Pentagon’un "savaşa hazır bir kurumsal yapı" oluşturma iddiasıyla duyurduğu bu hamle, teknolojinin militarizasyonu tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Google’ın geliştirdiği Gemini teknolojisi üzerine inşa edilen yeni platform, ordunun dijital kapasitesini artırma kılıfı altında, savaşın soğuk ve hesapçı yüzünü algoritmalarla maskelemeyi hedefliyor. Açıklanan sistem, yalnızca lojistik bir verimlilik aracı değil; karar süreçlerinin insan inisiyatifinden çıkarılıp silikon çiplerin soğuk mantığına devredildiği yeni bir dönemin habercisi niteliğinde.
Sivil teknoloji ile askeri hedeflerin tehlikeli oyunu
Pentagon yetkililerinin, generatif yapay zeka desteğinin "karar alma süreçlerini hızlandıracağı" yönündeki övgü dolu sözleri, madalyonun karanlık yüzünü gizlemeye yetmiyor. Google’ın çok modlu (multimodal) yapay zekasının orduya entegre edilmesi, sivil alanda geliştirilen teknolojilerin ne denli hızlı bir şekilde ölümcül amaçlara tahvil edilebileceğini kanıtlar nitelikte. Sistemin sadece askerler tarafından değil, sivil yükleniciler tarafından da kullanılacak olması, Silikon Vadisi ile Amerikan askeri-endüstriyel kompleksi arasındaki sınırların tamamen silindiğine işaret ediyor.
Algoritmik savaş
Açıklamada yer alan "dijital muharebe alanına yön verecek kültürel dönüşüm" ifadesi, aslında savaşın insani boyutunun tamamen yitirilmesi riskini barındırıyor. Geçmişte Google çalışanlarının Project Maven gibi askeri projelere karşı sergilediği etik duruş ve protestoların yerini, bugün Pentagon ile kurulan tam uyumlu bir ortaklık almış durumda.
ABD yönetimi bu teknolojiyi "Amerikan yapay zeka mükemmeliyetinin somut örneği" olarak pazarlasa da, bu adımın küresel ölçekte bir yapay zeka silahlanma yarışını tetiklemesine kesin gözüyle bakılıyor. Washington’un, Çin ve Rusya ile girdiği güç mücadelesinde yapay zekayı bir "caydırıcılık" değil, aktif bir "savaş enstrümanı" olarak konumlandırması, gelecekteki çatışmaların ne denli kontrolsüz ve yıkıcı olabileceğine dair ipuçları veriyor.




