Biz enayiyiz, hiçbir çıkar düşünmüyoruz ya, “hep angarya” bize ya, hamdolsun, zerre umurumuzda değil!

Hiçbir yere borcumuz olmadığından, borcu olanların konuşamadığı ve konuşamadığı içinde her şeyi iyice berbat hale getirdiği bir devirde rahat rahat yazıp çizmek de vazifemiz!

15 Temmuz darbe teşebbüsü, bu sebeplerle “berbat” hale getirilmiş bir hadisedir mesela.

“Devletin a’li menfaatleri”nden mi yoksa başka hususlardan mı bilmem; bildiğim ise, birtakım soru işaretlerinin giderilemediğidir!

Soruların cevapları Abdülkadir Selvi, Cem Küçük vesair tiplerin uyduruk hamaset edebiyatına bırakıldığında da, devamlı hastalık nüksediyor, bunun farkına varılmıyor! Tamam bu şekilde kitlenin büyük kısmını ikna edebilmek mümkün çünkü samimi, hasbi ve harbiler, ikna edilmeye bile ihtiyaçları yok hatta, “beyana tabiiler”; lakin iki tarafı da açık soru/cevap “cereyan yapıyor” ve doğal olarak da hastalıklar nüksediyor.

***

“Sayın suç örgütü ele başı” Sedat Peker’in birtakım iddiaları mevcut malum. Bulmuşlar “her şeyi açıklayan” herifi, “şunu da, bunu da, onu da açıkla” deyip duruyorlar. Adları FETÖcüye çıkmış çoğu firari asker veya asker maskeli hesaplar da bu kuyruğa girdiler tabiî.

Bunlardan biri de Yarbay Ethem Gürbaş isimli “tivitır kullanıcısı”. Diyor ki:

“- Daha ne kadar susacaksın @sedat_peker? Yakınlarına operasyon çektiklerine dair haberler geliyor!

Sen de biliyorsun ki; vallahi, o masumlar, senin ailene bunları yapmazdı?!

Anlat, 15 Temmuz’u! İnceldiği yerden kopsun!”

Anlat kurtul, inceldiği yerden kopsun‼!

Ne anlatmasını istiyor Peker’in bu firari Yarbay?

“-Oturduk kanki kıymetli büyüklerimizle Ankara’da, Hulusi amca var, şimdi bak bi dur bi dur, yaşı benden büyük babam yaşında, Hulusi mi diyeyim tabii aldığımız terbiye, töremiz gereği amca diyeceğim, başım gözüm üstüne o, sonra Hakan abi var, Allah için çok seviyorum onu, ketum bir abimiz bilirsiniz, kıymetli dinleyicilerim, kıymetli dostlarım dedik naparız, nasıl yaparız, şimdi ben hafif megolamanyaklık yaptım orada, kıymetli büyüklerimiz hoş gördü tabii… Ama laayn deli gibi kitap okuyan tek benim aralarında, onlar nerden okuyacak o kadar işleri arasında eeyyyy eyyy eyy, dedim bi’planım var, başladım anlatmaya, Resul de ordaydı manyak manyak bakıyor suratıma, bakın 40 yaşın altındaki kıymetli dostlar, tam o gün beni yemeye karar verdiler, ya biz onu yeriz ya bu zekayla o bizi yer dediler, eeyyyy ey, Resuuull Resul, hemen yetiştirdi tabii planı bakana, muazzam plan çünkü, anında kabul ettiler ve harekete geçtik o gün; bunun detayları da haftaya kıymetli dostlar, satılık fetöcüler, namert solcular!”

Bunu mu, buna benzer bir şeyi mi?! İnanın böyle bir şey bekliyorlar! Çünkü kendileri buna inanıyorlar!

Herif yani “sayın suç örgütü ele başı Peker” Antalya’da tatilde o gün! Zaten o gün herkes ya tatilde, ya düğünde, ya anasının babasının yanında!

Bunu niye söylüyorum, yargılanan sanıklardan bazıları için, “köyündeydi… tatildeydi… izin günüydü vs.” bahaneleri öne sürüp darbeci olamayacakları söyleniyor ya, Peker de tatilde, şimdi n’olacak?! O da “asıl darbeci” olamaz!

Ama yok, bunlarda yüzsüz tıynetsiz şakirt karakteri var ya, suratlarına tükürsen dahi, yılışır ya onlar, kesmez bu tezat bile onları!

***

Darbeyi yaptığını söyledikleri “samimi itirafçı Peker”den dileneceklerine, övgülerle anlatıp “yiğit-miğit komutanım” diyerek savunmalarından “darbe tiyatrosunu çökerten” kesitler yayınladıklarına baskı/rica yapsalar çok daha makul, değil mi?

Yurtta Sulh Konseyi (GKB Davası) sanıklarından beş-altı subay “15 Temmuz gerçekleri”ni açıklasa ya?! Niye açıklamıyorlar?! Niye?

Evet, gerçekten de iyi, güçlü savunma yaptılar, üzerlerine atılı “darbeci” olduklarına dair iddiaları bence de “iddianame kapsamında” şüpheli hale soktular; fakat başka zerre kadar bilgi vermediler! Zerre kadar!

Askerlikten atıldılar, ağır işkencelerden geçtiler, (işkence olmadı lafı hikaye, heriflerin tipleri kaymış yahu, üstelik kendileri teslim olmalarına rağmen!) darbenin üzerinden de altı sene geçmiş, tık yok!

Mesela, hep bahsediyorlar ya, dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın durumunun “gerçeğini!” tam orada olan beş-on kişi niye anlatmıyor hâlâ?

Yine, Cumhurbaşkanına suikast davasında geberene kadar müebbetleri almış olan ve en fazla “görünmeyen kralın emriyle darbe yaptım!” diyen general eskisi, “gerçeği!” niye anlatmıyor?!

Niye?!

Çolukları çocuklarıyla tehdit ediyorlar da onun için mi susuyorlar?!

Yemeyin bizi!

Böyle bahane mi olur! Asker, askere emir veren asker bunlar… “Ölmek için eğitilenler”, bunun için cebimden verdiğim vergimle beslediklerim, fazla beslenmekten obez yaptıklarım bunlar, ölümden korkup susacaklar ha! Böyleyse zaten korkak tavuk onlar!

Ya açıklayacak hiçbir şeyleri yok, ya sus ve bekle denilmiş; ama darbeci oldukları kesin, şüphesiz olarak cezalandırılmışlar! Başka şık yok!

Asker olan herifler sus pus otursun çoluk-çocuk korkusundan (neyse onlar!) “sayın suç örgütü ele başı Peker” de her şeyi açıklasın!

Bu kadar ukala sürüsü işte firari askerler!

Meselenin aslını çıtlatayım mı size; ama “yaş haddi olmayan kıymetli okuyucularım”… Durum “açmaz”da da ondan bu olanlar! Aslında tahtanın iki tarafında olanların hepsi “pat”a oynuyor, zevksiz ve oyunu bilenler için sıkıcı hal. Masayı devirmek ve oyunu yeniden kurmak en makul ve “zor’layan seçenek!”

***

Sedat Peker’in açıklamaları sonrası, sanki ilk defa ortaya çıkmış gibi bir haber servis edildi!

İndependııııııt Törkiş’in muhabirlerinin haberinden çalıntı yapıp haberin de içine şey eden Karar gazetesine göre, “İçişleri Bakanı Soylu ile Sedat Peker'in aynı davada müşteki oldukları ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da 'müşteki' sıfatıyla dahil olduğu davada…” birlikte müştekilermiş!

Meselenin ne olduğunu, Karar gazetesinin tıyneti icabı sadece “birlikte müşteki” olduklarını öne çıkaran haberinden (!) ziyade, İndependıııııııtTörkiş’in canavar muhabirinin haberinden öğrenelim:

“- Sedat Peker'in vekaletinin bulunduğu 6 avukatının pasaportu da bu madde işletilerek iptal edildi. Pasaportu iptal edilen avukatlardan biri de Ersan Barkın.

Barkın, 15 Temmuz darbe girişiminin yönetildiği yer olan Akıncı Üssü Harekat Komutanı olarak görev yapan eski albay Ahmet Özçetin'in arabasından çıkan 26 kişilik listede, Sedat Peker'in de isminin yer alması nedeniyle katıldığı davada, müvekkilini temsil ediyor.

Akıncı Üssü iddianamesinde, Ahmet Özçetin’in arabasında çıkan listeyle ilgili şu ifadeler yer alıyor:

Kazan Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Akıncı Hava Üssü'ndeki üssün harekat komutanı olan şüphelinin kullandığı araçta 23 Temmuz 2016 tarihte yapılan aramada A4 boyutunda zarf içerisindeki belgelerde hedef no, hedef, hangi ilde, adres, koruma var başlıklı listenin birinci sırasında Abdullah GÜL, 26. sırada Emrullah İŞLER olan isim listesi çıktığı, zarf içerisinde Abdullah GÜL, Ahmet DAVUTOĞLU, Beşir ATALAY, İbrahim KALIN, İsmail KAHRAMAN, Mustafa VARAN , Nabi AVCI, Yalçın AKDOĞAN, Süleyman SOYLU'ya ait 2 farklı adres, Numan KURTULMUŞ, Kadir TOPBAŞ, Doğu PERİNÇEK, Sedat PEKER, Veli KÜÇÜK, Berat ALBAYRAK, Fikri IŞIK, Taner YILDIZ, Ali İhsan ARSLAN, Mücahit İhsan ARSLAN, Hasan ÖLÇER, Emrullah İŞLER isimli şahısların adreslerini içerir uydudan alınmış muhtelif sayıda değişik ölçekteki uydu görüntülerinin bulunduğu bunun da şüphelinin darbe eylemi içerisinde yer alıp devletin kritik noktalarında ve üst makamlarında görev yapmış kişilerin adresleri ile bunlara ilişkin uydu fotoğraf görüntülerini alarak darbeye teşebbüs eylemi öncesi çalışma yaptığının tespit edildiği...

Darbeci albayın aracından çıkan listede, Peker'in ismi hakkında iddialarda bulunduğu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yla birlikte geçmesi dikkat çekti.

İddianamenin müşteki listesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, eski Başbakan Binali Yıldırım ve eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın isimleri yer alıyor.”**

Tıynetsiz Karar gazetesi masa başında hazırlanan ve imzasız yayınlanan “Bakhtashe style copy-paste” haberinde “sayın suç örgütü ele başı Peker”in Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali İhsan Arslan ile birlikte müşteki olduklarını da görmemiş, tabiî diğer 25 kişiyi de… “Dikkatlerini çekmemiş” oralar! Bu kadar tıynetsizler işte!

Ama hakkını vermek lazım, “Peker’in İbda-c’nin avukatı Hasan Ölçer ile birlikte müşteki oldukları” diyecek kadar tıynetsiz çıkmadılar; veya … her neyse, anlayan anladı!

Görüldüğü gibi, 15 Temmuz davaları tıynetsiz sürüleri için, Karar gazetesi odağı, firari askerler, sanıklar ve inanın jakoben ve hafif meşrep Kemalist güruh açısından istismarı en kolay saha! Salla gitsin, vur karşındakine, anlatmakta uğraşsın! Mantık, bu! Bunun sebebi de bahsettiğimiz “açmaz!”

Ama bize çattılar!

Sahtekâr hocalarına da, müesses nizamın bilmemnesine de eyvallahımız yok. İt iti kırıyor der ve krizi fırsata çevirmenin yolunu düşünürüz. Onlar gibi asalak sürüsü tıynetsiz korkaklar olarak yaşamak yerine, “SANCAĞI DEVİRİP, OMURGAYI DEĞİŞTİRMEK”e katkı olarak kullanırız! Veya bu uğurda -zaten hayata gelmemizin gayesi ne ki- can verir gideriz!

Tıynetsizlerin istismar ettiği haberin içinde geçen Akıncı Üssü komutanı Ahmet Özçetin’den ele geçirildiği iddia edilen 26 kişilik liste, işin bam teli ve biz de bu tele vuracağız!

***

Bu Ahmet Özçetin denilen herif, Akıncı Üssü Harekat Komutanı ünvanını taşıyan bir kurmay albay! Savunmalarına çok önceden baktıydım, gerçekten de kendisi ve 15 Temmuz davaları için kritik noktalarda güçlü savunmalar yapmış; ama nerdeyse bütün gece “çık dışarı, gir içeri” emrine tabi olmuş, “ona buna şuna telefon et” demişler o da etmiş, kim emir verdi sorularına ise “wala (!) tanımıyorum” demiş. “Çık dışarı” denilerek kendi komuta odasından çıkarılmış, bütün gece neredeyse binanın dışındaki kameriyede kukumav kuşu gibi tünekleyip oturmuş! Ve asla FETÖ’cü de değilmiş!

Dava darbe davası, Yurtta Sulh Konseyi davası, yani darbenin idarecileri olduğu iddia edilenlerin davası, FETÖ’cü olmanın davası değil! Hoş, FETÖ’cü ise kesin darbecidir mantığı (!) işletildi. Bu da hangi aklını “sevdiğimin” aklına geldiyse, ayrı mesele! O gece FETÖ’cü de FETÖ’cüye (darbeye karşı koyan ama günler sonra FETÖ’cü diye tutuklanan subaylar ortada!) silah çekti, kimin umurunda o da ayrı mesele!

Kurmay eskisi Ahmet Özçetin Fetullahçı, bu kesin, onu yakından tanıyan bazı dostların bana söyledikleri bu. Hayır hayır, Balyoz kaçkını hipnozcu sapıklar değil söyleyenler, şerefsiz şakirtler, “ağlamayın!”

Dediğim gibi, burayla ilgilenmiyoruz. Memduh Şevket Esendal’ın yetimlerinden gelen eski istihbaratçı generalin dediği gibi “işlerini iyi yapıyorlar” ise, dert değil şu aşamada; “tekkeye mürid aramıyoruz” nihayetinde! Geçelim burayı.

Ahmet Özçetin kendisi ve 15 Temmuz davalarının en önemli delili olan 26 kişilik meşhur liste için “iddianame içinden” (delil klasörleri yani) gerçekten güçlü savunma yaptı.

Güçlü olması şuradan kaynaklı, delil çürük, o da üfledi ve yıkıldı!

İnanın böyle!

Üzerine binlerce laf yapılan, darbenin gerçekliğinden tutun, öldürme emri olduğuna dair şehvetli hikayeler kurulan, iddianamelerde tekrarlanıp duran omurga hükmündeki meşhur 26 kişilik liste, çürük kelimesine hakaret olabilecek kadar çürük bir delil!

Okuyunca siz de anlayacaksınız ama önce delilin kıymeti ne onu görün. Tırsak ve tıynetsiz kurmay eskisi Özçetin’in savunmasından aynen:

“- Sayın Başkan malum mütalaada da yer aldı aracımda 23 Temmuz 2016 tarihinde yapılan bir aramada birtakım belgeler bulunduğu ifade ediliyor. Bu belgeler içerisinde başka şeyler de var da mütalaa bunları almış sadece isim listesi, uydu görüntüleri, buna dayanarak şu ifade mütalaadan bunun da sanığın darbe eylemi içerisinde yer alıp devletin kritik noktalarında ve üst makamlarında görev yapmış kişilerin adresleriyle, bunlara ilişkin uydu fotoğraf görüntülerini alarak darbeye teşebbüs eylemi öncesi çalışma yaptığının tespit edildiği diyor ve mütalaa meseleyi bunun üzerine bina etmiş. Kabul etmiyorum tabi ki ve bunu izah edeceğim, bu makam aracındaki ele geçirilen iddia edilen belgeleri, buradan anlaşıldığına göre darbe teşebbüsü eylemi içerisinde yer aldığım ve darbe teşebbüsü öncesinde çalışma yaptığım iddiaları söz konusu aramada ele geçirilen zarf ve içerisindeki belgelerle maddi olarak delillendirmeye çalışılmaktadır.”

Korkak kurmay Özçetin’in savunmasını dışında Yurtta Sulh Konseyi davasında yargılanan sanıkların belli başlı olanlarının savunmaları da (segbis çözümü olduğundan bozuk cümleler var) linkten okuyabilirsiniz; Fetöcü bazı hesapların şüpheyle baktığı bir hesaptır:

26 kişilik (içinde Sedat Peker’in de olduğu liste, unutanlar için hatırlatayım) bu liste, darbenin hazırlık çalışmasının ve bunu da Özçetin’in yaptığının delili! Böyle bir liste olduğuna göre, bundan kuşku yok! Hazırlık yapılmış!

Fakat dedik ya bir üfürme ile yıkıldı bu en kuvvetli delil, şimdi onu savunmadan okuyalım:

“- Sayın Başkan, bahse konu delilerle çalışması hakkımda kullanılabilir nitelikte değildir HUKUKİ DEĞİL bu nedenini izah edeceğim. Çünkü, 23/07/2016 TARİHİNDE BEN TUTUKLANMIŞIM SİNCAN’DAYIM, çok önemli değil ben buradayken de arama yapılabilir. Buna ben herhangi bir şey söylemiyorum hani hukuki boyutları fakat benim esas burada gündeme getireceğim başka bir husus var o da şu; bu tarihten 5 gün önce ben gözaltına alınırken ayın 18'de 18 Temmuz'da benim de katıldığım başka bir arama var. Bu aramayı, işte bu araba (fotoğrafları ve evrakları mahkemede büyük ekranda gösteriyor bu esnada/yyn) Sayın Başkan ilk savunmamda bunu arz etmiştim size sizde belgelerinizi alıp incelemiştiniz. Dosyamda mevcut bu ARAMA TARİHİ 18 TEMMUZ 2016, BU ARAMAYA BİZZAT BEN DE KATILDIM, biraz sonra bu aramanın detaylı hususlarını teker teker yansılarla arz edeceğim. Sayın Başkanım bu aramaya (yansıda gösteriliyor) 3 tane askeri personel o an üste görevli 3 tane askeri personel, 2 tane savcı, 12 tane adli birimlerden polis emniyet birimlerinden görevli şahıs artı Polis Özel Harekat yaklaşık 20 kişiydi onların isimleri buraya yazılmamış, yaklaşık 20 kişilik bir heyetle ellerinde kamera var fotoğraf makinesi var bunla beraber ben de nezaret ediyorum. Teker teker beni de gezdiriyorlar bu oda giriyoruz o odayı arıyoruz, sonra bu oda o odayı arıyoruz arıyorlar daha doğrusu ben de nezaret ediyorum. Tamamen hukuki bir çerçeve içerisinde yanımda da askeri şahıslar var. Bu aramanın takibinde, bu da hani aramaya katılanlar imza blokları bu belge hukuki bir belge sonuçta savcıların hazırlamış olduğu bir belge, altında benim de imzam var Sayın Başkan benim de imzamı aldılar ve bu belgeyi bana tespit ettiler dosyamda var bu belge, arabama bakın Sayın Başkan makam aracımdaki çıkan malzemeye bakın, MAKAM ARACIMDA BU ARAMADA SADECE VE SADECE BİR TELEFON VAR. Kamera görüntüsü, fotoğraf çekimi ben de yanındayım savcı bey yanında, alt tarafta Murat Şafak Kömürcü diye bir isim var dikkatinizi çekeceğim biraz sonra onun üzerine tekrar vurgulayacağım. O şahıs da yanımızda asker şahıs ve ARABA GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ TEMİZ HİÇBİR ŞEY YOK. Bu var ya Sayın Başkan ona ait, arabanın anahtarları ile beraber bu araç buna teslim edildi ve beni gözaltına aldılar. Ayrıldık, bu belge hazırlandı ben imza attım o da imza attı. Şu an araç bundan sonra artık onda, benim hiçbir alakam yok ben zaten alındım ondan sonra buraya getirildim. Akıncı Hava Üssü adli makamların kontrolünde, bu kontrol ise Polis Özel Harekât tarafından sağlanıyor. Sayın Başkan. Yani arada ne olmuş kim bu araca neyi yerleştirmiş? Bu sonraki bulunan şeylerin benim olmasına imkân yok ben kesinlikle kabul etmiyorum.”

Mevzu anlaşılmıştır herhalde!

Özçetin gözaltına alındıktan sonra 18 Temmuz’da kendisinin de bulunduğu bir arama gerçekleşiyor, arabası aranıyor, buna dair evrak ve görüntüleri mahkemede gösteriyor, arabadan sadece telefon çıkıyor, arabanın iç ve dış fotolarını koyarak anlatıyor bunu, tutuklanıyor, Sincan cezaevine konuluyor ve ilk aramadan dört gün sonra, kendisi veya vekili olmadan yapılan ikinci aramada üstelik ARABANIN ARKA KOLTUĞUNUN ÜSTÜNDE -gizli saklı yerde değil yani- o meşhur 26 KİŞİLİK LİSTE ele geçiriliyor!

Arabanın koltuklarının içine veya bagajda bilmem nereye saklanmış olsa ve bir ihbar ile araba parçalanıp bulunsa hadi neyse! Yahu koltuğun üzerinde! İlk aramada hadi kimse görmedi, fotoğraf makinesi de mi görmedi onun orada olduğunu! Ve ne kendisi ne avukatı orada hazır!

Anladınız mı güçlü savunma çünkü deliller çürük dememdeki kastı!

Fakat şunu unutmamak gerekiyor! Deliller arasına 26 kişilik böyle bir liste girdi, Özçetin’in arabasından çıktı, evraklar ve görüntüler bunun ilk aramada çıkmadığını, SONRADAN KONULDUĞUNU gösteriyor, peki kim koydu, bu bir; 26 kişilik listeyi kim hazırladı, bu da iki! Bunu da sonraki yazıda takip edelim ve meseleye dönelim.

***

Firari yarbay eskisi gibi aşağılık sürüsü tıynetsiz korkak sürüleri Peker’den dileneceklerine, cezaevinden ancak leşleri çıkacak “sayın kahraman komutanları”ndan dilensinler “15 Temmuz Gerçeği”ni!

Leşleri çıkacak oradan ama gıkları çıkmıyor! Niye?!

Ucunu gösterip durdukları “2023 planı”ndan mı “ümitvarlar” yoksa?!

Hepiniz oradaydınız şerefsizler! Hepiniz! “Kim itti bizi!” şokunda haysiyetsizce yaşamaya, gıklarınızı bile çıkarmaya korkarak, “mahalle gacısı gibi hasetten dedikodu” yaparak zift hayatınızı yaşamaya devam ediyorsunuz!

Bu ülkenin istikbalinde Kemalizmin olmadığı 40 senedir belli, güneşi inkâr edip ışığının oyunlarına fit olan hoşgörülü (!) haysiyetsizler, “abdestli İTler” ile, sizinle hesabımız var!

Kapatacağız inşaaallah! Destan olacak üstelik!

www.karar.com/guncel-haberler/peker-ile-soylu-kavgasinda-yeni-detay-1619740

** https://www.indyturk.com/node/369966

Görüş: İbrahim Haceviç