Trump ile Elon Musk arasındaki çıkar ortaklığına dayalı "dostluk", yerini sistemin tüm kokuşmuşluğunu ifşa eden büyük bir kavgaya bıraktı. Karşılıklı tehditler, ekonomik şantajlar ve nihayetinde "Epstein fuhuş adası" kozunun masaya sürülmesiyle zirveye tırmanan kapışma, Batı'daki güç odaklarının kendi içlerindeki savaşını ve ahlâkî çöküntüsünü gözler önüne seriyor.
Düne kadar birbirlerine övgüler düzen ikilinin arasındaki gerilim, Musk'ın devlet teşviklerinin kesilmesi ve istediği ismin NASA'nın başına getirilmemesiyle patlak verdi. Trump, Oval Ofis'ten "Harika bir ilişkimiz vardı. Gerçekten kırıldım," diyerek naif bir portre çizmeye çalışsa da, kavganın temelinde milyarlarca dolarlık menfaatlerin yattığı aşikâr.
Elon Musk ise bu tiyatroya sosyal medya platformu X üzerinden sert bir cevap verdi. Geçmişte Trump'ı nasıl desteklediğini ima ederek, "Ben olmasaydım Trump seçimi kaybederdi. Demokratlar Temsilciler Meclisi’ni alır, Senato 51-49 olurdu," diyen Musk, ardından ekledi: "Tam bir nankörlük."
Kavga, Trump'ın Kongre'den geçirmeye çalıştığı devasa bütçe paketi üzerinden devam etti. Musk, paketi israf olarak niteleyip, "Tarihte hem büyük hem güzel bir yasa olmamıştır. Ya büyük ve çirkin olur ya da ince ve güzel. İnce ve güzel olan doğrudur," sözleriyle eleştirdi.
Bu sözlerin ardından Trump'ın cevabı gecikmedi. Musk'ın şirketlerinin devletten aldığı milyarlarca dolarlık teşvikleri hatırlatan Trump, "Bütçede milyarlarca dolar tasarruf etmenin en kolay yolu, Elon’ın aldığı devlet teşviklerini ve sözleşmelerini sonlandırmaktır," diyerek açıkça tehdit etti. Trump, "Elon artık sabrımı taşırıyordu. Kendisine ayrılması gerektiğini söyledim," sözleriyle Musk'ı nasıl "kovduğunu" ilan etti.
Asıl Bomba: "Epstein dosyalarında Trump da var!"
Söz düellosunun en can alıcı noktası ise Musk'ın, Epstein skandalını masaya sürmesi oldu. Musk, tüm dünyayı sarsacak o iddiayı ortaya attı:
"Epstein dosyalarında Donald Trump da var. Dosyaların kamuoyuna açıklanmamasının gerçek sebebi de bu. İyi günler Donald J. Trump. Bu paylaşımı işaretleyin. Gerçek ortaya çıkacak."
Musk, devletin en tepesindeki isimlerin bile karıştığı ve üstünün örtülmeye çalışıldığı bu fuhuş ve şantaj ağının kilit bilgilerine sahip olduğunu ve bunu Trump'a karşı kullanmaktan çekinmeyeceğini ilan etmiş oldu. Kamuoyuna sızdırılan Epstein belgelerinde Trump ve Clinton gibi isimlerin geçmesi ancak haklarında bir suçlama yöneltilmemesi, Musk'ın bu tehdidinin ne kadar ciddi olduğunun bir göstergesi.
"En pahalı ayrılık" ve çöken sistem
Bu kavganın hemen ardından Tesla hisselerinin borsada düşüşe geçmesi, uzmanlar tarafından "Tarihin en pahalı ayrılığı" olarak yorumlandı. Ancak bu, sadece iki milyarderin kişisel kavgası değil, tepedeki güç odakları arasındaki savaşın sokaktaki insana ve piyasalara olan anlık bir yansımasıdır.
Musk'ın kavganın ortasında "Amerika'da ortadaki yüzde 80'i gerçekten temsil eden yeni bir siyasi parti kurmanın zamanı geldi mi?" diye anket açması ise bu kaos ortamından yeni bir siyasi düzen kurma ve kendini bu düzenin merkezine yerleştirme hamlesi olarak değerlendiriliyor.
Epstein skandalı
Elon Musk'ın, Trump'a karşı masaya sürdüğü Epstein skandalı, Batı'daki küresel 'elitlerin' karıştığı bir fuhuş ve şantaj ağı olarak biliniyor. Finansör Jeffrey Epstein ve ortağı Ghislaine Maxwell, reşit olmayan kız çocuklarını, aralarında siyasetçiler, prensler ve ünlülerin de bulunduğu güçlü isimlere "sunmak" ve bu ilişkileri daha sonra şantaj malzemesi olarak kullanmakla suçlanıyordu.
Daha önce kamuoyuna açıklanan dava dosyalarında, eski ABD Başkanı Bill Clinton gibi isimlerin yanı sıra Donald Trump’ın da adı geçmişti. Ancak o belgelerde Trump'a yönelik doğrudan bir suçlama yöneltilmemişti. Musk'ın son hamlesi ise, skandalın henüz aydınlatılmamış ve kamuoyundan gizlenen kısmında Trump'ın isminin geçtiği ve asıl büyük sırrın orada saklı olduğu imasını taşıyor.
