Foreign Policy dergisinde yayınlanan bir makalede Madrid’de imzalanan üçlü memorandumun, Türkiye’nin diğer NATO ülkelerinden YPG/SDG’ye karşı yaptırım talep etmesine imkân sağlayabileceği ifade edildi.

Foreign Policy dergisinde yayınlanan bir makalede Madrid’deki üçlü anlaşma incelendi. Yazıda “İki İskandinav ülkesi ile Türkiye arasında haftalarca durdurulan diplomatik müzakerelerin ardından, üç ülkenin üst düzey yetkilileri salı günü ‘birbirlerinin güvenliğine yönelik tehditlere karşı tam destek’ sözü veren ve Türkiye'nin NATO'nun son turunu desteklemesinin yolunu açan ortak bir mutabakat anlaşması imzaladılar. Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto’nun salı günü yaptığı açıklamada, genişlemeyi duyurduğu” ifade edildi.

Makaleye göre anlaşmanın en kritik noktası terörist hareketler konusunda uzlaşı: “Bir Reuters muhabirinin Twitter'da paylaştığı 10 maddelik üçlü mutabakatın bir kopyasına göre, Finlandiya ve İsveç Ankara'nın şüpheli teröristlerin teslim süreci için bekleyen taleplerini ele almayı kabul etti. İki İskandinav ülkesi, Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü ilan edilen Kürdistan İşçi Partisi'ne (PKK) ve Türkiye tarafından suçlanan Gülen hareketine herhangi bir destek vermeme konusunda da anlaşmaya vardı.”

Anlaşma öncesinde çok tartışılan mevzulardan biri olan İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye’ye yönelik silah ambargosu meselesine ek olarak YPG/SDG’ye yönelik itirazlar mutabakat metnine dahil edilerek büyük bir adım atılmış oldu.

Makalede de bu konuya atıfla Türkiye’nin eline büyük bir koz geçtiğinden, YPG/SDG’ye destek veren tüm ülkelerin Türkiye’nin radarına gireceğinden bahsedilerek şu ifadeler kullanıldı: “Salı günkü muhtıra, Finlandiya ve İsveç'in Batılı yetkililerin aylarca sürebileceğinden korktukları üyeliği konusunda uzun bir mücadeleye başlıyor. Stoltenberg, PKK ile mücadelenin bir ittifak önceliği olduğunu söyledi, ancak uzmanlar bunun Türkiye'nin Kürtlerin ABD ordusunun SDG'ye güvenmesi gibi diğer NATO ortaklarıyla bağlantılarının peşine düşmesi için bir emsal oluşturabileceğinden şüpheleniyor.”