İran’ın bütün alameti farikası fitneci ve bozguncu bir devlet olması. Bütün İslam dünyasını kana ve vahşete boğmuştur. Dolayısıyla İran son kışkırtmalarıyla da Suriye’nin karışmasını istiyor. İran, Suriye'deki yeni nizamı baskı altında tutmaya, bir isyan ateşi yakmaya çalışıyor.
Suriye'de yaşanan son hadiseleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Müslümanlara zafer getiren faktörler nelerdi?
Uzun yıllardır, aslında 2013, 2014 ve 2015'te oradaki Müslümanlar, ehli sünnet ve direnişçiler zafer kazanmışlardı. İran'ı, Irak'ı, Hizbullah'ı ve Esed rejimini yenmişlerdi. Ama Rusya'nın devralmasıyla, hava gücüyle askeri dengeler tamamen oradaki Müslümanların aleyhine değişti ve sonuçta maalesef bu zafer donduruldu. Muhalifler başta birlik değillerdi, parçalanmışlardı. Ortak bir kimliğe sahip değillerdi ve deneyimsizlerdi. Eşitlenme faktörü ortaya çıktı. İran, Irak, Suriye, Lübnan, diğer Şii gruplar ve PKK/PYD geldi, zaferi engelledi. Ama en sonunda Rusya ile dengeler tamamen değiştirildi. Şimdi geldiğimiz noktada ise Rusya, Ukrayna'da büyük bir belanın içerisinde. Askerlerini ve mühimmatlarını büyük oranda Suriye'den çekmek zorunda kaldı. Kore'den bile asker dilenecek hale düştü. Bu süreçte muhalifler de deneyimsizdi ve zamanla tecrübeli hale geldiler. İran’ın da ekonomisi Rusya’ya bağlı olduğu için ekonomik açıdan ciddi zarar gördü. Ayrıca İran, Hizbullah milislerini Lübnan'daki savaştan dolayı çekmek zorunda kaldı. Dolayısıyla muhalifler bu süreçte ciddi eğitim aldılar, ciddi kapasite geliştirdiler, drone ürettiler. Askeri niteliklerini arttırdılar ve Esed rejimine bir hamle yaptılar. Bu hamle de Şam zaferini beraberinde getirdi. Çünkü rejim kendi gücüne dayanmıyordu.
İsrail’in bölgedeki etkisi bundan sonra ne olur?
İsrail Suriye'ye doğrudan bir etki yapamaz. İsrail'in Suriye'ye doğrudan bir etki yapabilecek kapasitesi, araçları ve gücü yoktur. Ama İsrail, Suriye'de zaten bombardımanlar düzenlendi. Bu bombardımanların amacı, kendisine düşman olan muhaliflerin askeri gücünü zayıflatmaktı. Askeri donanımlarını zayıflatmaktı. Bununla birlikte İsrail, Suriye'de ihtilaf çıkarmaya çalışıyor. Oradaki azınlıkları, başka grupları kullanarak karışıklık çıkarmaya çalışıyor. Yarın öbür gün biz Suriye'de İran-İsrail ittifakını da görebiliriz. Bu da pek mümkün. Bu yapılmamış bir şey de değil. Irak ve Afganistan’a karşı Amerikalılarla ittifak etti, işbirliği yaptı İran. Bunu burada da görmemiz pek mümkün. Fakat İsrail'in Suriye'yi işgal edecek potansiyeli ve kapasitesi yok. Zaten dün itibariyle girmiş oldukları köylerin çoğundan çekildiler.
Suriye’deki gelişmelerin diğer Arap ülkelere etkisi ne olacak. Erdoğan da Arap ülkeleri dolaşıyor, anlaşmalar yapılıyor. Bu bir nevi İsrail’i kıskaca almak yahut diskalifiye etmek olarak okunabilir mi?
Tabii, İsrail de böyle okur. Bundan dolayı da panik haline gelir. Şu anda Ürdün, Mısır ve diğer ülkelerle görüşülüyor ama Arap ülkeleri ikiye bölünmüş durumda. Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır, İsrail'e destek veriyor. Suriye’deki yeni yönetimi de düşman olarak görülüyorlar, ancak Ürdün, Suudi Arabistan'la birlikte öyle bakmıyor. Çünkü Katar’ın Ürdün ve Suudi Arabistan'dan geçen doğalgazı var. Oradan da Suriye'ye ve Avrupa'ya giden bir boru hattı var. Bu boru hattının uzun vadede Ürdün'e, Suudi Arabistan'a da faydalı olabileceği düşünülüyor. Bu iki devlet bu sebepten yeni yönetime düşman olarak bakmıyor.
Fitneci İran da Nusayri artıklarıyla Suriye’de kışkırtma peşinde. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
İran’ın bütün alameti farikası fitneci ve bozguncu bir devlet olması. Bütün İslam dünyasını kana ve vahşete boğmuştur. Dolayısıyla İran son kışkırtmalarıyla da Suriye’nin karışmasını istiyor. İran, Suriye'deki yeni nizamı baskı altında tutmaya, bir isyan ateşi yakmaya çalışıyor. Orada oluşacak istikrarsızlık İran'a fayda sağlayacak. Fakat şu anki argümanlarıyla, şu anki vaziyetiyle bunu başarabileceklerini de düşünmüyorum.
Suriyeliler kendi memleketlerine dönüyor. Fakat moloz yığınları, yıkılmış binalar ve suyun elektriğin olmadığı yerlerle karşılaşıyorlar. Oraların yeniden inşası için bir çalışma olacak mı? Türkiye bu hususta neler yapacak?
Bundan sonraki aşamada Türkiye'nin de başrolde olduğu bir inşaat hamlesi beklenebilir. Ciddi manada Türkiye, Lübnan ve Suriye hattında bir ekonomik hareketlilik yaşanacak ve Suriye yeniden imar edilecek. Suriyeliler bir anda gitmeyebilirler ama kademeli bir biçimde ülkelerine dönecekler ve ülkelerini imar ve inşa etmeye çalışacaklar.
Suriye gezinizde en çok dikkatinizi çeken hususlar nelerdi?
Suriye halkı çok hızlı bir şekilde sürece adapte olabilme kabiliyetine sahip. Suriyeliler yaralarını çabuk saran bir millet. Birbirleriyle iyi ilişkiler geliştiriyorlar. Dikkatimi çeken ise hayat hemen normale dönmüş olması ve her şeye adapte olmaları. Ayrıca Esed rejiminin bütün bir Suriye'yi 70'li yıllarda bıraktığını, gerçekten gelişmediğini, hiçbir şeyi yenilemediğini, dönüştürmediğini de hayretle müşahede ettim.
Müslümanların nasıl bir yönetim ve rejim inşa edeceklerini düşünüyorsunuz? Türkiye’nin bu hususta bir önerisi, teklifi var mı? Varsa nedir?
Bazı açıklamalar yapılıyor. Bunu sizler de görüyorsunuz. Bir kere Suriye halkı Müslüman bir halktır. Bu devrimciler kanlarını İslam nizamı için döktüler. İslam nizamının dışında bir şeyin kabul edilmesi mümkün değildir. Bu zaferin başka zaferlere de vesile olmasını diliyorum.
Teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.
Aylık Baran Dergisi 35. Sayı, Ocak 2025