Acılı aile, yetkililere seslenerek "dindaş ve soydaş" olarak gördükleri Türkiye'nin kendilerine sahip çıkmasını ve dağılmak üzere olan ailelerinin yeniden bir araya gelmesini talep etti.
"ZALİM KARİMOV DÖNEMİNDE ZULÜMDEN KAÇTIK"
11 gündür eşi Zebo Kadirova'dan haber alamayan Asomiddin Boltaev, Türkiye'ye sığınma sebeplerinin Özbekistan'ın merhum Cumhurbaşkanı İslam Karimov döneminde gördükleri baskı ve zulüm olduğunu belirtti. Boltaev, o günleri şu sözlerle anlattı:
"Bizim vatanımızı terk etme sebebimiz, 2009'lu yıllarda, zalimliğiyle bilinen İslam Karimov yönetimi döneminde başladı. Eşimle birlikte hac malzemeleri ve İslami kıyafetler sattığımız küçük bir dükkanımız vardı. Sırf bu yüzden, inancımızı yaşama gayretimizden dolayı bizi suçladılar. Eşimi ve beni karakola çağırdılar, yerin alt katlarındaki sorgu odalarına indirdiler. Bu baskılara dayanamayarak, canımızı ve imanımızı kurtarmak için memleketimizi terk etmek zorunda kaldık."
"11 YILDIR BU TOPRAKLARDAYIZ, KÜÇÜK OĞLUM BURADA DOĞDU"
Türkiye'de geçirdikleri 11 yılı anlatan Boltaev, kendilerini artık bu toprakların bir parçası olarak gördüklerini vurguladı. Bursa'nın İnegöl ilçesinde 9 yıldır aynı mahallede yaşadıklarını, küçük bir terzi dükkanı işleterek helal rızık peşinde koştuklarını ifade eden Boltaev, sözlerine şöyle devam etti:
"Tam 11 senedir Türkiye'de yaşıyoruz ve bu ülkeye sığındık. Çocuklarım burada büyüdü, en küçük oğlum Umar burada doğdu. Evlatlarım okullarına burada gidiyor, kalben ve ruhen kendilerini buralı hissediyorlar. Ailece geçimimizi sağladığımız küçük bir terzi dükkanımız var, mahallemize hizmet veriyoruz. Gelsinler, sorsunlar; bugüne kadar kimseyle bir kavgamız, bir kötülüğümüz olmamıştır. Biz de bu topraklarda hamdolsun hiç kötülük görmedik. Bizim başka gidecek bir yerimiz, çalacak başka bir kapımız yok."
"EŞİM G-87 KODUYLA TUTULUYOR, HER AN SINIR DIŞI EDİLEBİLİR"
Eşinin 11 gündür Bursa Geri Gönderme Merkezi'nde "G-87" tahdit koduyla tutulduğunu ve her an sınır dışı edilme korkusu yaşadıklarını belirten Asomiddin Boltaev, bu durumun sadece kendilerine has bir endişe olmadığını dile getirdi. Boltaev, "Daha önce Doğu Türkistan, Orta Asya ve Kafkasya'dan gelen nice Müslüman kardeşimiz bu şekilde sınır dışı edildi. Yaklaşık bir buçuk ay önce Alisher Tursunov isminde bir kardeşimiz Özbekistan'a teslim edildi ve şu an akıbeti meçhul, cezaevinde olduğunu biliyoruz ama hiçbir haber alamıyoruz. Eşimin de aynı akıbeti yaşamasından korkuyoruz. Bu, bir ailenin yok edilmesi demektir" diye konuştu.
"ALLAH İÇİN BİZ KARDEŞİZ, BU AİLEYİ DAĞITMAYIN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili bakanlıklara seslenen Boltaev, "Aile Yılı" olarak ilan edilen bu yılda, dört çocuklu bir ailenin parçalanmasına izin verilmemesi için yalvardı. Gözyaşları içinde yaptığı çağrıda şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bakanlıklarımıza sesleniyorum: Allah için biz kardeşiz, bize yardımcı olun. Bizim sizden başka dostumuz, sığınacak başka bir limanımız yok. Sınırlar bugün var olabilir ama bizim kalplerimiz, imanımız o sınırları tanımıyor. Biz bu toplumun bir parçasıyız. Bugün Türkiye'nin nüfusunun azalmasından bahsediliyor, benim dört tane evladım var. Bu çocuklar burada büyüyecek, burada evlenecek, burada çoğalacaklar. Vatanı için askere gidecek, bu millete faydalı katkılarda bulunacaklar. Tek talebimiz, tek ricamız; sığınma talebimiz kabul edilsin, eşim serbest bırakılsın ve çocuklarımız hayatlarına burada devam etsin."
ÇOCUKLARIN GÖZYAŞLARI: "CANIMIZ ACIYOR, ANNESİZ KALDIK"
Annesinin yokluğuyla sarsılan 20 yaşındaki Muhammed Mardonov, ailenin yaşadığı acıyı, "İnsanın eline bir kıymık batsa canı ne kadar acır... Bizim 11 gündür canımız yanıyor. Üç kardeşimle birlikte annesiz kaldık. 5 yaşındaki kardeşim her gün 'Annem nerede? Ne zaman gelecek?' diye soruyor. Bu soruya cevap verememek, bu acıya dayanmak çok zor. Mecburen sabrediyoruz. Tek isteğimiz annemizin serbest bırakılmasıdır" sözleriyle anlattı.
Ailenin kızı Zehra Boltaev ise, "Annemden ayrı kaldık. Ben anneme tekrar kavuşmak istiyorum. Lütfen, kardeşlerimle beni ve annemi ayırmayın. Tekrardan ailemiz birleşsin" diyerek feryat etti.
Boltaev ailesi, kendileri gibi nice muhacir ailenin yaşadığı belirsizliğin son bulmasını, kardeş ve dindaş olarak sığındıkları Türkiye Cumhuriyeti devletinin şefkatli kollarına kendilerini emanet ettiklerini belirterek uzanacak bir yardım elini bekliyor.
