Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” diye nitelendirdiği ve UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Selimiye Camii, kubbe yazılarında yapılmak istenen müdahale sebebiyle mazinin emaneti hedef alınmış durumda. Yaklaşık dört yıl süren restorasyon tamamlanmış ve cami ibadete açılmışken, yeniden iskele kurulması ve mevcut yazıların kazınarak yeni yazılarla değiştirilmesi iddiası, sanat camiasında infiale yol açtı. Bu iddia, sanat ve tarihin ortak değerine yönelik bir tehdit olarak görülüyor.

Resim

ABD'nin "Narko-Terör" maskesi düştü, hedefte yine Venezuela petrolü ve bağımsızlığı var
ABD'nin "Narko-Terör" maskesi düştü, hedefte yine Venezuela petrolü ve bağımsızlığı var
İçeriği Görüntüle

Projeye karşı hattatlar tarafından dilekçe verildi

Whatsapp Image 2025 09 24 At 17.07.59

Selimiye Camii’nin kubbe yazıları, 16. yüzyılın büyük hattatı Ahmed Şemseddin Karahisari’nin talebesi Hasan Çelebi’ye ait. Bugüne kadar yapılan restorasyonlarda korunmasına özen gösterilen bu yazıların kazınarak yerine günümüz hattatlarının imzalarının geçirilmek istenmesi, hattatlar tarafından sert bir dille eleştirildi. 150’ye yakın hattatın imzasıyla yayımlanan ortak bildiride, “Bu mirası bozmak, aslında ihya değil, imhadır” vurgusu yapıldı.

Restorasyon, uzmanlar isimler tarafından denetlensin

Restorasyon bitmiş olmasına rağmen iskelelerin tekrar kurulması, tarihi mirası hedef alan bir ısrarın emaresi olduğu görülüyor. Tarihi mirasın emanetine hıyanet edilmemeli, mirasa zarar verecek adımlar derhal durdurulmalıdır.

Ayrıca, aynı grubun İstanbul’daki bazı camilerin kubbelerinde benzer uygulamalar yaptığı öne sürülüyor.

Bu çerçevede, tarihi mirasa zarar verilmemesi ve restorasyon süreçlerinin uzman hattatlar ve hat sanatı akademisyenleri gözetiminde yürütülmesi gerektiği yönündeki çağrılara kulak verilmelidir.

Edirne Selimiye Camii – Güryapı

Konuya ilişkin Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk İslam Sanatları Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Hattat Prof. Dr. Fatih Özkafa Baran Dergisi'ne özel açıklamalarda bulundu.

Selimiye Camii'nin restorasyon durumu

Özkafa, Edirne'deki Selimiye Camii kubbesinin restorasyon sürecinde yapılan tarihi yazıların kazınıp yeni hattat yazıları eklenmesine dair gelişen süreç hakkında şu açıklamada bulundu:

Sadece Selimiye Camii’nde değil, hiçbir tarihî camideki yazının bu dönemdeki yazı üslûbuyla uyuşmadığı için değiştirilmesi doğru değildir. Bu yazıların her biri sanat tarihimizdeki gelişmeleri ve üslup farklılaşmalarını belgeleyen örneklerdir. Selimiye kubbesindeki yazıların bugünkü sanat anlayışı bakımından birtakım sorunlar ihtiva ettiği doğrudur, ancak meselelere sadece bu açıdan bakılacak olursa anakronik bir yanılgıya düşülmüş olur ve bu zihniyetin sonraki adımlarında, bugüne uymayan bütün tarihî yazıların ve tezyinatın yok edilmesi tehlikesi baş gösterir. Caminin yaklaşık 4 yıldır devam eden restorasyonu tamamlandıktan hemen sonra ibadete açılmadan yeni bir restorasyona tabi tutulması başka sakıncaları da beraberinde getirmektedir. Her şeyden önce, yeniden restorasyonun ağır malî külfeti ekonomik bakımdan devletimizin sırtına yeni bir yük bindirecek ve kaynak israfına yol açacaktır. Ayrıca yerli ve yabancı turist gruplarının Edirne’ye gitme sebeplerinin başında yer alan Selimiye Camii bir süre daha kapalı kalacağı için şehrin ve ülkenin turizm gelirlerini de engelleyecektir. Fakat her şeyden önemlisi, elbette bu tarihî mirasın tespit edilebilen en eski yazı ve tezyinat unsurlarıyla birlikte korunmasıdır.

Bilim Kurulu'nun değiştirme projesi ısrarı

Özkafa, teklif edilen değiştirme projesinin Bilim Kurulu’ndan 3 kez geri çevrildikten sonra kabul edilmesini,

Bilim Kurulu’nun bu direnişi bile, değiştirilmesi teklif edilen kubbe yazılarının ve tezyinatının önemini ortaya koymak için yeterlidir aslında. Ancak buna rağmen, nihayetinde bu yeni teklifin kabul edilmiş olmasına kamuoyunda ve sanat camiasında anlam verilememiş ve büyük bir tepki meydana gelmiştir. İnşallah bu hatadan bir an evvel dönülür ve Osmanlı’dan günümüze ulaşmış olan bu yazılar ve tezyinat yok edilmez.

şeklinde değerlendirdi.

Birçok caminin yazısı değiştirildi

Ayrıca Özkafa, İstanbul'daki başka camilere de benzer durumların söz konusu olması hususuna da değinerek,

Beşiktaş Sinan Paşa Camii, Üsküdar Mihrimah Camii, Silivrikapı Hadım İbrahim Paşa Camii, Kazasker İvaz Efendi Camii gibi tarihî yapıların kubbelerinde de eski yazılar “estetik” bulunmayarak günümüz hattıyla değiştirilmiştir. Buna başka örnekler de ekleyebiliriz. Böyle bir tahribata nasıl izin verilebildiğini anlamak mümkün değildir. Sanırım bu gidişata dur denilmezse, yakın zamana kadar tarihî hiçbir camide dönem yazısı kalmayacak ve sanat tarihimiz tekdüzeleşecektir. Mimari, hat, tezhip ve tezyinatta tarih boyunca karşılaşılan farklılıklar bugün benimsediğimiz üslupta olmasalar bile korunmak zorundadır. Eğer barok, rokoko veya ampir üslûbuna taraftar değilsek bunu yazı ve tezyinatla sınırlandırmak yerine, bu üslûpta inşa edilmiş bütün tarihî camileri de yıkıp yenisini yapmamız gerekir!

diyerek birçok caminin günümüz yazısıyla değiştirildiğini ifade etti.

ICOMOS'un iddialarına cevap

ICOMOS'un raspalarda kronolojik olarak 18 y.y.dan önce bir klasik dönem işaretine rastlanmadığı, 1752 depremi sonrası en ulaşılabilir kalem işlerini bu tarihe vurguladığı, 19 y.y.da yapılan restorasyonda barok etkisi olması dolayısıyla bir münakaşa olmasına binaen ve klasik dönemi yansıtmadığı gerekçesiyle barok üslubunun kubbe eteğindeki kalem işlerinde olduğu kabul edildiği ama diğer motiflerin dönemin özgünlüğünü (zamanla restorasyon geçirse bile) koruduğunu vurgulayan çalışmalar olduğu iddialarına ilişkin Özkafa,

Bu gibi konular şahsî kanaatleri aşan, ferdî ihtirasların ve çekişmelerin ötesinde ele alınması gereken meselelerdir. Bazı önemli tarihî eserler, tarafı olduğumuz milletlerarası anlaşmaların bağlayıcı hükümleriyle koruma altına alınmıştır. Dolayısıyla UNESCO Dünya Miras Listesi çerçevesinde Üstün Evrensel Değer’e zarar verecek müdahaleler, Selimiye Camii’nin statüsünü riske sokabilir. Selimiye Camii ana kubbesinde korunması gerekli bir katmanın kaldırılarak varsayıma dayalı bir desenin veya yazının uygulanması bu büyük riski doğurmaktadır.

açıklamasını yaptı.

Baran Dergisi