Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Türkiye Ekonomi Modeli kapsamındaki liralaşma stratejisine ilişkin açıklamalarda bulundu.

                 Kur Krizinden Çıkışın Anahtarı: Türk Altın Lirası

Kavcıoğlu "Liralaşma stratejimiz ile ekonomik modelimizin para politikasına ilişkin sütunlarını inşa ediyor ve serbest piyasa dinamikleri çerçevesinde sürdürülebilir fiyat istikrarını sağlayacak kalıcı reformlara odaklanıyoruz" dedi.

TCMB Başkanı Kavcıoğlu'nun TCMB Bloğundaki yazısı şöyle:

Türkiye, değişen küresel şartlara uyum sağlayarak ve bu şartların sunduğu fırsatlardan azami derecede yararlanarak; yakın tarihteki ekonomik başarılarını güçlendirmek maksadıyla yeni “Türkiye Ekonomi Modeli”ni uygulamaya başlamıştır. 

Liralaşma stratejisi ile birlikte, hanehalkı, firma ve bankacılık kesimlerinin varlık ve yükümlülüklerinde Türk lirası cinsi kalemlerin ağırlığının kademeli bir şekilde artırılması, böylece finansal sistemin bütüncül olarak Türk lirası ağırlıklı bir yapıya kavuşması hedeflenmektedir. Bu kapsamda, para politikası duruşu sürdürülebilir fiyat istikrarını sağlama temel amacı doğrultusunda, üretimin sürekliliği, cari dengenin bileşenleri, kredilerin büyümesi, kompozisyonu ve kullanım amaçları ile döviz piyasasında sağlıklı fiyat oluşumları gözetilerek belirlenmektedir.

TCMB, ekonomimizin son yirmi yıldaki emsalsiz kazanımlarını koruyup ülkemizi ekonomik gelişmişlik ve toplumsal refahta ileriye taşıyabilecek kritik bir dönemeçte para politikasını uzun dönemli bir perspektifle geliştirmektedir.

Liralaşma stratejisi

Liralaşma stratejisi; sağlık, eğitim ve ulaştırma gibi temel alanlarda altyapı sorunlarını büyük ölçüde çözen ve birçok sektörde dışa bağımlılığı azaltacak büyük atılımlar yaparak küresel göreli üstünlük kazanımları elde eden ve bütün bunları mali dengesini koruyarak başaran Türkiye ekonomisinin kalıcı fiyat istikrarını ve finansal istikrarı yakalayabilmesi için sürekli geliştirilen kapsamlı politika çerçevesini ortaya koymaktadır.

Kalıcı fiyat istikrarının önündeki başlıca iki engelin gelişmiş ve benzer nitelikteki gelişmekte olan ülkelere kıyasla hanehalkı, firma ve banka bilançolarında yerel para ikamesinin yüksek olması ve cari işlemler dengesinin süregelen şekilde açık vermesi olduğu değerlendirilmektedir. Birbiriyle de ilişkili bu iki kırılganlığın yüksek seviyelere ulaşması aktarım mekanizmasını olumsuz etkileyerek ve sıklıkla zayıflatarak para politikasının etkinliğini azaltmakta, ekonominin dışsal şoklara duyarlılığını artırmakta ve büyüme ile fiyat istikrarı arasındaki ödünleşimin yüksek kalmasına neden olmaktadır.

Bu çerçevede TCMB 2021 yılı Aralık ayı Para Politikası Kurulu kararında fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürüteceğini duyurmuştur. Ocak ve Nisan 2022 Enflasyon Raporlarında ise “Liralaşma Stratejisi”, politika gözden geçirme sürecinin asli unsuru olarak kamuoyu ile paylaşılmıştır.

Dolarizasyonun yüksek olması, ekonominin yurt içi veya yurt dışı kaynaklı şoklara hassasiyetini artırmakta ve belli aralıklarla döviz kurlarında ekonomik temellerden uzak fiyat oluşumlarına neden olmaktadır. Böylece yüksek dolarizasyon, enflasyonu kur artışı kaynaklı maliyetlerin üzerinde artırırken cari açığı da katılaştırarak kalıcı fiyat istikrarı önünde önemli bir engel oluşturmaktadır.

Türk lirası zorunlu karşılıklar yükseltilirken yabancı para zorunlu karşılıklar düşürülmüş, ayrıca bankalara ROM ile fazla dövizleri karşılığında Türk lirası likiditeye erişim imkânı tanınarak bankaların yabancı para fon toplaması teşvik edilmiştir. Söz konusu dönemde banka bilançolarındaki yabancı para varlık ve yükümlülüklerin payı hızla artarken bankaların, fazla döviz likiditelerini yurt dışında para takası ile serbestçe Türk lirasına dönüştürmeleri de yabancı para mevduat toplama tercihlerini teşvik etmiştir. Kalıcı çözümlere öncelik verilmesinde gözlenen gecikmeler, dış dengenin sürdürülebilirliğine zarar vermeye devam etmiştir.

Ayrıca, işçi dövizleri gibi ekonomide yabancı para finansman dengesine katkı sunan güvenilir ve sürekli döviz kaynaklarının devreden çıkarılması ile kronik cari açık veren ülke ekonomisi kısa vadeli yabancı sermaye akımlarına daha da muhtaç hale gelmiştir. Dış piyasalarda da Türk lirası ile spekülatif pozisyonlar daha da kalıcı şekilde tercih edilmeye başlanmıştır.

Tüm bu tespitlerin ışığında, liralaşma;

i) Finansal sistemde temel değer saklama aracının Türk lirası cinsinden varlıklar olmasını,
ii) Tüm bilançolarda Türk lirası ağırlığının önemli ölçüde artmasını,
iii) TCMB’nin Türk lirası fonlamasında ağırlıklı olarak sabit getirili Türk lirası cinsi varlıkların teminat olarak kullanılmasını,
iv) Yurt içindeki ticari işlemlerde yegâne değişim aracının Türk lirası olmasını sağlayacak süreçleri ve TCMB’nin bu makro süreci yönetmek için izlediği bütünleşik politika çerçevesini ifade etmektedir.

Liralaşma ile birlikte, hanehalkı, firma ve bankacılık kesimlerinin varlık ve yükümlülüklerinde Türk lirası cinsi kalemlerin ağırlığının artırılması, böylece finansal sistemin bütüncül olarak Türk lirası ağırlıklı hale gelmesi mümkün olacaktır. Liralaşma ayrıca sözleşme, fiyatlama ve ödeme işlemlerinde Türk lirasının temel alınmasını da kapsamaktadır.

Liralaşma para politikası

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda para politikası kararlarını şekillendirirken tespit edilen tüm verimsizliklerin ortadan kaldırılmasını ve aktarım mekanizmasının sağlıklı bir şekilde çalışmasını hedeflemektedir.  

Döviz piyasalarında ekonomik temellerden uzaklaşan fiyatlama davranışlarının engellenmesi ve liralaşma stratejisinin desteklenmesi amacıyla bir dizi düzenleme yapılmıştır. Zorunlu karşılıklar ve teminat yönetimi kapsamında gerçekleştirilen düzenlemeler, diğer merkez bankalarıyla para takası anlaşmalarının etkin kullanımıyla geliştirilen ve yaygınlaştırılan yerel paralarla ticaret, ödemelerde Türk lirasının kullanılması, Türk lirası sağlanan kredilerin döviz talebi oluşturmayacak şekilde kullanılmasını hedefleyen düzenlemeler bir bütün olarak finansal sistemde Türk lirasına olan talebin yapısal ve kalıcı olarak artırılmasına katkıda bulunacaktır. Döviz kurlarında sağlanacak istikrar neticesinde fiyatlar üzerindeki kur kaynaklı doğrudan maliyet baskısı zayıflayacak; fiyatlamalarda yabancı paralara endekslenme tercihlerinin giderek azalmasıyla ve oluşacak güven ortamının beklentileri olumluya dönüştürmesiyle enflasyon eğilimleri normalleşecektir.

Reel sektöre finansal sistem tarafından sağlanan kredilerin belirlenmiş amaçlara uygun kullanımı ve kaynakların dağılımının finansal istikrarı güçlendirmesi, Türk lirasının ekonomik aktarım temellerinin sağlamlaştırılması açısından elzem görülmektedir. Kredilerde Türk lirasının payının artmasıyla birlikte firmaların döviz cinsi yükümlülüklerinin azalması fiyat belirleme sürecinde döviz kuruna endeksleme davranışını ve buna bağlı döviz kuru geçişkenliğini kalıcı olarak azaltacak, kurdaki oynaklıklara bağlı fiyat artışları ise ortadan kaldırılmış olacaktır. Öte yandan, kredilerin kompozisyonunun ticari krediler lehine geliştirilmesi tüketim talebi yoluyla enflasyon görünümü ve dış denge üzerindeki riskleri de sınırlandıracaktır.

Türk lirası krediler sürdürülebilir bir finansman maliyetiyle ve kapsayıcı olarak ekonomimizin potansiyel büyümesini artırıcı şekilde kullandırıldığında hem parasal büyümenin hem de cari dengenin istikrarlı gelişimi sağlanacaktır. Kredi kanalının etkin çalışması için kredilerin ve parasal büyüklüklerin fiyat istikrarı ile tutarlı bir şekilde üretimi desteklemesi gerekmektedir. Liralaşma stratejisi kapsamında kredilerin kompozisyonu ve büyümesine ilişkin makroihtiyati tedbirler alınmaya devam edecektir. Böylelikle bankacılık sektörünün iktisadi faaliyetin ihtiyacı olan dengeli kredi büyümesini para politikası duruşuna katkı verecek şekilde sürdürmesi teşvik edilecektir. Bu noktada liralaşma ilkeleriyle uyumluluğu artırılan ve finansal kapsayıcılığı geliştirilen reeskont ve Yatırım Taahhütlü Avans Kredileri, hedefli kredi uygulamalarına örnek olması açısından desteklenmektedir.

TCMB para politikası kararlarını tasarlarken başta sürdürülebilir dış denge olmak üzere Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları ile yüzleşmektedir. Bu süreçte, kolay ama geçici çözümler yerine kısa ve orta vadeli zorluklarına rağmen uzun dönemli kalıcı çözümlere odaklanmaktadır. Bu süreç, aynı zamanda uzun yılların çabasına rağmen henüz çözülememiş bir yapısal soruna meydan okumadır.

Liralaşma stratejimiz ile ekonomik modelimizin para politikasına ilişkin sütunlarını inşa ediyor ve serbest piyasa dinamikleri çerçevesinde sürdürülebilir fiyat istikrarını sağlayacak kalıcı reformlara odaklanıyoruz. Ülkemizin sahip olduğu stratejik küresel değer ile uyumlu, vatandaşlarımızın sahip olduğu emsalsiz beşeri sermaye ile oluşturduğu katma değere yakışır şekilde, ekonomimizde Türk lirasına olan ilginin sürekli artmasını, milli paramızın ekonomimizin temel ödeme ve temel değer saklama aracı haline gelmesini, finansal kaynakların yatırım, istihdam, üretim ve ihracata yönelik verimli ve dengeli dağılmasını ve böylelikle kalıcı cari denge tesis edilirken finansal mimarimizin para politikasının etkinliğini artıracak şekilde tasarlanmasını liralaşma stratejimiz ile gerçekleştirmeye kararlıyız.

Temel önceliğimiz, liralaşma stratejisi sayesinde enflasyonla mücadelede uzun yıllardır yapısal sorun olmayı sürdüren, yüksek yerel para ikamesi sorununu çözmek ve kalıcı dış denge sürdürülebilirliğini sağlamaktır. Makro ve mikro ihtiyati tedbirlerin de desteği ile bu sefer kamu finansmanındaki güçlü dengeye dış denge sürdürülebilirliği de eşlik eder hale geleceği için fiyat istikrarını sağlama ve sürdürme hedefi tamamen gerçekleşmiş olacaktır.

Baran Dergisi'nin Türk Lirası'nı ayağa kaldıracak çözümü

100 Türk Altın Lirası 1 gram 24 ayar altına tekabül edecek şekilde 5, 10, 20, 50 ve 100 liralık kaimeler basılarak tedavüle sokulmalı, Türk Altın Lirası üzerinden bankalarda mevduat hesapları açılabilmeli ve yine bankalar üzerinden para transferi yapılabilir hâle getirilmeli.

Makalenin tamamı için TIKLA