CHP’nin kurulduğu günden itibaren uygulayageldiği zulüm diktatörlüğüyle milletin nezdinde öfke, korku, nefret, açlık, yoksulluk, adaletsizliğin sembolü haline gelmesine bakarak diyoruz ki; Türk milletinin CHP’den alacağı vardır.

Türkiye'de tek parti CHP iktidarı 1923'te başladı.

CHP'ye karşı 1930'da kurulan ilk parti Serbest Cumhuriyet Fırkası, beklenmedik şekilde yerel seçimlerde 30’dan fazla belediye başkanlığı kazandı.

Samsun’da SCF’nin adayı Boşnakzade Ahmet Resai Bey belediye başkanı seçildi.

Seçimi kazanır kazanmaz önüne istifa dilekçesini koydular.

Belediye Reisi istifayı kabul etmedi;

“Bendenizin bu işte kalması arzu buyurulmuyorsa hükümetin elinde kuvvet vardır, Şûra-yı Devlet vardır, intihabı fesheder. Bendeniz de o zaman halka karşı mahcup vaziyette kalmış olmam.” dedi.

Samsun Valisi Kazım İnanç görevden alındı, belediye seçimlerinin yenilenmesine karar verildi.

1946 yılında kurulan Demokrat Parti, girdiği ilk seçimleri kaybetti.

21 Temmuz 1946’da 8. dönem milletvekili seçimlerinde CHP keşfettiği dâhiyane açık oy gizli tasnif tertibiyle 397, Demokrat Parti 61, Bağımsızlar 7 milletvekili kazandı.

Demokrat Parti 1950’de iktidarı CHP’nin elinden alarak tek parti dönemini sona erdirdi.

CHP’nin 1923’ten 1950’ye zulüm karnesi;

3 Mart 1924, Hilafet makamı TBMM tarafından kaldırıldı.

Aynı yıl, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile ilkokullardan Kur’an; ortaokul ve liselerden din, Arapça, Farsça dersleri çıkartıldı.

12 Aralık 1925, Rize’de şapka giymek istemeyen kalabalığa önce jandarma ateş açtı, ardından Hamidiye zırhlısı Rize sahillerini topa tuttu; 17 kişi öldü, 143 kişi tutuklandı.

24 Kasım 1925, Erzurum’da Şalcı Bacı lakaplı kadın, ‘Şapka Kanunu’na Muhalefetten’ asılarak idam edildi.

29 Haziran 1925, Şeyh Muhammed Said Nakşibendi, Şark İstiklal Mahkemesi tarafından darağacına gönderildi.

Mehmet Akif Ersoy, 1925 yılında yazarı olduğu Sebilürreşad dergisinin sahibi Eşref Edip tutuklanıp istiklal mahkemelerinde idamla yargılanmaya başlayınca Mısır'a hicret etmek zorunda kaldı.

4 Şubat 1926, İskilipli Atıf Hoca, Şapka Kanunu çıkmadan 1,5 yıl önce, bakanlık izniyle basılan 'Frenk Mukallitliği ve Şapka' kitabı bahane edilerek idam edildi.

Temmuz 1926, Mevlevî Şeyhi İbrahim Hakkı Efendi, Atıf Hoca'nın ardından gıyabında yapılan yargılamayla idama mahkûm edildi. Ne yazık, Kemah'taki köyünde sabah namazında secdede ruhunu Rahman'a teslim etti.

Hakkında arama emri olduğundan oğlu babasının vefatını jandarmaya haber verdi.

Köye gelen seyyar mahkeme mezarı açtı, cenazesi kefeniyle darağacına çekildi.

1 Kasım 1928, 1353 sayılı ‘Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun’ kabul edildi.

15 Kasım 1937, Dersim İsyanı devam ederken barış görüşmeleri yapmak üzere Erzincan'a davet edilen Seyit Rıza, yolda tutuklanarak Elazığ Askeri Mahkemesince idam edildi.

1937-38 yıllarında Dersim'de 13 binden fazla sivil, başını Sabiha Gökçen’in çektiği 3 uçak filosu tarafından bombalanarak öldürüldü.

12 bine yakın insan sürgüne gönderildi.

1933’te Kazım Karabekir’in hatıratları matbaada basılırken toplandı.

Evine yapılan baskında ele geçirilen belgelerle beraber kireç kuyusunda yakıldı.

İsmail Nazım Ergenel’in Enam-ı Şerif’i, Mustafa Kocabaş’ın Din Kılavuzu, İman ve Amel Kitabı, ayet, hadis ve ahlaki öğütler muhtevalı Arapça eser, Dua Mecmuası, Çocuklarımıza Din Okuma Kitabı, Tam ve İlaveli Mevlid-i Nebevi adlı kitapların satışı yasaklandı.

Halep’te basılan ‘İslamiyet’te Tesettür-i Nisvan’ adlı kitabın ülkeye girişi menedildi.

1943, Ahmet Hamdi Akseki’nin ‘Peygamberimiz Hz. Muhammed’ adlı kitabı toplattırıldı.

Mayıs 1944, Necip Fazıl’ın Büyük Doğu Dergisi, “Allah’a itaat etmeyene itaat edilmez” hadisini kapak yaptığı gerekçesiyle kapatıldı.

18 Temmuz 1932 tarihli genelgeyle “Ezanın Türkçe okunması yasaklandı.”

18 yıl boyunca ezan, ‘Allahuekber’ yerine ‘Tanrı uludur’ şeklinde ucube uydurukça dilde okundu.

1945, Maraş’ta Ulucami ibadete kapatıldı.

Antalya'da Selçuklu Yivli Minare Camii, Osmancık Akşemseddin Camii ahır yapıldı.

Bingöl'de İsfehan Bey Camii buğday deposu haline getirildi.

İzmir Seferihisar Hereke’de II. Bayezid dönemi tarihî cami ahır haline getirildi.

İstanbul'un Silivrikapı’da, Sitti Hatun Camii kiraya verildi. Kiralayan ahır yaptı.

CHP, Türk milletine gâvurun reva görmeyeceği zulümlerinin kefaretini ödemelidir.

Zira milletin mukaddesatına açtığı savaş, milletin verdiği maddi, manevi zayiat unutulur cinsten değildir.

Köy imamlarına resmi kâğıt imzalattılar; “Arapça ezan okuyamayacağım, Arapça Kur'an öğretmeyeceğim”

Kur’an-ı Kerim eğitimini yasaklayan CHP, medreselerin kapısına kilit vurdu.                                     

CHP iktidarı boyunca Kur’an-ı Kerim jandarma korkusuyla mağaralarda öğretildi.

Cuma günleri jandarma camilerde nöbet tuttu; ‘Ezan Türkçe okunuyor mu?’

CHP’nin kara tarihiyle yüzleşmek, kendini hesaba çekmek düşüncesi pek yoktur.

Kılıçdaroğlu’nun ‘Helalleşme’ dediğinin ne olduğu belli değildir.

Türk Milleti CHP’den alacaklıdır; alacağını mahsuplaşmadan helalleşme olmayacaktır.

CHP, Türk Milletinden açıktan özür dilemeli, seçimlere girmemeli, mümkünse kendini feshetmelidir.

Recep Yazgan, Diriliş Postası