisinde bu zihniyette olanlar var hâlâ ne yazık ki. FETÖ’den temizlendi; ama bu kamptan da yoğun şekilde alımlar gerçekleşti. Bu alımların bazıları keyfiyetsizdi, bazıları da bilinçliydi. Dolayısıyla yargıda bu çekişme her zaman var oldu, var olacaktır. Normalde dosyada maddî delil yoksa, ilk duruşma beraat verilmesi lâzım. Ama işkence ile imzalatılan belgeleri doğru kabul edip, yeniden cezaya yönelik adımlar atılabiliyor. Bu bizim için bir sorun. Durum böyle şu anda. Az önce de söylediğim gibi sayıları 100’e yakın kişinin cezaevinde olması ve yeniden yargılama taleplerinin reddediliyor olması söz konusu. En önemlileri de Sivas mağdurları dediğimiz mağdurlar.

Sivas sanıklarıyla alâkalı şu anda bir çalışma var mı? Geçmişte bir çalışma olmuştu fakat mecliste bir takım tartışmalar yaşanmıştı ve Kemalistlerin baskısına kurban edilmişti.

Sivas hadisesisiyasî bir olay. Başından itibaren böyleydi ve hâlâ da devam ediyor. Ne yazık ki, Alevi vatandaşlara bunların üzerinden bir algı operasyonu yapılıyor ve İslâmî kesime bunların üzerinden yükleniliyor. Bu işin başlangıcı Aziz Nesin demiş olsak, Aziz Nesin’in oğlu geçenlerde çok güzel beyanatlar verdi; “28 Şubat sürecinde yargılanan bu insanlar suçsuzdur, asıl suçlu Doğu Perinçek’tir.” dedi. Açık ve net bir şekilde söylüyor bunu. Ama bu yönde herhangi bir işlem yapılmıyor, niçin yapılmadığı da belli. Doğu Perinçek her zaman hem derin devletin, hem de şu anda görünür devletin payandasıdır, netice olarak kimse dokunmuyor. Geçmişte ben bu konu hakkında beyanat vermiştim onu da tekrarlayayım; Sivas olayları niye açıklığa kavuşmuyor, niye aydınlanmıyor, çünkü aydınlanırsa “Aydınlık” yok olacağından aydınlanmıyor.

Önemli gördüğünüz eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ne yazık ki, 28 Şubat mağdurları sizin de biraz önce belirttiğiniz gibi sene-i devriyelerinde hatırlanıyor.

Maalesef.

Arada sırada sizin gibi arayan müstesna insanlar oluyor. Çoğu Müslümanın derdi değil. Ama ateş düştüğü yeri yakıyor. O insanlar şu anda genç yaşta içeri giren insanlar. En son ziyarete gittiğimde gördüm, hepsinin beli bükülmüş, saçları sakalları ağarmış artık 45-50 yaşını geçmiş insanlar. Bu insanlarla ilgili siyasî iktidarın yasal bir düzenleme yapması gerekiyor. Yasal düzenleme ile hepsinin çıkması gerekiyor. Fakat o da siyasî hesaplara ne yazık ki kurban gidiyor.

İnşallah en yakın zamanda çıkarlar. 28 Şubat ile gerçekten hesaplaşıldığını görürüz. Teşekkür ederiz vakit ayırdığınız için.

Ben teşekkür ederim.

Baran Dergisi 737.Sayı