Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen, İlim Yayma Vakfı 52. Genel Kurulu'nda konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:

"Bu mübarek ayın tüm İslam dünyasına, tüm insanlığa huzur ve esenlik getirmesini diliyorum.

Bu sene 11 ayın sultan Ramazan'a ulaşmanın sevincini, diğer tarafta deprem felaketinde 50 bin canı yitirmenin hüznünü yaşıyoruz. 14 milyon vatandaşımızın hayatını altüst eden depremler, 85 milyonun yüreğine kor ateş gibi düştü. Deprem bölgesindeki kayıpların acısını derinden hissediyoruz.

Cumhur İttifakı'ndaki ortaklarımızla Kahramanmaraş ve Hatay'ı tekrar ziyaret ettik. Deprem konutları temelini attık, iftarımızı depremzede kardeşlerimizle açtık. Maraş ve Hataylı vatandaşlarımızın hayata tutunma azmine şahit olduk. Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimiz bu Ramazan'da bizden daha fazla anlayış göstermemizi bekliyor.

Hepimizin depremzedelerin yanında olması gerekiyor. İlim Yayma Vakfımızın sergilediği dayanışmayı artırarak devam ettirdiğini görüyorum. Geniş bir yelpazede yaptığınız çalışmaları takdirle karşılıyorum.

Burada sizlerin vasıtasıyla şu gerçeğin altınız çizmek istiyorum; bizler paylaşanın gücüne inanan bir milletin mensuplarıyız. Bizler Ramazan ayı geldiğinde çokça infak yapan bir peygamberin ümmetiyiz. Bu kadim değerler milletimiz tarafından halen çok güçlü bir şekilde yaşatılıyor. Anadolu insanı elindekini ve avucundakini paylaşmayı sürdürüyor. İnsanlarımız oruçla, Kuran'la, iftar ve sahur sofralarıyla bu ayı idrak ederken, deprem bölgesindeki kardeşlerini de unutmuyor. Şov yapmadan, reklam ve algı peşinde koşmadan karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek gurur verici işlere imza atıyorlar. Tüm vakıf ve derneklerimizi tebrik ediyorum.

Tek parti faşizmi özlemiyle yaşayan bir avuç kendini bilmezin sizlerin samimiyetinden rahatsızlık duyduğunun farkındayız. Milletin ruh kökünden beslenmeyen bu asalakları kendi hırslarıyla baş başa bırakıyoruz.

Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimizin başta olmak üzere kimin ne niyetle hareket ettiğini gayet iyi görüyor. Vatandaşlarımız sizlerle tüm vakıf, dernek ve ilim-irfan kuruluşlarına teşekkür ediyor. Bu dualar bizi teşvik etmenin yanı sıra omuzlarımızdaki yükü ağırlaştırmaktadır. Yüzünü bize çevirmiş hiçbir kardeşimize mahcup olmama mesuliyetiyle karşı karşıyayız.

Kuru gürültü patırtıyla bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini düşünenlere asla boyun eğmeyiz. Ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizi sürdürmeliyiz. Aşkla çalışmaya devam edeceğiz.

Kendi alanında güçlü bir geleneği temsil eden İlim Yayma Vakfımız davamızın bayraktarları arasında yer alıyor. Ülkemize ve milletimize hayırlı nesiller yetiştirmenin ceddiyle çalışıyor. Vakfımızın tedrisatından geçen binlerce kardeşimiz insanlığa hizmet ediyor.

Bu fani dünyada mal, mülk, koltuk değil; ülkesine milletine, ümmete ve insanlığa hayırlı işler yapmaktır. Bizler kalıcı eserler için çalışan insanlarız. 40 yıldır siyasetin farklı kulvarlarında aziz millete aşkla hizmet ediyoruz. Allah'ın takdiri, milletimizin tensipleriyle başbakan, cumhurbaşkanı olarak çok önemli projelere imza attık. Bu aziz vatanı payidar kılmak, küresel nizamda hak ettiği yere ulaştırmak için çaba harcadık. Gerçekten çetin mücadeleler verdik.

40 yılı aşan süreçte ciddi sınamalarla karşılaştık. Ekonomimizi güçlendirdik, demokrasimizi büyüttük, yasakları kaldırdık. Kişibaşı milli gelir 10 bin 650 dolara yükseldi. Daha da artacak. Türk Devletleri Teşkilatı'nın kuruluşundan, KKTC'nin haklarının korunmasına kadar pek çok imkansızı başardık.

Altyapı ve üst yapı yatırımlarında kat ettiğimiz mesafe önemlidir. Bizim önemli başarımız, yasakları kaldırarak milletimize cesaret ve özgüven kazandırmamızdır. Parya muamelesi gören Anadolu insanına bu ülkenin birinci sınıf vatandaş olduğunu yeniden hissettirdik. Üniversite kapılarında ağlayan başörtülü kızlarımızı unutmayız. Kılık kıyafeti nedeniyle çalışması kısıtlanan kadınlarımızı unutamayız. Hastası rehin kalan garipleri unutmayız. Ülkedeki siyasi istikrarsızlığın yükünü sırtlayan esnaflarımıza, maaş alamama korkusu yaşayan memur ve emeklimize; toplum kesiminin tamamına hak ettikleri değeri biz verdik. Sessiz devrimlerle bu millete dikte edilen kast sistemini ortadan kaldırdık.

Ayasofya'nın, Büyük Çamlıca Camisi ve Taksim Camisi'ni yaparak İstanbul'un simge yapıları haline getirdik. Asırlık hayalleri, davaları 20 yıl gibi kısa sürede gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Tarihi kazanımlar, siyasi mirasın en güzel nişaneleridir. 40 yılı aşan siyasi yaşamımızda bizim de eksiklerimiz, ulaşamadıklarımız olmuştur.

Hayata geçirdiğimiz sessiz devrimlerle, bu ülkede yıllarca millete dikte edilen kast sistemini ortadan kaldırdık. Fetih yadigarı Ayasofya'yı açacak imzayı bizler attık.

İlk gençlik yıllarımızdan itibaren dava şuurunu kazandıran Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızı rahmetle yad ediyorum. Yine bugün erdem insanı Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimi de rahmetle anıyorum.

Büyük ve güçlü Türkiye idealimizle yürüttüğümüz mücadelemizde pek çok imtihandan geçtik. Şimdi ülke, millet ve dünyanın dört bir yanında gönlü bize dönmüş kardeşlerimizle yeni bir imtihanın eşiğindeyiz. Her seçim önemlidir ama 14 Mayıs seçimleri içerideki saflaşma ve bölgesel gelişmeler bakımından tarihi bir yol ayrımına dönüşmüştür.

Sayın Putin ile görüşmem oldu. O görüşmemizde de Rusya ve Ukrayna arasındaki mücadelede bizim arabuluculuğumuzun takdiri yanında, seçimi nasıl takip ettiklerini kendilerinden dinledim. Tarım koridoru ile bizden istedikleri az gelişmiş ülkelere bilabedel buğdayı gönderiyoruz, sizler de una çevirip fakir ülkelere ulaştırın. Haftada bir, 10 günde bir devam ediyor.

14 Mayıs'ta da bizler milletimle beraber bu zaferi perçinlediğimiz anda yeni dönem başlayacak. Ülkemin dünyada oturduğu farklı konumu ispatlayacaktır.

Terör örgütleriyle el ele yürüyen insanlardan ülkemize, milletimize, vatanımıza herhangi bir fayda gelebilir mi? Terör örgütleriyle dirsek dirseğe. Bunlar ülkemize ne kazandıracaklar? Milletimizin yüksek feraseti bu işi çözecektir. Bu sinsi niyetlerini beyanlarında en üst düzeyde ortaya koyuyorlar. 14 Mayıs'a asla ihtiras penceresinden bakmıyoruz. Biz siyasette de hayatta da o safhaları aşalı çok oldu.

Ülkemizi demokrasi ve kalkınma mücadelesinde bin bir emekle geldiği yerin gerisine düşürmemek, Türkiye Yüzyılı'nın inşasını başlatmak dışında amacımız yoktur. Türkiye'nin kaybedecek tek bir anının olmadığına inanıyoruz.

İnsanlarımız deprem bölgesinde hayata yeniden sarılmaya çalışırken birileri bambaşka alemlerde yaşıyor. Ülkenin kaderini koltuk kavgasından kaldırıp, etraflarına bakmayan bu zihniyetin insafına terk edemeyiz. Bölücü örgütün siyasi uzantıları dahil tüm marjinal yapılarla iş tutmaktan çekinmeyenlere bu milletin geleceğini emanet edemeyiz. Bu kifayetsiz muhterisleri hep birlikte sandığa gömeceğiz."