Google, açık kaynak yapay zeka modeli Gemma'yı duyurdu Google, açık kaynak yapay zeka modeli Gemma'yı duyurdu

Vivian L. Smith nöroşirüji bölümü ile UT Health Houston Tıp Fakültesinde doktora sonrası araştırmalar yapan Dr. Oscar Woolnough ve aynı Tıp Fakültesinde profesör ve geçici bölüm başkanı olan Nitin Tandon'ın yönettiği çalışma The Proceedings of the National Academy of Sciences 'ta yayınlandı.

Araştırmanın yazarlarından UT Health Houston'dan Teksas Onarıcı Nöroteknolojiler Enstitüsüne de üye olan Woolnugh, çalışma hakkında şunları söylüyor:

Bu çalışma beynin sinir ağlarındaki dil merkezlerinin, karmaşık cümleleri anlamamızı sağlamak için nasıl etkileşime girdiğini anlamamıza yardımcı oluyor. İnsan beyni, birbiriyle karmaşık şekilde bağlanmış sinir ağlarından oluşur. Dilleri anlayabilmemiz için beynimizin farklı bölgelerinde bir dizi hızlı ve dinamik sürecin gerçekleşmesi gerekir.

Araştırma ekibi, okumada rol alan beyin bölgelerinin rollerini ve bunlar arasındaki etkileşimleri anlamak için, lokal epilepsi hastalarının beynine cerrahi işlemle yerleştirilmiş elektrot lardan alınan kayıtları kullandı. Hastalar, 3 farklı gruptan yazıları okurken nöral aktiviteleri kaydedildi. Bu 3 grup; normal cümleler, dilbilimsel olarak doğru ancak anlamsız kelimelerden oluşan cümleler ve anlamlı veya anlamsız kelimelerden oluşan listeler şeklinde ayrılmıştı.

Elde edilen kayıtlarda okuma sürecinde kilit rol oynayan iki sinir ağı olduğu tespit edildi. Bu ağlardan biri, beynin frontal lob unda yer alıyor ve sinyalleri temporal loba iletiyor. Bu durum, kişi cümleyi okurken anlamın aşamalı bir şekilde oluşturulduğunu gösteriyor.

İkinci sinir ağı ise beynin temporal bölgesinin başka bir kısmında bulunuyor ve frontal loba sinyal gönderiyor. Bu ağ, cümlenin bağlamını anlamamızı sağlıyor ve böylece okunan her yeni kelimenin daha kolay şekilde anlaşılmasını ve işlenmesini mümkün hale getiriyor.

Makalenin yazarlarından Tandon, bu konuda şunları söylüyor:

Beyne yerleştirilen elektrotlar sayesinde insan zihninde yaşananları, özellikle de okuma gibi hızlı gerçekleşen süreçlere dair benzersiz bir kavrayış edindik. Çalışmamız, anlama ve dil öğrenme gibi çoğu sürecin tek aşamada gerçekleşmediğini gösteriyor. Bu süreçlere dair en doğru açıklama, beynin birçok farklı bölgesinin kısa ama kritik etkileşimler kurmasıyla oluşan kısa süreçler olduklarını söylemek olacaktır.

Oldukça hızlı ve karmaşık olan okuma sürecini anlamak, araştırmacıların disleksi hastalarında beynin nasıl çalıştığını öğrenmelerine de katkı sağlayacak. Araştırmacılar, çalışmanın sonuçlarının Amerika'da yaşayan insanların %15'ini etkileyen okuma bozukluğuna yönelik tedaviler geliştirilmesi için veri sağlayacağını umuyor.