Ermenistan Soruşturma Komitesi'nden yapılan açıklamada, hükümeti yasal olmayan yollarla devirmeyi planlamakla suçlanan ve aralarında Başpiskopos Bagrat Galstanyan'ın da bulunduğu 15 şüphelinin çıkarıldıkları mahkemece tutuklandıkları bildirildi.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Başpiskopos Galstanyan'ın başını çektiği grubun Kasım 2024'ten beri "darbe planı yaptığını" açıklamış, ardından Ermenistan Ulusal Güvenlik Servisi 25 Haziran Çarşamba günü bir dizi gözaltı gerçekleştirmişti.
Ermeni Kilisesi'nin örgütlediği bazı vatandaşlar ve politikacılar, 4 Mayıs 2024'te Tavuş ve Şirak bölgelerinden Başpiskopos Galstanyan'ın önderliğinde başkent Erivan'a yürüyüş başlatmış, ardından başkent başta olmak üzere ülke çapında eylemler yapılmıştı.
İstifasını talep eden kilisenin hükümet işlerinden uzak durmasını isteyen Paşinyan, yönetim değişikliğinin ancak seçimler yoluyla yapılabileceğini belirtmişti.
Ermenistan'da Darbe Girişimi İddiası: Gerilimin Perde Arkası ve Olası Nedenler
Ermenistan'da Başpiskopos Bagrat Galstanyan'ın da aralarında bulunduğu 15 kişinin "hükümeti yasa dışı yollarla devirme planı" iddiasıyla tutuklanması, ülkede uzun süredir devam eden siyasi ve toplumsal gerilimi zirveye taşıdı. Başbakan Nikol Paşinyan hükümeti, olayı bir "darbe girişimi" olarak nitelerken, süreç, Dağlık Karabağ'daki yenilginin ardından derinleşen fay hatlarını ve kilise-devlet arasındaki güç mücadelesini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ermenistan Soruşturma Komitesi'nin açıklamasına göre, Başpiskopos Galstanyan liderliğindeki bir grup, Kasım 2024'ten bu yana anayasal düzeni değiştirerek iktidarı ele geçirmeyi hedefliyordu. Başbakan Paşinyan, bu grubun "terör eylemleri" hazırlığında olduğunu ve kolluk kuvvetlerinin "kriminal oligarşik ruhban sınıfının" bu planını engellediğini duyurdu. 25 Haziran'da gerçekleştirilen operasyonlarla aralarında Galstanyan'ın da bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı ve ardından mahkemece tutuklandı.
Gerilimin Kökenleri: Karabağ Yenilgisi ve Sınır Anlaşmazlığı
Mevcut krizin temelinde, Ermenistan'ın 2020'deki İkinci Karabağ Savaşı'nda Azerbaycan karşısında aldığı yenilgi ve sonrasında Paşinyan yönetiminin yürüttüğü politikalar yatıyor. Savaşın ardından imzalanan ateşkes anlaşması ve Azerbaycan'a yapılan toprak tavizleri, ülkede geniş çaplı bir öfkeye neden oldu.
Bu hoşnutsuzluk, Paşinyan hükümetinin Azerbaycan ile sınır belirleme çalışmaları kapsamında Tavuş bölgesindeki dört köyü Azerbaycan'a iade etme kararıyla daha da alevlendi. Bu karara tepki olarak Başpiskopos Bagrat Galstanyan önderliğinde "Tavuş için Vatan" adıyla bir hareket başlatıldı. 4 Mayıs 2024'te Tavuş'tan Erivan'a bir yürüyüş başlatan hareket, başkentte ve ülke genelinde kitlesel protesto gösterileri düzenleyerek Paşinyan'ın istifasını talep etti.
Kilise ve Hükümet Arasındaki Güç Savaşı
Ermenistan'da tarihsel ve toplumsal olarak güçlü bir konuma sahip olan Ermeni Apostolik Kilisesi, Paşinyan hükümetinin en sert muhaliflerinden biri olarak öne çıkıyor. Kilise, Paşinyan'ı ulusal çıkarlara aykırı politikalar izlemekle ve Azerbaycan'a karşı tavizkar bir tutum sergilemekle suçluyor.
Paşinyan ise kiliseyi, siyasi işlere karışmak, oligarşik yapılarla işbirliği yapmak ve hükümeti istikrarsızlaştırmaya çalışmakla itham ediyor. İki taraf arasındaki gerilim, Paşinyan'ın kilisenin ruhani lideri Katolikos II. Karekin'i hedef alan açıklamaları ve istifaya davet etmesiyle kişisel bir boyut da kazandı. Hükümetin, kilisenin vergi ayrıcalıklarını ve mali denetimini sorgulamaya başlaması da çatışmayı derinleştiren bir diğer faktör oldu.
"Kutsal Mücadele" Hareketi ve Darbe İddiaları
Başpiskopos Galstanyan'ın liderliğini yaptığı "Kutsal Mücadele" hareketi, hükümet tarafından "darbe planının" merkez üssü olarak gösteriliyor. Soruşturma Komitesi, hareketin terör saldırıları düzenlemek, iktidarı ele geçirmek için silah ve patlayıcı temin ettiğini ve çoğu eski asker ve polislerden oluşan saldırı ekipleri kurduğunu iddia ediyor. Yetkililer, bu iddialarını desteklemek amacıyla bazı telefon görüşmesi kayıtları ve ele geçirilen silahlara ait görüntüleri kamuoyuyla paylaştı.
Protestocular ve muhalefet ise bu suçlamaların siyasi bir hesaplaşma olduğunu ve Paşinyan'ın muhaliflerini susturmayı amaçladığını savunuyor. Galstanyan'ın tutuklanmasının ardından Erivan'da destekçileri sokağa dökülerek serbest bırakılması için gösteriler düzenledi.
Ermenistan'da yaşanan son olaylar, ülkenin siyasi geleceği açısından kritik bir dönemeç teşkil ediyor. Paşinyan hükümeti, otoritesini pekiştirmeye çalışırken, kilise destekli muhalefet bloğu ise iktidar değişikliği için baskısını sürdürüyor. Yönetim değişikliğinin ancak seçimlerle olabileceğini vurgulayan Paşinyan, istifa çağrılarını reddediyor.
Bu süreçte, Rusya'nın olayı Ermenistan'ın bir iç meselesi olarak gördüğünü açıklaması dikkat çekerken, uluslararası kamuoyu da ülkedeki demokrasi, din-devlet ilişkileri ve ifade özgürlüğü konusundaki tartışmaları yakından izliyor. Yaşananların, Ermenistan'ın iç istikrarı ve Güney Kafkasya'daki hassas dengeler üzerindeki etkileri önümüzdeki günlerde daha net bir şekilde ortaya çıkacak.