Geçen sene Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, öğretmen alımı üzerine konuşmuş ve “okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarını artırmaya çalışıyoruz. Okul öncesi öğretmene ihtiyacımız var. Atama olacak, onu açıklayacağız. Yeni öğretmen istihdamında ağırlığı okul öncesi eğitime vereceğiz” demişti.

Yine geçtiğimiz ay ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitim sistemimizin kalitesini artırmak, eğitim kadromuzu daha da güçlendirmek için 45 bin yeni öğretmen ataması yapacağız” diye açıklamada bulunmuştu.

Fakat hiçbir şekilde “Öğretmen istihdamında ölçü ne olacak?”, “Neye bakılarak öğretmen seçilecek?” sorusu sorulmadı, sorulmuyor. Haliyle değerlerinden kopuk, İslam’a, kültür ve tarihine düşman olan Batıcı laikler dolduruyor okulları. Hiçbir ölçüye bakılmadan yapılan atamalardan ise aşağıdaki kare meydana çıkıyor.

Başına aldığı örtüyle alay geçercesine “Arkadaşlar kapandık, bırakıyoruz bu işleri” diye paylaşım yapan küstah, MEB’de öğretmen! Çocuklarımız bunlar gibi İslam’a ve İslami değerlere hakaret eden “öğretmen” kılıklılara emanet.

Eğitim-öğretim bir cemiyetin geleceğinin inşa edildiği tek tek fertlerin şuurlarının imar edildiği müessesedir. Eğitim, nitekim bizde bu müessesenin adı maariftir. Arif yetiştirme, irfan sahibi kılma yeridir.

Öğrenci ve öğretmen sayısıyla birlikte ahlaksızlık da artıyor

Eğitim sistemi sürekli yama yapmak yerine onu kökten değiştirip İslami bir usule göre düzenlenmeden bu tür alçaklıklar da yaşanmaya devam edecek. 

Eğitim, ait olduğu toplumun din, kültür ve ahlak mirasını koruma ve geliştirme görevi ile fonksiyon görür. Din ve ahlak sistemi ise; medeniyet değerleri çerçevesinde şekillenir. Bu yüzden Batıcı laik eğitim sisteminden ülkesine bağlı, değerlerini koruyan, dinine ve geçmişine sahip çıkan, ahlaklı ve kültürlü gençler beklenemez. Aksine, bu sayılanlara düşman nesiller ortaya çıkar. Maddi yönden zenginleştirilen eğitim kurumları da, bu insan tipine hizmet ediyor.

Anlaşılıyor ki, toplum, eğitimde şuurlara nakşettiği değerlerle varlığını ayakta tutar ve devam ettirir. O halde İslâm dâvasının ahlâkı ile ahlâklanmış, kendisini ilim ve irfana adamış ve bir günü bir gününe eş geçmeyen, üreten münevverler yetiştirilmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ruhi alanda inkılap yapması gerekmektedir.