Trump "Putin'den memnun değilim" diyerek Ukrayna’ya yeni yardım paketini onayladı
Trump "Putin'den memnun değilim" diyerek Ukrayna’ya yeni yardım paketini onayladı
İçeriği Görüntüle

Keşmir’deki saldırıyı bahane eden Hindistan, 1960 tarihli İndus Suları Anlaşması’ndan tek taraflı çekilerek Pakistan’a yönelik hava saldırıları başlattı. “Sindoor Operasyonu” adı verilen saldırılarda 31 sivil hayatını kaybetti, 2 cami ve 6 yerleşim yeri hedef alındı. Pakistan ise Hindistan’a ait beş savaş uçağını düşürdüğünü açıklarken, sınır bölgelerinde misilleme topçu atışlarıyla 15 Hint askerinin öldürüldüğünü duyurdu

Hindistan’ın saldırgan tutumuna karşı Pakistan, orduya misliyle karşılık verme yetkisi verdi. Başbakan Şerif, ülkesinin egemenliğinin hedef alındığını vurgularken, saldırının zaman ve yöntemini kendilerinin belirleyeceğini açıkladı. Modi hükümetinin saldırılarla sadece Pakistan’ı değil, aynı zamanda Kuşak-Yol güzergahını ve bölgesel dengeyi hedef aldığı değerlendirilirken, saldırıların İsrail-Hindistan ekseninde şekillenen yayılmacı politikaların yansıması olduğu ifade ediliyor.

"Akıllıca olmayan bir davranış"

Strateji uzmanı ve analist Abdullah Çiftçi, son dönemde Hint Yarımadası'nda tırmanan gerilimi ve Hindistan'ın Pakistan kontrolündeki Azad Keşmir bölgesine düzenlediği askeri saldırıyı "akıllıca olmayan bir davranış" olarak değerlendirdi. Çiftçi'ye göre, bu olay bölgedeki jeopolitik dengeleri yeniden şekillendirecek ve Hindistan'ın bu süreçten zararla çıkma ihtimali yüksek.

Çiftçi’ye göre, Hindistan'ın Pakistan'a yönelik saldırısı, Hindistan'da yaşanan ve yaklaşık 25 turistin hayatını kaybettiği bir terör saldırısının ardından geldi. Hindistan'ın bu saldırıyı bir savaş nedeni olarak kabul ettiğini belirten Çiftçi, saldırının zamanlamasının ve şeklinin ardında başka dinamiklerin olabileceğini dile getirdi. Çiftçi, Hindistan'ın daha önce İndus Suları Anlaşması'ndan çekileceğini duyurmasının ve bir nehrin suyunu kesmesinin de gerilimi artıran faktörler olduğunu kaydetti.

Pakistan'ın saldırıya karşılık olarak, "istediğimiz zaman ve şartlarda cevap vereceğiz" açıklamasını yaptığını aktaran Çiftçi, Pakistan'ın kendi iddiasına göre 5 Hint uçağı ve 1 İHA düşürdüğünü, ancak Hindistan'ın bu iddiaları reddettiğini söyledi. Hindistan'ın bu operasyona "Sindor" (Gurur Anı) adını vermesini "beklentiyi çok yükseltmek" olarak yorumlayan Çiftçi, mevcut Hint hükümetinin lideri Modi'nin aşırı milliyetçilikle Hindistan'ı "süper güç vurunca herkesi ezer" algısı yapacak bir noktaya getirdiğini ancak bu hareketin Modi için "başına bir iş alması" anlamı taşıdığını söyledi.

“Hindistan'ı bu işe zorlayan bir akıl var”

Çiftçi, bu savaşın veya çatışmanın arkasında, Modi'nin beynini okuyan "bir aklın" (Çiftçi dolaylı olarak Siyonist lobiyi ve Anglosakson etkiyi ima ediyor) Hindistan'ı bu işe zorladığı düşüncesini dile getirdi.

Çiftçi, bölgede bir yeniden yapılanma sürecinin yaşandığını belirterek, Hindistan'ın bu savaşa girmesini "akılsız bir davranış" olarak niteledi. Özellikle ticaret savaşlarının ortasında, Çin gibi ülkelerin Hindistan'a yatırım ve üretim kaydırma planlarının bu istikrarsızlıkla sekteye uğrayabileceği uyarısında bulundu.

Çiftçi’ye göre, Hindistan'ın bu süreçte yalnız kalma riskiyle karşı karşıya olduğunu, bölgedeki diğer ülkelerin (Pakistan'dan nefret eden ülkeler olarak tanımladıkları) ve İslam dünyasının Pakistan'ı desteklediğini belirtti. Hatta eski Doğu Pakistan olan Bangladeş'te bile halkın Pakistan'ı desteklemeye başladığını öne sürdü.

Çiftçi, Modi hükümetinin "gurur anı" olarak nitelediği bu askeri hamlenin, Hindistan için "tarihi bir yenilgi" olasılığını yükselttiğini söyleyerek, mevcut durumun akıllıca yönetilmediği tespitinde bulundu. Bu sürecin, Pakistan'ın iç siyasetinde bile değişimlere yol açabileceği yorumunu yaptı.