Fransa'nın güneyindeki Marsilya-Fos Limanı'nda görevli liman işçileri, İsrail'e gönderilmek üzere hazırlanan makineli tüfek parçalarını içeren bir konteyneri gemiye yüklemeyi reddetti. Genel İşçi Sendikası (CGT) üyesi işçiler, bu sevkiyatın İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarına katkı sağlayacağını belirterek, konteynerin gemiye yüklenmesini engelledi.
CGT sendikasından yapılan açıklamada, "Fos Körfezi'nin liman ve gemi yükleme çalışanları, İsrail hükümetinin yaptığı mevcut soykırıma ortak olmayacak. Halklar arasında barıştan yanayız. Tüm savaşlara karşıyız." ifadelerine yer verildi. Açıklamada, liman çalışanlarının söz konusu uyarıları işverenlerine ve yetkili makamlara bildirdikten sonra, bu yedek parçalarla dolu konteyneri tespit ettikleri ve bir kenara aldıkları belirtildi. Liman işçileri, konteyneri Hayfa istikametindeki gemiye yüklemeyeceklerini duyurdu.
Bu eylem, Avrupa'da İsrail'e yönelik silah sevkiyatlarına karşı artan sivil toplum tepkisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Fransa'da daha önce de benzer protestolar yaşanmış, liman işçileri İsrail'e silah sevkiyatını engellemek amacıyla çeşitli eylemler gerçekleştirmişti.
Fransız Eurolinks şirketi tarafından üretilen ve makineli tüfek mermilerini birbirine bağlamaya yarayan 19 paletlik metal parçaların, Marsilya-Fos Limanı'ndan İsrail'deki Hayfa Limanı'na gönderilmek üzere konteynere yükleneceği yönünde çeşitli uyarılar alınmıştı. CGT sendikası, bu tür sevkiyatların "İsrail ordusunun Gazze'de yürüttüğü saldırıları beslediğini" belirterek, "Marsilya-Fos Limanı, bir halkı yok eden askeri operasyonlara lojistik destek sağlamamalıdır" ifadelerini kullandı.
Liman işçilerinin bu kararlı tutumu, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarına karşı uluslararası düzeyde artan tepkilerin bir yansıması olarak görülüyor. Fransa'da ve diğer Avrupa ülkelerinde sivil toplum kuruluşları ve sendikalar, İsrail'e yönelik silah sevkiyatlarının durdurulması için çeşitli eylemler düzenlemeye devam ediyor.
Bu gelişmeler, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarına karşı uluslararası kamuoyunun tepkisinin giderek arttığını ve sivil toplumun bu konuda daha aktif bir rol üstlendiğini gösteriyor.




