Bütünlüğe değer veren ve duygularında bütünlük arayan her insanın asrımızda başvurabileceği, çalabileceği tek bir kapı, şuurunda olsa da olmasa da aradığı, ulaşmak istediği ve sığınabileceği tek bir yapı var: Büyük Doğu-İbda.

Eğer bu külliyatı hakkıyla okuyabilirsek, bu eserlerin sadece birer kitap değil, aynı zamanda Müslümanların ruhlarına verilmiş bir arınma ve yenilenme emri olduğunu da görebiliriz.

Bu da ancak onların söylediklerini anlayabilmek, ulaştıkları mânâların derinliklerine onlarla birlikte dalabilmekle mümkün.

Çünkü yapısal formlar olmadan bir fikir yayılamaz.

Dolayısıyla bizlerin de sızlanmak yerine, bu dil ve diyalektiğin her harfinin arasında her kelimesinin altında bir gerçekliğin yattığını görecek ve gösterecek iyi birer yorumcu olmaya bakmamız gerekir.