Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde düzenlenen Seçim Beyannamesi Tanıtım Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:

"Evlatlarımıza büyük, güçlü, müreffeh, itibarlı bir Türkiye bırakma hedefimize çelme takması için kimsenin eline malzeme vermemeliyiz. Sizlerin de gördüğü gibi, içeride ve dışarıda, Türkiye'nin tökezlemesini, siyasi ve ekonomik olarak yeniden eski zayıf günlerine dönmesini bekleyen bir güruh var. Her ne kadar oklar bize çevrilmiş olsa da, asıl hedef Türkiye'dir, asıl hedef tarihi ve inançlarıyla milletimizin bizatihi kendisidir.

28 Şubat paşalarına bunaklık affı 28 Şubat paşalarına bunaklık affı

Şehirlerimizi Türkiye Yüzyılına hazırlayacak adımları atmakla, bu sinsi niyetleri de boşa çıkarmış olacağız. Bunun için sözümüzü muhaliflerimize, rakiplerimize, yarıştığımız parti ve adaylara değil doğrudan milletimize söylüyoruz. Bunun için vizyonumuzu, kendi belediyelerimizle birlikte ülkemizin tüm şehirlerini kucaklayacak şekilde hazırlıyoruz. Bunun için, kısır hesaplarla uğraşanların aksine ufkumuzu olabildiğince hem geniş, hem derin tutmaya çalışıyoruz. "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" diyerek ifade ettiğimiz Türkiye'yi ayakta tutan temel değerleri, bireysel hırsları için baltalamaya çalışanlara geçit vermeme kararlılığıyla hareket ediyoruz.

Elbette gerçek belediyecilik tüm bunlar için, yerel yöneticilerin, çalışkanlıkları ve azimleriyle, vatandaşımızın her adımında, her anında, hep yanında olmasını sağlayacaktır. Esasen, her birinin altını onlarca, yüzlerce başlıkla donatabileceğimiz tüm bu ilkelerle, yaklaşımlarla, hedeflerle, adeta tuğla tuğla "Türkiye Yüzyılı Şehirleri"ni inşa edeceğiz."

Bir ideal olmadan 'Türkiye Yüzyılı' bir yıl bile ilerleyemez!

Devleti ve toplumu ayakta tutabilecek bir ideal, bu ideali topluma uygulatacak yeni bir rejim, yine bu ideale nisbetle insanımızı insanca yaşatacak olan İslam’la yoğrulmuş hukuk kuralları, kapitalist ve liberal düzenden arınmış bir iktisadi sistem, kültür planında parya statüsünden kurtulup kimliğimizi ve özümüzü bize hatırlatacak insanımızı tekrar diriltecek yeni bir kültür hamlesi şart. Ayrıca, sanat ve edebiyat da dâhil olmak üzere bir memlekette kültürel iktidar kimdeyse, toplumun içtimâî şuur seviyesini de onlar belirler. Bu sebeple kültürel iktidar olma bahsi iktidarın ele geçirilmesi noktasında son derece stratejiktir.  

Maddi ve manevi enkaza dönüşen bu toplum, fikirsiz sadece taş ve toprakla ayağa kalkamaz. Ruhlara nakşedilecek yeni bir dünya görüşü olmadan sadece hastane, köprü, bina yapmakla Türkiye Yüzyılı, bir yıl bile ilerleyemez!