Bir devletin siyasî olarak güçlenebilmesi için en önemi amillerden biri iktisadî olarak muhkem bir yapıya sahip olmasıdır. İktisadî olarak muhkem bir yapıya sahip olmak, yani ekonomik açıdan güçlü olmak için en önemli ölçütlerden biriyse para biriminin kuvvetli olması. Ne yazık ki Türkiye, bu çerçevede değerlendirilebilecek bir para birimine sahip değil. Manipülasyona son derece açık, dolar başta olmak üzere diğer para birimlerine karşı sürekli değer kaybeden, dolayısıyla daimî enflasyona sebep olan bir para birimine sahibiz. Baran Dergisi olarak bu vaziyeti ortadan kaldırmak adına, Türk lirasına altın standardı getirilmesi gerektiğini senelerdir çeşitli yazılarımızda hatırlatıyoruz.

Kabaca ifade edersek; Türk lirasına altın standardı getirilmesi sayesinde paranın değeriyle oynanmayacak, yüksek enflasyon, yüksek kur, yüksek faiz gibi bahisler Türkiye’nin gündeminden çıkacak, para üzerinden para kazanma imkânı daralacak, servet ve tasarruf sahipleri daha fazla gelir elde etmek için üretime yönelmek zorunda kalacak.

Böylece durağanlaşan ekonomiye dinamizm gelecek, para sirkülasyonun hızlanmasına, servetin tabana doğru yayılmasına ve dolayısıyla hakiki bir iktisadî büyümeye sebep teşkil edecek.

Yeni Akit de bu meseleyi haber sitesine taşıdı

Geçtiğimiz günlerde de bu teklifi eski Merkez Bankası Başkanı ve Devlet Bakanı Yaman Törüner’in ifadeleriyle tekrar gündeme getirdik. Yeni Akit de medyadan beklenmesi gereken meselelere çözüm getirici tavrı görerek, haberimizi internet sitesinden, “Eski Merkez Bankası Başkanı: Çare Altın Türk Lirası” manşetiyle yayınladı.

Eski Merkez Bankası Başkanı Yaman Törüner ne demişti?

Bir programa konuk olan eski Merkez Bankası Başkanı Yaman Törüner, “Doları dünya parası olmaktan çıkarmak için gene altın standardı gerekli. Erdoğan ‘Türk lirası ile ticarete özendireceğim’ dese bu mümkün değil. Fakat şu mümkün: Siz altın standardına dönmek istediğiniz zaman Türk lirasının yanında yeni bir para çıkartırsınız. Bunun adını da Altın Türk lirası koyarsınız. Karşılığında altın olduğu bilinen ve altın olduğu garanti edilen Türk lirası tutarsanız herkes onu altın gibi görür. İstenildiği anda da altına dönüştürülebilir.” diyerek altın standardına geçilmesi gerektiğini ihtar etmişti.

Türk Altın lirası nasıl olacak?

Eylül 2022’de Aylık Baran dergisinin 7. sayısında tafsilatlı olarak Türk Altın lirasının nasıl olacağını ve getirisinin ne olacağını yazarlarımızdan Ömer Emre Akcebe kaleme almıştı.

Yazının bir kısmını okuyucuların dikkatine sunuyoruz:

Resmî rakamlara göre emisyon hacmi 28 Temmuz 2022 itibarıyla 303 milyar 863 milyon 235 bin 397,5 TL. Tedavüldeki basılı paranın dışında, bankalara tanınan haklar dolayısıyla artık iyiden iyiye dijitalleşmiş olan paranın toplamı ise, altın ve döviz mevduatları ile beraber 3 trilyon TL civarında bulunmaktadır.

Buna karşılık Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın kasasında 457,7 ton civarında bir altın stoku bulunmaktadır. Bu da 463 milyar 650 milyon 100 bin TL’ye tekabül etmektedir. Yâni bugün Merkez Bankasının emisyon hacmine göre; Türk lirası bugünkü satın alma gücünü sabit tutmak kaydıyla rahatlıkla altına endekslenebilir. Bu da paranın üzerine karşılığındaki altın değeri yazılıp yeniden bir altın senedi hâline getirilerek gerçekleştirilebilir. Altına endeksli para devlet bankasına götürüldüğünde, Merkez Bankası’nın para üzerindeki meselâ %10’luk hakkı düşülerek, altın olarak paranın karşılığı alınabilir.

Bu arada, Dünya Altın Konseyi Başkanı’nın açıklamasına göre, Türkiye’de yastık altındakiler dâhil olmak üzere 8 bin tonluk bir altın varlığından söz edildiğini de unutmamak gerek. Bu altınlar da Türk Altın Lirası üzerinden, bankaya getirilen altına karşılık %5-10 arası bir farkla Türk Altın Lirası’na dönüştürülerek pekâlâ ekonomiye kazandırılabilir.

Ruhî nisbetin kurulması ve Türk lirasının itibar kazanması için ismine “altın” ilâve edilmesi ve Türk Altın Lirası olması hem içeride ve hem de dışarıda meydana getireceği müsbet psikolojik tesir dolayısıyla isabetli olacaktır.

Bu değişimin Türk lirasında direkt ve onunla beraber meydana getireceği dolaylı iyileşmelere bakacak olursak:

Bir kere en başta Türk lirasının bir paranın haiz olması gereken asgarî fonksiyonlardan olan mübadele vasıtası, standart kıymet ölçüsü ve tasarruf aracı vasıflarını yeniden kazanması bu sayede gerçekleştirilebilir.

Bu hamleden sonra fiyatların belirlenmesinde standart değer ölçüsü olarak Türk Altın Lirası kullanılacağı için kurdaki hareketlilik dolayısıyla fiyatlarda bu çapta bir oynaklık ve karşılıksız para basılamayacağı için de enflasyon olmaz, insanların kazancı değerini korumuş olur. Hâl böyle olunca da Türk Altın lirası tabiî olarak tercih edilen bir mübadele vasıtası hâlini alacaktır. Ayrıca baştan sona ruhî amillere bağlı iktisadî düzen üzerinde böylesi bir realizasyonun bakış açılarında meydana getireceği pozitif değişimin ise paha biçilemez tesirler meydana getirmesi kaçınılmazdır.

Bir diğer husus ise Türk Altın lirasının direkt olarak bir tasarruf enstrümanı hâlini alacak olmasıdır. Günümüzde dünya çapında neredeyse bütün para birimleri altın karşısında erir, uzun vadede ise yine bütün para birimleri altın karşısında değer kaybederken, insanımız tasarruflarını değerlendirmek için o zaman dövize niçin yönelsin?..

Yine yerli imkânlarla gerçekleştirilen üretimin fiyatlandırılması bu sefer ya Türk Altın Lirası üzerinden yapılacak yahut döviz üzerinden yapılsa bile Türk Altın Lirasına dayanan ekonomi kur dengesizliği yaşamayacağı için ihracat avantajını elinde tutacaktır.

Bugünkü mânâda bir enflasyon olmayacağı için, vatandaş, Türk Altın Lirası üzerinden elde ettiği kazancın cebinden çalınmayacağının psikolojik rahatlığı içinde olacak, paraya güveni artacaktır.

Bugün dünya ekonomisinin ancak %1’i eden Türkiye ekonomisi üzerinde operasyon yapabilmek için, bu sefer dünya çapındaki altın fiyatlarının manipüle edilmesi gerekecektir ki, bu takdirde zaten bütün dünya para birimleri böylesi bir manipülasyondan dolaylı yollardan etkileneceği için bu yolla Türkiye siyasetini dizayn etmek imkânı ortadan kaldırılmış olacak, kimse ekonomik bağımlılığımız üzerinden Türkiye’ye direktif veremeyecektir.

Türk Altın Lirası’na geçilmesinden sonra paranın değeriyle bugünkü gibi oynanamayacağı, faiz oranları sınırlı kalacağı ve dolayısıyla para üzerinden para kazanma imkânı da daralacağından, servet ve tasarruf sahipleri daha fazla gelir elde etmek için üretime yahut üretim finansmanına yönelmek zorunda kalacaktır. Bu da tabiî olarak durağanlaşan ekonomiye dinamizm getirecek ve para sirkülasyonun hızlanmasına, servetin tabana doğru yayılmasına ve dolayısıyla hakiki bir iktisadî büyümeye sebeb teşkil edecektir.

Türk Altın Lirası’nın yabancı paralar karşısında satın alma gücünü muhafaza ediyor olması dolayısıyla memleket içindeki, adına sunî kazanç diyebileceğimiz, birçok rant kapısı da kapanmış olacak ve gelir dağılımındaki eşitsizlik nisbeten daralacaktır.

NOT: Türk Altın Lirası’na dair tafsilatlı bilgi için TIKLA