Terörist İsrail, Gazze’de yardım bekleyen sivilleri hedef almayı sürdürüyor: Şehit sayısı 55 bin 998’e ulaştı
Terörist İsrail, Gazze’de yardım bekleyen sivilleri hedef almayı sürdürüyor: Şehit sayısı 55 bin 998’e ulaştı
İçeriği Görüntüle

Tiesler'in Süddeutsche gazetesine yaptığı açıklamalar, Batı'nın topyekûn bir hazırlıksızlık ve acziyet içinde olduğunun belgesi niteliğinde. "Uzun süre boyunca, Almanya'da savaşın hazırlanmamız gereken bir senaryo olmadığına dair yaygın inanç vardı. Bu değişti" diyen Tiesler, yılların gafletini tek cümleyle özetliyor.

Çözüm diye sunulan şey, yaşanan paniği bile gölgede bırakıyor. Yüksek koruma gerektiren gerçek sığınakların inşasının "çok para ve zaman" gerektireceğini anlayan Alman bürokrat, "Daha hızlı çözüme ihtiyacımız var" diyerek acziyetlerini itiraf ediyor. Bu "hızlı çözüm" arayışı, metro istasyonları, yeraltı otoparkları ve kamu binalarının bodrum katları gibi mekânları sığınağa dönüştürme telaşında kendini gösteriyor. Maddeye tapan Batı, ruhunu ve fikrini kaybettiği için şimdi bedenini koruyacak beton kovuklar arıyor.

Alman disiplini efsanesi çöktü: Halkın %99.5'i açıkta

Ortaya konan rakamlar ise trajikomik bir tablo çiziyor. Soğuk Savaş döneminden kalma 2000 sığınaktan geriye sadece 580'inin kalması ve bunların da hepsinin kullanıma uygun olmaması, "disiplin ve düzen" efsanesiyle pazarlanan Almanya'nın ne hâle geldiğini gösteriyor.

Daha da vahimi, 84 milyonluk ülkede mevcut sığınak kapasitesinin sadece 480 bin kişi olması. Bu, nüfusun sadece %0,5'inin, yani binde beşinin, devlet tarafından korunabileceği anlamına geliyor. Bu milyarlık talepler, çöküşün ne denli derin olduğunu gösteren ekonomik ifadeleri olarak değerlendiriliyor.

Almanya ve Finlandiya karşılaştırması

Haberde verilen Finlandiya örneği, bu acziyeti daha da çarpıcı kılıyor. Nüfusunun yaklaşık %85'ini barındıracak 50 binden fazla sığınağa sahip olan Finlandiya'nın durumu, coğrafyanın dayattığı gerçeklere karşı daha uyanık olduğunu gösterirken, Avrupa’yı ‘taşıdığı’ iddia edilen Almanya’nın bu ölçüde hazırlıksız ve rehavet içinde oluşu, sadece güvenlik zafiyeti değil, aynı zamanda siyasi ve idari çözülmenin de bir yansıması olarak görülüyor.