Şehir kuşatma altında
2024 Mayıs’ında başlayan RSF ablukası, el-Faşir’i tamamen dünyadan kopardı. Şehre gıda, yakıt ve ilaç girişini engelleyen RSF militanları, bölgeye hava saldırıları ve top atışları düzenleyerek pazarları ve sivil alanları hedef aldı. Bu durum, şehri bir kuşatma kampına dönüştürdü. Halk artık hayvan yemini dahi bulamaz hâle geldi; açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle ölümler artıyor.
Sağlık altyapısı çöktü
RSF’nin saldırıları yalnızca gıdayı değil, sağlık sistemini de çökertti. Geçtiğimiz aylarda el-Faşir’deki Şubat Kadın Eğitim Hastanesi drone saldırısına hedef oldu, onlarca kişi hayatını kaybetti. Bölgedeki hastanelerin büyük kısmı ya kapalı ya da işlevsiz. Uluslararası yardım kuruluşları, her gün onlarca bebeğin ve yaşlının önlenebilir hastalıklar nedeniyle öldüğünü bildiriyor.
BAE desteği
Sudan hükümeti ve çok sayıda insan hakları örgütü, RSF’nin bu imkânları tek başına sağlayamayacağını, BAE’nin hem mali destek hem de silah sevkiyatıyla bu kuşatmayı güçlendirdiğini belirtiyor. Uydu görüntüleri ve ele geçirilen mühimmat raporları bu iddiaları destekliyor. Mart ayında Sudan, BAE’yi “soykırıma ortaklık” suçlamasıyla Uluslararası Adalet Divanı’na taşıdı. Mahkeme davayı yetki yetersizliğinden reddetse de, BAE’ye yönelik tepkiler büyümeye devam ediyor.
Uluslararası tepkiler yetersiz
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, el-Faşir kuşatmasının kaldırılması yönünde oybirliğine yakın bir karar alsa da, sahadaki durum değişmedi. Londra’da düzenlenen konferansta 17 ülke ve AB temsilcileri çözüm aradı ancak toplanması hedeflenen 4,2 milyar dolarlık yardımın sadece yüzde 10’u sağlanabildi.
