İBDA’yı yakan mum Büyük Doğu’dur ve İBDA tamamen Büyük Doğu’nun malıdır. İBDA’nın bâtını Büyük Doğu’dur, Büyük Doğu’nun zâhiri ise İBDA’dır. Necip Fazıl’ın “mütefekkir yetiştiren mütefekkir” olarak Salih Mirzabeyoğlu’nu yetiştirdiğinin altını çizelim ve Mütefekkir Mirzabeyoğlu’nun “Necip Fazıl’la Başbaşa” isimli eserine dair Üstad’ın “hakkımda yazılmış tek harika kitap” övgüsünü de hatırlatmış olalım.
İbda’nın misyonu
Büyük Doğu davasını zerre sevenin tabiî olarak İBDA’ya gönlünün akması, samimi olup çıkar hesabı gütmüyorsa altında toplanması gerekir. BD-İBDA sancağı altında toplanmayanlar ise Üstad’ın muradına göre davranmayanlardır. Üstad’ın, Akıncı Güç kadrosuna gönderdiği “Işık” yazısında ifade ettiği İBDA’nın misyonu ise şudur:
“Davamızın billur sarayını, Kafdağı’nın, yâni topyekûn insanlıkça özlenen eskimez ve pörsümez ideal tepesinin en yüksek noktasında inşa istidadında mimar ve namzetleri olarak onları selamlarım!.. Onbeşinci İslâm asrının kapısında, İslâm’ın ebedî gençliğini ve yeniliğini, her ân genç, taze ve yeni kimlikleriyle ışıldatsınlar ve Kafdağı’na tırmanmak kadar zor ve çetin gayenin mânâ ve madde şartlarına ersinler...
Bu kör dövüşü hengâmesinde, ümidim şimdilik hangi çevreden olursa olsun, işte bu gençlerin belirttiği mayadadır.”
Büyük Doğu Mimarı’nın İBDA hüviyetinde tesbit ettiği bu mayanın yığınlara mal edilmesi vazifesi aynı zamanda Üstad’ın vasiyetidir. Üstad’ın bu daveti, mayası temiz olanlaradır.
İbda, yürüyen Büyük Doğu’dur
İBDA, Büyük Doğu’nun gövdesine bitişik, onun eli, ayağı, dili, diyalektiğidir. İBDA, yürüyen Büyük Doğu’dur. Onsuz Büyük Doğu, âtıl kalır, hareketsiz ve cansız olur. Belki iddialı bir söz olacak ancak, Büyük Doğu ve İBDA gibi dünyada birbirine yakışan fikir, aksiyon ve estetik mihrakından başkası yoktur.
Kazım Albay
Makalenin tamamı için TIKLA