Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birkaç ay önce dile getirdiği Suriye operasyonu “uluslararası şartlar sebebiyle” ertelenmişti. Dün Taksim’de gerçekleştirilen bombalı saldırı, İçişleri Bakanı Soylu’nun ABD’yi işaret etmesi, Türkiye’nin bu operasyonu bir an evvel yapma zaruretini bir kez daha ortaya koydu.

Senelerdir devam eden Suriye krizi her geçen gün Türkiye’yi daha büyük sıkıntılara sokuyor. İç savaşın başlamasından itibaren Suriye rejimiyle ters düşen Türkiye’nin, krizin başından beri muhatap olduğu en önemli sorun ise, Amerikan güdümünde kurulmak istenen PKK/YPG devleti…

Türkiye neden Suriye’ye girmeli?

Suriye’de iç savaş başlar başlamaz İran, Esad rejimini ayakta tutmak için müdahil oldu. Sözde muhalifleri destekleyen ABD ise 2013 itibariyle PKK/YPG’ye destek verirken, Rusya ise 2015’te sahaya inerek Esad rejimini ayakta tuttu. Bu süreçte zaman zaman Rusya’nın da destek verdiği PKK ABD tarafından Türkiye’ye karşı silahlandırıldı. Türkiye sınırında Amerikan güdümünde bir Kürt devleti kurmak için bölgesi genişletildi. Türkiye’ye karşı saldırılar artmaya başladı. Bu sebeple TSK, 15 Temmuz’da ordunun da temizlenmesinin ardından Suriye'ye sınır ötesi operasyonlar gerçekleştirmeye başladı.

Suriye’nin kuzeyine beş operasyon

Suriye’nin kuzeyine 2016 yılında Fırat Kalkanı Harekâtı, 2017 yılında İdlib Operasyonu, 2018 yılında Zeytin Dalı Harekâtı, 2019 yılında Barış Pınarı Harekatı, 2020 yılında ise Bahar Kalkanı Harekâtı yapıldı. Bu operasyonlar neticesinde İdlib, Cerablus, El-Bab, Azez, Rasulayn, Tel Abyad gibi şehirler Türk ordusu tarafından kontrol edilir hale geldi.

Suriye’de PKK/YPG’ye geniş çaplı harekâtlar düzenleyen Türkiye, yapılacak büyük operasyonu ise ertelemişti. Fakat bugün ortaya çıkan vaziyet ertelenen Suriye operasyonunun ne kadar elzem olduğunu bir kez daha gösterdi. Nitekim yetkililer de son birkaç aydır çalışmalar yapıldığını, ihtiyaç duyulduğu an operasyona başlanacağını duyurmuştu.

Erdoğan: Suriye’nin kuzeyinde ve Afrin’de çalışmalarımız var

Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Suriye'ye askeri operasyonla ilgili açıklamalarda bulunmuş ve "Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe-Kilit'le güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu darmadağın ettik. Çalışmaları titizlikle yürütüyoruz. Güvenlik endişelerini yeni harekatlarla gidereceğiz. Terör örgütlerinin başını ezdik, eziyoruz. Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde ezdik, ezmeye devam edeceğiz. Güney sınırlarımızı bir uçtan diğer uca 30 kilometre derinliğinde bir koridorla güvence altına alana kadar mücadelemizin bitmeyeceğini buradan tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyorum. Ülkemizin güvenlik önceliklerine, kendi planlamamıza göre operasyonları sürdüreceğiz. Hep söylediğimiz gibi, bir gece ansızın gelebiliriz, hem de her yere gelebiliriz." demişti.

Can Acun: Türkiye’nin Suriye’ye olası bir harekâtı yeniden gündemde

Dün 16:20'de İstiklal Caddesi’nde bir patlama meydana geldi. Bölgedeki incelemelerin ardından patlamada 6 kişinin hayatını kaybettiği, 2'si ağır 81 kişinin yaralandığı açıklandı. Ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, saldırganın gözaltına alındığını belirtti.

Saldırıya ilişkin Baran Haber’e konuşan araştırmacı-yazar Can Acun, TSK tarafından ağır kayıplar alan PKK/YPG’nin uzun bir süredir Türkiye’de eylem arayışlarında olduğunu ve bu sebeple de bir nevi intikam saldırısından bulunduğunu kaydetti.

Acun, “Örgüt üyelerine mesaj verebilmek adına Türkiye’nin canını yakabileceklerini göstermek istediler. Daha önce buna benzer birçok eylem yaşanmadan Türkiye tarafından engellenmişti. Bu sefer terör eylemi gerçekleşti. Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olan turizm merkezini hedef aldılar. Tabiî bu saldırıyı gerçekleştiren kişinin kimliği önemli. Kendisi PKK tarafından istihbarat elemanı olarak yetiştirilmiş ve muhtemelen kendi beyanlarına göre Afrin üzerinden Türkiye’ye sızdırılmış bir isim. Yine elde edilen istihbarat verileri, eylemin emrinin doğrudan Kobani üzerinden verildiği yönündeydi. Türkiye’nin sınır hattında Suriye’de PKK’nın bulunduğu bölgeleri tamamen hedeflenmesi gerekiyor. Aksi halde Türkiye’ye yönelik terör saldırılarının Suriye üzerinden sızma girişimleriyle devam edeceğini ve terörü bitirmenin çok mümkün olmayacağını görüyoruz. Dolayısıyla Suriye’ye Türkiye’nin olası bir harekâtı yeniden gündemde diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

PKK’nın kontrol ettiği bölgeler, tamamen Amerika’nın himayesinde

Süleyman Soylu’nun Amerika’nın taziyesini kabul etmemesini de haklı bir tepki olarak gören Acun, “Nihayetinde Suriye’deki PKK varlığı, özellikle de Fırat’ın doğusunda, Haseke ve aşağıda Rakka’yı kapsayacak şekilde… Yani PKK’nın kontrol ettiği bölgeler, tamamen Amerika’nın himayesinde... ABD burada PKK’yı var etme çabasında. Türkiye bazı önleyici hamlelerle, askeri harekatlarla bu örgütü bitirmeye çalışıyor. Dolayısıyla ABD’nin taziyeleri hiçbir anlam ifade etmiyor ve kabul edilemez. Bu iki yüzlülüğün göstergesidir. Sayın İçişleri Bakanı da haklı bir şekilde bunu dile getirdi.” diye konuştu.

Acun şöyle devam etti:

Benim politika önerim bu askeri harekatların hızlı bir şekilde yapılması yönündeydi. Ulusal güvenliğimiz çerçevesinde baktığımızda Suriye’deki PKK varlığı yok edilmeden Türkiye’nin güvenliği tam olarak sağlanamaz. Dolayısıyla bu anlamda bu pozisyon hep bakiydi. Ancak ilgili terör saldırısının doğrudan Suriye üzerinden yapılmış olması elbette olası bir askeri harekâtı yeniden gündeme getirdi ve yaşananlar bunun ivedilikle ele alınması gerektiğini gösteriyor. Önümüzdeki günlerde bir operasyon olası görünüyor.

Mustafa Özcan: Türkiye’nin turizm potansiyeline de atılmış bir bomba olarak değerlendirilebilir

Türkiye’nin seçimlere doğru gittiği bir süreçte bu saldırının yaşandığına dikkat çeken Gazeteci-Yazar Mustafa Özcan, “Son zamanlarda Ak Parti ile HDP arasında ziyaretler oldu. Seçim atmosferinde ibreler gidip geliyor, karşılıklı olarak nabız yokluyorlar. PKK bu yakınlaşmadan pek hoşnut değil. Son zamanlarda Salahattin Demirtaş da PKK ile mesafeli olmaya gayret ediyor. Bundan dolayı Ak Parti ile olan bu yakınlaşmaya bir mesaj vermiş olabilirler. Bu ihtimallerden bir tanesi. Bir başka amaç da mekânın seçiminde ortaya çıkıyor. Türkiye’de terörün en çok ses getireceği, zarar vereceği mekân hangisidir dense, Taksim denilir. Taksim alışveriş ve kültür merkezi. Genellikle insanların yoğun olduğu bir yer. Pazar günü de en yoğun günlerden biri. Bu yerin ve zamanın seçilmesi Türkiye’ye ekonomik olarak da bir darbe. Özellikle şarklı turistlerin olduğu, gezdiği bölgeler burası. Bu ayrıca Türkiye’nin turizm potansiyeline de atılmış bir bomba olarak değerlendirilebilir.” dedi.

Sorumlusu Amerika

Kobani olayları olduğunda Batı’dan Türkiye’ye baskı yapıldığını hatırlatan Özcan, Amerika’nın o dönem PKK’lı peşmergelerle görüştüğünü, bunun da büyük tepkilere neden olduğunu aktardı. Menbiç’in de aynı şekilde Rusya ile ABD’nin paslaşmalı oynadıkları yer olduğunu belirten Özcan, “Amerika doğrudan bir terör eyleminde bulunmaz; Türkiye’de bir terör eylemi yapmak isterse aracı kullanır. Aracı olarak da PKK’yı tercih ederler. PKK da başka birini aracı olarak kullanabilir. Yakalanan kadın PKK’nın eylem amacını, planlarını vs. tam bilmiyor olabilir. Dolayısıyla Amerika’nın doğrudan bilgisi olsun veya olmasın Amerika havzasında olan bir örgütün gerçekleştirdiği bir olay bu. Bugün PKK, Batılı devletler tarafından korunup kollanan bir terör örgütüdür. Dolayısıyla siyasi olarak bu süreçten Amerika’yı sorumlu tutmak mümkün.

“Rusya da Türkiye’yi istemiyor”

Rusya’nın Türkiye’nin muhtemel Suriye operasyonuna yeşil ışık yakabileceğini belirten Özcan, “Suriye’de Amerika-Rusya paslaşması devam ediyor. Ukrayna’da savaşıyorlar ama Suriye’de Rusya da Türkiye’yi istemiyor. Fakat Ukrayna ile ilgili gelişen şartlar çerçevesinde Rusya yumuşama emareleri gösterebilir. Türkiye Rusya’nın yumuşaması ile birlikte Amerika’yı karşısına alabilir; fakat Rusya yumuşamazsa Türkiye’nin tek başına Amerika’yı karşısına alması zor.” ifadelerini kullanırken eylemin faillerinin erkenden ortaya çıkarılıp yakalanmasının da önemli olduğunu belirtti.