Madrid Meclisi’nde Sosyalist Parti sözcüsü Mar Espinar, Filistin bayrağı açarak renklerinin anlamını tek tek açıkladı: “Siyah sürgünü, beyaz barışı, yeşil umudu, kırmızı ise kanı temsil ediyor.” Espinar, Ayuso yönetimine tarihin yanlış tarafında olduğu gerçeğini yüzlerine söyledi. Bu çıkış bazı okullarda Filistin bayrağının yasaklanmasının ardından geldi. Ayuso yönetimi ise herhangi bir yasak kararı alındığını reddetti.
Tartışma yalnızca meclis salonuyla sınırlı kalmadı. Eğitim sendikaları ve “Marea Palestina” gibi gruplar, birçok okulda Filistin’e destek sembollerinin engellendiğini bildirerek ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini vurguladı. Eşitlik Bakanı Ana Redondo da Filistin bayraklarının yasaklanmasının yasa dışı olacağını belirterek Ayuso’ya uyarıda bulundu. Buna karşın Ayuso, muhalefeti “yabancı davalara sahip çıkarken ulusal meseleleri unutan bir sol” olmakla itham etti.
Müslüman olmayanların dahi ses verdiği gerçek
İspanya’da hem toplum hem de muhalefet partileri, Gazze’deki saldırılara “soykırım” diyerek karşı çıkabiliyor. Sokak protestoları, sivil toplum girişimleri ve siyasî çıkışlar, Filistin'deki soykırımı ülkenin gündemine taşıyor. Dünyanın farklı yerlerinde de benzer kendinden zuhur tavırları ortaya çıkıyor; ferdî ve toplumsal eylemlerle Filistin’in yanında saf tutuluyor. Bu tutum, İspanya hükûmetinin meseleye dair attığı adımlarda da net biçimde görülüyor.
Türkiye’de sessiz kalan vekiller
Buna karşılık Türkiye’de meclis sıralarında, Filistin için aynı kararlılıkla yükselmiş bir bayrak ya da benzer bir protesto görülmedi. Vekiller, “etliye sütlüye karışmama”, “baş ağrıtacak tavırlardan uzak durma” anlayışıyla hareket ediyor. Oysa yarın Allah’a verilecek hesapta bu suskunluğun karşılığı nedir? Koltuk kaygısı mı, yoksa dava şuuru mu ağır basacak?
Söylemden öteye geçmeyen destek
Bu coğrafya Filistin davasının asıl sahibi iken dünyada Müslüman olmayanlar dahi sesini yükseltirken Türkiye’nin tepkileri neden yalnızca söylemde kalıyor? “Yavuz hırsız” misali terörist İsrail küresel baskı unsuru haline gelirken bizde neden sadece sözle yetiniliyor? Nerede kendinden zuhur eden tavırlar, nerede gerçek bir duruş?
Kaynak: RTVE, El Debate, El Nacional.cat





