Erbakan Hoca siyasi hayatı boyunca hep en yakınındakilerden ihanet gördü. Neden? Çünkü Hoca da "ruh hamurkârımız ve manevî babamız" Üstad Necip Fazıl'a ihanet etti.

Milli Nizam Parti'sinin, nizamnamesini hazırlayan Üstad'a "nizamname yerine dilekçemize İdeolocya Örgüsü'nü ekleyip gönderelim" diyecek kadar Büyük Doğu bağlısıydı Hoca. Kimse Erbakan'ı tanımıyorken Konya'da muazzam bir tanıtım tertiplenip herkese tanıtıldı. Ve Erbakan Hoca Konya'dan bağımsız milletvekili olarak adayı olarak seçime katılıp üç milletvekilinin alacağı oyu tek başına aldı.

Üstad Necip Fazıl & Erbakan

Bundan sonra Üstad’ın nasihatleri dinlenmiyor, küfür dağının bile harcayamadığı "İslam davası"nı harcama yoluna giriliyor ve Üstadsız yola devam edilmeye başlanıyordu. Ardı ardına hatalar serisi baş göstermiş ve en nihayetinde parti kapatılmıştı. Yola Milli Selamet ile devam edildi. 1973 seçimlerinde 48 milletvekili ile meclise giren MSP, 1977 seçimlerinde 24 milletvekili çıkarabilmişti. Buradaki ilahi ihtâr günümüze kadar "Milli Görüş" camiasınca anlaşılamamıştır.

Antik Yunan'da lirik şiirin temsilcisi Pindaros'un ifadesiyle:

"Meğerse ben, bütün bir ömür, katırlara saman yedirmek dururken yemliklerine gül doldurmuşum! Vâh ki emeklerime!"

Evet, Üstad da böyle... Nefes alma imkanının bitti denildiği bir dönemde Salih Mirzabeyoğlu çıkıp "cankurtaran" olmuştur...

Görüş: Hasan Hüseyin Akdağ