Memleketimiz yüzyılın en büyük felâketini yaşıyor. Önce 7.7 aradan henüz 10 saat geçmişken ardından gelen 7.6’lık depremle Türkiye’nin 10 şehri harabeye dönmüş, insanlar can derdine düşmüş, yüzbinlerce kişi varını yoğunu kaybetmiş, binlerce kişi canından olmuş… Bütün dünya felâketin boyutundan bahseden açıklamalar ve yardım kampanyaları yürütüyor. Memleketin evlatları yaraları sarmak için elinden ne gelirse yapmanın telâşında…

Tüm bu vaziyetin vahametine karşılık, bu memlekete bir tek çivi çakmamış, Üstad Necip Fazıl’ın tabiriyle “iktidar düşsün diye memleketi düşman askerine çiğnetmeye razı olan” aşağılık yaratıklar ise binlerce ölümüzün bedeni üzerinde tepiniyor, siyasî rant peşinde koşuyor.

Bu yaratıkların başını, elbette “Haçlı dünyasıyla anlaşmış olarak Türk’ün ruh kökünü kurutmaya memur katliam müessesesi” CHP ve onun bugün tepesinde bulunan kubur faresi Kılıçdaroğlu çekiyor. CHP, yöneticileri ve destekçileriyle her fırsatta sömürgecilerin bu memleketten çekilirken kendilerini yerlerine bıraktıklarını, sömürgeci kalıntısı olduklarını gösteriyor; iki gündür de memleketin evlatları canını dişine takıp enkaz altındaki canları kurtarmak için kendi hayatlarını tehlikeye atarken, tüm Müslüman Anadolu depremzedeler için birlik olmuş ellerinden gelen yardımı yapmaya çalışırken; sözde yardım için deprem bölgesine giden Kılıçdaroğlu, siyasî rant elde etmek için hiçbir şey yapılmadığını iddia ederek provokasyon yapıyor. Milletin kendisine teveccüh etmediğini gördükçe de kudurup “İşte şunu yapıyorum gelin tutuklayın, işte bunu yapıyorum gelin tutuklayın” diye zırlıyor, ciğerindeki kanlı irini memleketin üzerine akıtmaya devam ediyor. Memleketin öz evlatları artık Kılıçdaroğlu ile aynı memlekette yaşamak istemiyor!

İGA, Hatay Havalimanını onarıyor, Kılıçdaroğlu’nun avanesinden Mansur Yavaş hafriyat taşıyan iki belediye kamyonunun resmini atıp “biz onarıyoruz” diye kavgaya tutuşuyor; Memleketin evlatları canının derdindeyken, “ben” kavgası yapan rezillerle, hangi taraf olursa olsun, aynı memlekette yaşamak istemiyor!

Depremin olduğu ilk andan itibaren Müslüman dernekler, vakıflar, STK’lar ve münferit gruplar şimşek hızıyla deprem bölgesine akın ediyor; sıcak evinde viskisini yudumlayıp yumuşak götünü ısıtmanın derdine düşen CHP destekçisi Batıcı köpek, oturduğu yerden “Müslümanlar nerede?” diye twit atıyor. Müslüman Anadolu, hangi umumî tuvalet köşesinde peydahlandığı meçhul bu tiplerle aynı memlekette yaşamak istemiyor!

Müslümanlar canhıraş bir şekilde enkaz kaldırmaya çalışırken, evinde vazosu kırılsa, kedisi köpeği incinse kendi nefsine dokunuyor diye Müslümanların depremde zarar görmesinden daha çok üzülecek aşağılık tabiatlı yaratıklar, iki twit atan yandaşını Müslümanların çabasının üstüne çıkarıp kahraman ilan ediyor. Memleketin evlatları bunlarla da aynı memlekette yaşamak istemiyor.

Çünkü bu memleket Müslüman memleketidir ve İslâm’a olan düşmanlık bu memlekete de olan düşmanlıktır.

Ülkeyi Müslümanlar kurtarıyor, sel oluyor Müslümanlar yardıma koşuyor, darbe oluyor Müslümanlar canını siper ediyor, deprem oluyor Müslümanlar enkazın altına giriyor; bu lağım fareleri ise konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor!

Müslüman Anadolu’nun bunlarla birlikte bunları konuşturanlara karşı da sabrı taştı!

Bir evde kanalizasyon patlar, ortalığı pislik basar, bu tabiidir; fakat kimse yüz sene boyunca lağım pisliğini baş köşe edip, onunla oturmaz. Evini barkını temizler, öyle hayatına devam eder. Bizim bu memleketten başka evimiz yok ve artık bu pisliği her türlü nev’iyle evimizde istemiyoruz.

CHP Türkiye’nin millî, vicdanî ve ahlâkî güvenlik sorunudur, sosyal dokuyu bir asırdır tahrip etmektedir ve huzurun tesisi için tüm kadroları, yandaşları ve zihniyetiyle beraber mutlaka ama mutlaka tepelenmeli ve bertaraf edilmelidir. CHP ve zihniyetinin kökü bu topraklardan kazınmalıdır.

Bizans piçi, sömürgeci artığı, nesebi gayr-ı sahih veledi zinalara bu topraklarda artık hayat hakkı tanınmamalı!