Meseleyi basit bir yazılım tercihi olarak okumak, eksik kalır: Bir yanda ‘liberal-hümanist’ ideolojinin dogmalarını ezberlemiş, “incitici” olmaktan korkan “Woke” (Uyanış) yapay zekâlar; diğer yanda ise bu riyakârlığa nihilist bir pervasızlıkla isyan ettiğini iddia eden “Anti-Woke”… Dereceler hâlinde aynı şeyin laciverdi!
Riyakâr zekâya karşı nihilist zekâ
“Woke” yapay zekâlar, mevcut liberal paradigmayı korumak üzere tasarlanmış ideolojik aygıtlardır. Woke kültürü, her türlü sosyal adaletsizliğe karşı gelişen aşırı politik doğruculuk tavrını ifade eder. “Etik” filtreleri ardında, Batı’nın güncel önceliklerini “mutlak doğru” olarak kodlayarak düşünce ufkunu daraltırlar. Grok ise bu riyakârlığa bir tepki olarak sunulsa da, onun 'isyanı' hakikate veya ulvî bir değere yönelmiş değildir. Bu, sistemin bir kutbuna karşı yine sistem içinden çıkan, ahlâkçı riyakârlığa karşı ahlâksızlığı ve laubaliliği erdem gibi sunan hesapta ‘nihilist bir başkaldırı’dır; nihilizm, hiçbir değer, ahlâk ve anlam tanımayan bir felsefî duruştur. Grok’un ‘öğrenilmiş’ küfürleri, bir isyan değil, olsa olsa ruhî bir çürümenin aynasıdır!
Elon Musk gibi figürler, bu sahte kavgada kendilerini “statüko yıkıcısı” olarak pazarlayarak kendi teknokratik hegemonyalarını inşa etmektedir. Grok gibi “asi” ürünler, kitleleri bu yeni güç odağının yörüngesine çekmek için kullanılan birer araçtır ve “sansürsüz gerçeklik” vaadiyle nihilizmle yoğrulmuş yeni bir yalan sunarlar. Bu kontrollü muhalefet, kitlelerin enerjisini anlamsız kutuplaşmalarda tüketir ve insanı makineleştiren bir anlayışın karşısındaki ‘tenkid şuuru’nun önünü keser.
Ruhsuz taklitçilik
İster küfretsin, ister ‘politik doğrucu’ olsun, yapay zekâ ruhtan yoksun bir silahtır. “Zekâsı” akıl değil, veriyi istatistiksel olarak dizme yeteneğidir! Grok’un küfürleri de ChatGPT’nin ahlâk dersleri de bu ruhsuz taklitten ibarettir. Her ikisi de, insanlığın ürettiği birikimi bir ayna gibi yansıtır!
Netice olarak Grok tartışması, Batı’nın sahte ahlâkçılık ile pespaye nihilizm arasındaki çıkmazını gösterir. Asıl mesele, insanı maddeden ibaret gören teknokratik dünya görüşünü reddetmektir. Cevap daima daha “erdemli” veya “asi” bir yapay zekâda değil, aklını ve ruhunu Mutlak Fikir’e teslim etmiş insandadır.
