Dünya ekonomisinin temel rezerv para birimi olarak uzun yıllardır tartışmasız bir hâkimiyet sürdüren Amerikan doları, son yirmi yılda bu konumunu kademeli olarak kaybediyor.

Mısır, hava savunmasını Çin silahlarıyla güçlendiriyor: Batı'ya güvensizlik vurgusu
Mısır, hava savunmasını Çin silahlarıyla güçlendiriyor: Batı'ya güvensizlik vurgusu
İçeriği Görüntüle

Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yayımlanan güncel verilere göre, 2024'ün üçüncü çeyreği itibarıyla doların küresel merkez bankası rezervlerindeki payı %57,4'e düştü. Bu oran, 1994'ten bu yana kaydedilen en düşük düzeyi temsil ediyor.

2014 yılı itibarıyla doların küresel rezervlerdeki payı %65 civarındaydı. Bu oran, 2015 yılında da genel olarak aynı seviyelerde kalmıştı. Ancak sonraki yıllarda yaşanan ekonomik ve jeopolitik gelişmeler, merkez bankalarını rezerv politikalarında çeşitliliğe yönlendirdi. Özellikle Çin gibi büyük ekonomilerin dolar cinsinden rezerv tutma oranlarında yaşanan düşüş, bu genel eğilimin somut göstergeleri arasında yer aldı.

Uzmanlar, bu düşüşün arkasında birkaç temel nedenin bulunduğunu belirtiyor. Bunların başında, ABD'nin doları dış politikada bir araç olarak kullanması — özellikle yaptırımlar ve finansal kısıtlamalar — geliyor. Bu durum, pek çok ülkeyi dolar dışı alternatif arayışlarına yöneltti. Avustralya doları, Kanada doları, Çin yuanı ve İsviçre frangı gibi daha önce ikincil görülen para birimlerinin rezervlerdeki payı giderek artıyor.

ABD'nin artan kamu borcu, iç siyasi istikrarsızlık sinyalleri ve dijital finans teknolojilerinin gelişimi gibi etkenler de doların rezerv para statüsündeki gücünü zorlayan faktörler arasında. Bununla birlikte, dolar hâlâ en büyük rezerv para birimi konumunu koruyor. Ancak veriler, bu üstünlüğün artık daha fazla sorgulandığını ve merkez bankalarının alternatif arayışlarının kalıcı hâle geldiğini gösteriyor.