İdeolojimize göre yaşamayı her alanda sürdürmeliyiz. Zaten ideoloji, fert ve toplumun inşaındaki gerekli fikirler manzumesi değil mi?

Bir Müslüman İBDA ideolojisine göre yaşamalı, hayat tarzı böyle olmalı. Her işte nisbet noktamız ideolojimiz olmalı. İdeolojimizin boşluk bıraktığını düşünmek, İslâm’ın hasrı dışında bir şeyin olduğunu kabul etmek demektir ki, bu inancımızla çelişir.

İdeolojimize göre yaşamayı zevk haline dönüştürmeliyiz; sporundan yeme-içmesine kadar. Önce zor gelen bazı şeyler cehd ile, sabır ile kolaylaşır, tabiî hale gelmeye başlar. Yeter ki başlangıç aşamasında vazgeçmeyelim, işin başındaki zorluktan yılmayalım.

Aslında çoğu şeyden, işin zorluğundan ziyade kendi psikolojik duvarlarımızdan vazgeçiyoruz, kendi kendimize ördüğümüz duvarların esiri oluyoruz. Böylece en büyük düşmanımız olan nefsimize yenik düşüyoruz. Ve modern (batı) hayat tarzına istemeden de olsa kayıyoruz.

Bakıyorum da, lafta modern hayat tarzına karşıyız ama hayat tarzımız aynen öyle. Yememizden tutun da, evi-işi-dişi arasında sıkışmış hayat tarzımız ve böyle bir koşturmaca içinde geçmekte olan ömrümüz bunun ispatı. Hatta bu koşturmaca dan zevk alır hâle gelmişiz. Bu koşturmacanın arkasına sığınıyor, mazeret hatta zaruret olarak gösteriyoruz.

Hayat tarzımız bozuk... Müslümanım, Akıncıyım, İBDA’cıyım diyenlerin bir kısmının  da hayat tarzı bozuk; Müslüman’ca değil, Akıncıya göre değil, İBDA’cıya göre değil. Bakıyorum da bazı arkadaşlar çok çabuk dökülüyor, hayat tarafından yutuluyor. Halbuki hayata karşı yutulmamak için son nefesimize kadar planlar yapmalı, her daim kendimizi muhasebe etmeliyiz. Bize dayatılan “hayat tarzını” kabul etmeyip, ideolojimize göre hayat tarzımızı yaşamalıyız.

İslâm her şeyden önce irade davasıdır, irade gösteremeyen, bir müddet sonra şahsiyetini de kaybeder. Yok olur gider...

Modern hayat tarzından dolayı, ne hikmetse vaktimiz yok; fakat iş davaya gelince nefsimiz bin bir bahane buluyoruz. Fakat mertlik de bizde kalacak ya, mangalda kül bırakmıyoruz. Laf bol, iş az...

Hayat tarzımız bozuk dedik... Müslümanın modern hayat tarzına uyması çok saçma, çok uyumsuz. Ömrün bir hazine olduğunu ve vakitin nakit demek olduğunu bilen Müslümanın bozuk para (dünya) uğruna ömrünü ziyan etmesi, ahirette geçer akçeye kıymet vermemesi Müslümanlıkla bağdaşmaz; tamamen materyalist, dünyevî ve pragmatist bir yaklaşımdır. “İmansız İslâmcılık” buralarda başlıyor ve “hayat tarzı”na dönüyor.

Kazım Albay

Yazının tamamı için: TIKLA