Gazeteci-Yazar Ardan Zentürk FED ve diğer Amerikan kurumlarının bankaları kurtarmak için kolları sıvamasının ne anlama geldiğini Baran okurları için değerlendirdi.

Gazeteci-Yazar Ardan Zentürk FED ve diğer Amerikan kurumlarının bankaları kurtarmak için kolları sıvamasının ne anlama geldiğini Baran okurları için değerlendirdi.

Amerika bir kez daha finans sektöründe yaşanılan banka iflasları ile sarsıldı, bunun, kısa ve orta vadede küresel sisteme de etkisi bekleniyor. Fakat bu kez, ABD Merkez Bankası FED ve diğer düzenleyici kurumlar, batan bankaların mudilerine mevduat garantisi vererek krizin büyümesini önleme yönünde önemli bir adım attılar. Sizce ABD’de ne değişti?         

Değişen ana unsur, kapitalizmin kendisi. 2008 yılında Wall Street’te yerleşik, kimliklerinin önünde genelde CEO kelimelerinin yazılı olduğu bir grup sözde profesyonel, özde hırsızın finans sisteminden çaldıklarıyla patlak veren kriz anladığımız kadarıyla bu değişimin ana merkezini oluşturuyor. O dönemde yaşanılan ve özellikle küçük yatırımcılar dünyasında büyük yıkımlara yol açan, bu arada pek çok büyük bankanın da tarih olmasına yol açan kriz kapitalizmin bünyesine “düzenleyici kurumları” getirdi. Yani, her krizde “batan batsın, sistem devam eder” diyerek yoluna devam eden ve özellikle “kamu kaynaklarını” çözüm çabalarından uzak tutan Anglo-Amerikan ekonomi anlayışı bu kez beklenilen tepkisini vermedi. 

ABD’nin 16’ncı bankası, aynı zamanda yeni teknoloji şirketlerinin bir numaralı finans kaynağı Silikon Vadisi Bankası’nın mudilerini kendi kaderlerine terk etmediler. Çünkü eğitim sektöründe software üretimiyle ünlü büyük teknoloji şirketlerinden Lingumi’nin CEO’su Toby Mether’in “Şirketimizin parasının yüzde 85’i kapılarını kapatmış olan SVB’de… Sistem çalışmıyor ve durum böyle devam ederse, yok olacağız. Yalnız biz yok olmayacağız, Bu yıkım, teknoloji sektörünün en az 20 yıl gerilemesi ve genç bir yatırımcı kuşağın da silinmesi anlamına geliyor” sözleri yeterli bir alarmdı!

Çin ile sürdürdüğü bilek güreşinde teknoloji sektörü üzerinden darbe almayı ABD ve bağlantısında Avrupalı müttefikleri göze alamadılar. Burada kurtarılan yalnız finans sektörü değildir. Burada esas olarak Rusya-Çin ittifakına karşı sürdürülen jeopolitik mücadelede kurtarılan teknoloji şirketleridir.

Bu uygulamanın devamında nasıl bir tablo ile karşılaşabiliriz?

Aslında tablo kendini gösterdi. SVB’nin İngiltere birimini HSBC’nin hemen alma planı yapması yeterli bir semboldür. Sistem, riske izin vermiyor. Alman düzenleyici kurumunun aynı bankanın Almanya birimi için moratoryum ilan etmesi dikkat çekicidir. 

Yani geçmişin “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” uygulamalarından dönülen bir viraj bu… Bu aynı zamanda, yatırım fonlarının kasalarında biriken büyük nakitlerle şekillenen “paralel finansın” da kontrol altına alınacağının önemli bir işareti. 

21’inci yüzyılda yeni pazarlar oluşturamayan, üretim bantları, istihdam yaratma imkanları giderek düşen, yani karlılık arayışını ekonominin yatırım-üretim-istihdam-pazarlama hattından çok, finans sektörü ve borsaların tartışmalı karlarından sağlamaya çalışan kapitalizm, bildiğimiz anlamıyla ölüyor. İlginç olan, geçmişte, kriz anlarında patlak veren savaşlar, komadaki sistemin bir dönem için ayağa kalkmasına neden olurdu, fakat bugün Ukrayna Savaşı veya Pasifik’teki gerginlik, hastayı bırakın ayağa kaldırmayı, giderek daha kötü bir noktaya sürükleyen kimlik taşıyor. 

Amerikan Merkez Bankası-FED ile ülkedeki mevduatların sigortası olarak kabul edilen Ulusal Sigorta Şirketi (Fonu) sergiledikleri müdahaleci kimlikle kapitalizmin nefes almasına yol açtılar, hastanın ömrü uzayabilir… 

Teşekkür ederiz.

Ben de teşekkür ederim.