28 Şubat darbecilerinin tutuklandıkları süreçte kulislere sızan “hepsi bir bir hastalanacak, Adli Tıp kararıyla cezaevinden yırtacaklar” şeklindeki senaryo sergilenmeye başladı. Cezaevine girmeden önce tatil beldelerinde keyif çatan müebbetlik darbeciler, cezaevine konulur konulmaz önce Adli Tıp’ın kapısına dayandı, şimdi de hastanelere kapak attı. Hüküm giyince Bodrum’daki villalarına veda eden eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan ve Ankara’da tutuklanan eski Jandarma Genel Komutanı Fevzi Türkeri’nin hastaneye sevki gerçekleşti. Daha önceki Ergenekon yargılamasında da emekli zevat bir bir hastalanmış, Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Mehmet Haberal ve Levent Ersöz hastaneden çıkmamıştı.

Kuran: Darbeciye iltimas geçen suç işler

Hastalık tiyatrosunu Akit’e yorumlayan Tüm Hukukçular Birliği Genel Başkanı Av. Mustafa Kuran, 28 Şubat davası hükümlülerine iltimas geçen yetkililerin suç işlemiş olacağına vurgu yaptı. Avukat Mustafa Kuran, “O darbecilerin haklarının kısıtlanması hususunda çok ciddi kararlar vardır. Sosyal haklarından azledilen, orduevlerinde giremeyen 28 Şubatçılara artık ‘paşa’ muamelesi yapılmaması lazım. Kaldı ki infaz kanununa göre, 28 Şubat davasında tutuklananların rütbeleri de ortadan kaldırılmalıdır. Aşırı yaş ve hastalık gibi sebeplerle bunlar hakkında uygulama yapılabilir. Ama doktorlarımızın, hastaneye sevk eden cezaevi yöneticilerimizin çok dikkatli, çok hassas ve ihtimam sahibi olmaları lazımdır” dedi.

Kuran, “O kişilere ‘generaldir’ diyerek hatır için iyilik yapma düşüncesiyle herhangi bir yetkilinin iltiması söz konusu olursa bu suç olur. İltimastan sorumlu olurlar. 28 Şubatçılar hakkında yapılacak işlemler milletin gözünden kaçmaz. Kamuoyu bu süreci yakından izlemektedir” sözlerini sarf etti.

Cezaevinde kalmalı pişman olmalılar

Hukukçu Kuran, sözlerini şöyle tamamladı: “Ciddi hastalığı olmayanların cezaevinde kalması ibret ve pişmanlık duymalarını gerektirir. İnşallah hem savcılığın hem cezaevi idarecilerinin bu mevzuda hassasiyetle ve çok dikkatli davranmaları, kamuoyu adına hukukçuların arzuladığı husustur.”

Toraman: Hastalıklar kuşkulu

Avukat Cüneyt Toraman, müebbet hapis cezasına mahkum olan 28 Şubat darbecilerinin tamamının hastalık bahanesini öne sürmesinin kuşkulu olduğunu belirtti. Av. Toraman, “28 Şubat davasında verilen kararın kesinleşmesiyle, cezanın infazi süreci de başlamış oldu. Bu davanın sanıkları, sağlık sorunlarını gerekçe göstererek cezaevine girmemek için uğraşıyor. Sanıklardan birinin, ikisinin sağlık sorunu olması anlaşılabilir ise de hepsinin aynı anda rahatsızlanması, kamuoyunda ciddi kuşkulara sebebiyet veriyor. 28 Şubat darbesi, 24 milyon mağdur üretmiştir. Bu mağdurlar, bu mağduriyete sebebiyet verenlerin cezasını çekmesini bekliyor. Hükümlünün yaşlı olması, hasta olması, cezanın infazına mani bir durum değildir” diye konuştu.

Darbecilik tedavisi olmayan hastalık

Cezaevlerinde yaklaşık 300 bin tutuklu hükümlü bulunduğunu, her hükümlü gibi 28 Şubat davasının hükümlülerinin de hasta olduğunda cezaevinden hastaneye sevk edilip tedavilerinin yapılabileceğini kaydeden Toraman, “Bu kişiler darbe suçundan hüküm giymiş olup muhtemel bir darbe teşebbüsünde yine aktif görev alacaklardır. Darbe teşebbüsünden affedilenler, serbest kalınca darbe yapmaktan vazgeçmemiştir. Darbecilik tedavisi olmayan bir hastalıktır. Toplumu korumak için bu kişilerin cezaevinde olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Bakanlık sahte raporu engellemeli

Sahte rapor hazırlanma riskine dikkat çeken Toraman şöyle devam etti: “28 Şubat darbesi, kamu kurumlarındaki cuntacı kamu görevlilerinin desteğiyle  gerçekleştirilmiş olup, bu kurumlarda, hâlâ bu darbeye destek veren çok sayıda kamu görevlisi bulunuyor. Sağlık Bakanlığı’nın gerçeğe aykırı rapor tanzimini engellemesi gerekiyor. Bu hükümlüler için cezanın infazına engel teşkil edecek bir rapor verilmesi halinde savcılık bu kişileri başka bir sağlık kurumuna sevk edip, yeniden rapor aldırmalıdır. Bu ülkede bir daha darbe olması istenmiyorsa, hükümetin darbe niyeti olanlara bu suçun cezasız kalmayacağını, hesabının sorulacağını göstermesi gerekiyor.”