Tarihin belli dönemlerinde bir devletin başka bir devleti işgal ettiğini okumuşuzdur. Özellikle eskiden daha basit ve ilkel yollarla işgale girişilirken modern dönemde işgal faaliyetleri şekil değiştirerek devam etmiştir; ama mantık aynı kalmıştır. Emperyalist ülkeler farklı sebeplerle -bunlar genel itibariyle ekonomik nedenlere dayanırdı- ülkeleri işgal etmiştir. Tarih boyunca güçlü, zayıfı tassallutu altına almak için farklı yöntemler uygulamıştır. Geçmişte uygulanan işgal yöntemleri günümüze kadar gelmiştir. Bazı işgal yöntemleri ise modern çağa ait özellikler barındırır. Bunda gelişen teknolojik araçların önemi büyüktür. Bizim bu yazımızda özellikle bu konuya değinme nedenimiz ise geçmişten ders alarak daha bilinci bir tarih şuuruna sahip olmak ve geleceği bu şuur ile yorumlamak, gerekli tedbirleri almak ve aldatmalara, demagojilere karşı uyanık olmak...

Bu şuur ile geçmişten günümüze işgal yöntemlerini aktarmaya çalışalım:

1- İlk işgal yöntemi ve en yaygın olarak kullanılan yöntem, güçlü ülkenin diğer bir ülkeyi doğrudan güç kullanarak işgal etmesi... Bu yöntemde iki ülke arasında ciddi bir askeri ve teknolojik kuvvet farkı vardır. Belli bahaneler ile zayıf ülke işgal edilir.

Eski dönemlerde daha sık başvurulan doğrudan işgal yöntemi, zamanla dolaylı işgale dönüşmüştür. Bunun altında yatan temel sebep doğrudan işgalin maliyetli olmasıdır. Halkların yavaş yavaş milli duygulara sahip olması ve artan zulümlerin halklarda belli bir bilinç oluşturması da başka bir sebep olarak ifade edilebilir. Bunun farkında olan emperyalist güçler dolaylı yoldan işgal metodu uygulamaya başlamışlardır. Misal Fransa’nın Afrika ülkelerinden çıkması ama yeraltı ve yerüstü zenginliklerini belli anlaşmalar ile şirketler üzerinden kendine bağlaması. Ülkeler günümüzde doğrudan işgale en son başvurur.

2- Güçlü ülkenin, başka bir ülkeyi ekonomik ve askeri yollarla bağımlı hale getirmesi ve kontrol etmesi... Bunu genelde “süper güç” ülkeler yapar. Misal Orta Asya’daki Türk devletlerin Rusya’ya bağımlılığı...

3- Ülke içinde iç karışıklar çıkarılmak suretiyle devletin zayıflaması ve yıkılması... Güçlü ülke kendine bağımlı bir ülkenin büyümesini durdurmak için bu yöntemi kullanır.

4- Yakın komşu devleti kışkırtarak aralarında savaş çıkartıp ülkenin zayıflatılmasını sağlamak... Doğrudan işgalin yetersiz kalacağı dönemlerde, eğer ekonomik açıdan da çökertilme ihtimali zorsa güçlü ülke diğer kendine bağımlı ülke eliyle rakip ülkeyi zayıflatmaya çalışır. Rusya/Ukrayna savaşı gibi.

5- İşgalci ülkenin işgal edeceği ülkede kendine ideolojik olarak yakın veya güç, makam gibi menfaat teklif ederek satın alabileceği kişi veya gruplar eliyle darbe yapması... Genelde merkezi sistemi ve ordusu zayıf ülkelerde güçlü ülkeler tarafından uygulanan bir yöntemdir. İşgalci ülke, kendi içinden birilerini seçtirerek hem o ülkeyi kendine bağlamayı hedefler, hem işgalini meşru bir hale getirir hem de ülke içinde direniş motivasyonu düşer. Çünkü insanlar, kendi ırkından birine, başka ırk veya ülkeye kıyasla daha az direnir. Daha çabuk benimser.

6- İktidarı ele geçirmek için ülkenin önemli kurum ve kuruluşlarını ele geçirmek, medyayı, sanatçı ve aydınları kontrol edip halkı dönüştürerek işgal etmek... Genelde güçlü ülke öncelikle ülkeye kültürel, ekonomik nedenlerle gelir. Sonra yavaş yavaş ülkeyi dönüştürmeye çalışır. Zihni işgaller, işgalci ülkenin orda daha fazla tutunmasına yol açar.

7- İllegal örgütlerle işbirliği yaparak ülkeyi zayıflatmak... Merkezi sistemi zayıf ülkenin, güçlü ülkenin isteği doğrultusunda hareket etmezse terbiye usulü olarak kullanmış olduğu bir aparattır.

8- İskân politikası uygulayarak işgal... Bir yerde hangi ırktan nüfus daha fazla ise ilerde hem o işgal etmiş olduğu ülkede tutunması daha kolaylaşır hem de ilerde o bölge ile ilgili hak talep etmesini kolaylaştırır. Bundan dolayı ara ara bölgesel düzlemde nüfus artırma veya eksiltme yöntemleri ülkeler arasında uygulanabilir.

9- İşgal edilecek ülkeden yavaş yavaş arsa veya ev alınarak, yüksek fiyatlarda satın alınarak ileride işgale yer açmak.

10- İşgal edilecek ülke de yaşayan azınlıklar üzerinden hak talep etme üzerinden ülke yönetiminde söz sahibi olma. Özellikle Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde uygulanan bu yöntem, azınlıklar üzerinden ülkeye müdahale etme tarzında gerçekleşmiştir. Bu azınlık gruplar genelde etnik, dinî ve mezhebî farklıklara dayanır.

11- Emperyalist ülkenin ideolojik olarak kendine yakın görmüş olduğu kişileri ekonomik, teknolojik, eğitim açısından destekleyerek yargıda, kışlada, STK’lar, meslek odaları eli ile iktidarı zayıflatma ve kendilerine yakın kesimleri başa getirme. Bu yöntem zamanında İslam ülkelerinde uygulandı. Bundan dolayı İslami eğilime sahip partiler çok uzun süre iktidarda faaliyet gösteremedi. İktidarda kalan bile ciddi manada etki gösteremedi.

Günümüzde ise genelde güçlü ülkelerin işgal seyri şu şekilde ilerler:

1- Ekonomik ambargo ve yaptırım

Etkili olmazsa;

2- İç karışıklık çıkarma

Etkili olmazsa;

3- Terör örgütleri eliyle yıpratma

Etkili olmazsa;

4- Askeri veya yargı yoluyla darbe

Etkili olmazsa;

5- Komşu ülke eliyle savaş

Etkili olmazsa;

6- Direkt işgal yöntemi uygulanır.

Önemli kurum, kuruluş ve kişiler eliyle yavaş yavaş ülkeyi dönüştürerek işgal yöntemi, yavaş yavaş arsa ve ev satın alınarak ileride işgale zemin hazırlamayla, iskân politikası yoluyla işgal yöntemi daha uzun ve meşakkatli olduğu için ülkeler uzun vadeli planları için bu yöntemleri kullanır. Kısa dönemli politikalar için uygun bir yöntem değildir. Uzun vadede etkili bir yöntemdir.

Aylık Baran Dergisi 23. Sayı, Ocak 2024