Thiel, bu tür bir yapının, küresel krizleri çözme bahanesiyle tüm özgürlükleri yok edecek totaliter bir gözetim rejimine dönüşme riski taşıdığı konusunda uyardı.
Thiel, New York Times'ın 28 Haziran 2025 tarihli "Interesting Times with Ross Douthat" adlı podcast yayınında yaptığı değerlendirmelerle uluslararası gündemde geniş yankı buldu.
Thiel, küresel krizler karşısında refleks olarak "tüm yetkiyi uluslarüstü bir yapıya devredelim" yaklaşımının tehlikelerine dikkat çekti. Bu yaklaşımın, "kolektif emniyet" uğruna bireysel hak ve özgürlükleri feda eden, kontrolden çıkmış bir "Leviathan" (devlet canavarı) yaratma potansiyeli taşıdığını ifade etti. Thiel'e göre, bu senaryo, ilerleme ve gelişimi vadeden teknolojik tekillik (singularity) yerine, insanlığı gözetim ve baskı altında tutan statik bir "kötü tekillik" (bad singularity) doğurabilir.
"Antichrist mi, Armageddon mu?" İkilemi
Thiel, argümanını daha derin bir çerçeveye oturtmak için teolojik ve tarihsel metaforlar kullanıyor. Ekim 2024'te Hoover Institution'da yaptığı bir konuşmada gündeme getirdiği "Antichrist ya da Armageddon" ikilemine atıfta bulunan Thiel, "kıyamet korkusu" yayarak küresel bir otorite kurma senaryosuna işaret ediyor.
Thiel'e göre, modern dünyada "Antichrist" (Deccal) benzeri bir gücün ortaya çıkış yolu, insanları sürekli olarak Armageddon (kıyamet savaşı) gibi felaket senaryolarıyla korkutmaktan geçiyor. Nükleer tehdit, biyolojik silahlar veya kontrolsüz yapay zeka gibi varoluşsal riskler öne sürülerek sunulan "tek çözümün küresel bir hükümet olduğu" fikrinin, aslında özgürlüklerin sonunu getirecek totaliter bir yapıya davetiye çıkardığını savunuyor.
Bu bağlamda Thiel, "Nükleer silahların kontrolü için BM'ye tam yetki verilmesi ya da tehlikeli programlamayı önlemek amacıyla her klavye vuruşunu kaydeden evrensel bir yapay zeka denetimi" gibi tasarımların, güvenlik maskesi altında gizlenmiş bir gözetim devleti riski taşıdığını belirtti.
Eleştiriler ve Tutarsızlık İddiaları
Öte yandan, Thiel'in bu uyarıları ciddi eleştirilerle de karşılaşıyor. En dikkat çekici eleştirilerden biri, Thiel'in kurucusu olduğu Palantir Technologies şirketinin faaliyetleriyle ilgili. Eleştirmenler, Palantir'in bizzat devletlere ve güvenlik kurumlarına devasa veri analiz ve gözetim kapasitesi sunarak, Thiel'in uyarısını yaptığı totaliter pratikleri güçlendirdiğini öne sürüyor. Bu durum, Thiel'in söylemleri ile ticari faaliyetleri arasında bir tutarsızlık olarak görülüyor.