Gazeteci Ahmet Şık’ın tutuklanması ve ardından “İmam’ın Ordusu” isimli “yayınlanmamış” kitabının toplatılması, gazetelerin ve yayınevlerinin basılması, ortada olmayan bir kitab hakkında terör estirilmesi “ilginç” bir durum. Meseleyi “ifade özgürlüğü”nden ele alıp, “demokrasi ayıbı” olarak değerlendirenler de haklı görünüyor. Murat Bardakçı tarih magazinciliği refleksiyle, “Türkiye’de Abdülhamid döneminden bu yana basılmamış kitablar yakılmış idi” şeklinde bir makale yazınca hatırımıza geldi. O kadar eskiye gitmeye gerek yoktu çünkü.
Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun TİLKİ GÜNLÜĞÜ isimli eserinin başına gelenlere benzer bir durum yaşanıyor. Salih Mirzabeyoğlu 1990 Şubat’ında gözaltına alındığında, yazmakta olduğu “Tilki Günlüğü” isimli kitabı da gözaltına alınmış, kitab “eylem günlüğü” şeklinde basına yansıtılmış, bu esnada kitabın bazı sayfaları da kaybolmuştu. Merak edenler 6 ciltlik TİLKİ GÜNLÜĞÜ isimli esere bakabilir. Orada, “gözaltında iken kayboldu” gibi notlar göreceklerdir. Şöyle yazmış Mütefekkir, “Ölüm Odası- B-Yedi” isimli eserinin 23. bölümünde:
- «1990 yılında yakalandığımızda, Şube’de “eylem günlüğü” diye basına teşhir ve lanse edilen ve Savcılıkta bu yolda ifâdemin alındığı “ruhî romanım”, 2000 yılında “zihin kontrolü ve yönlendirilmesi projesi”ne malzeme oluyordu; (…)»
Özgürlükçü” Türk basını, o zamanlar bu eseri “Eylem Günlüğü” filan şeklinde lanse etmişlerdi. O tarihlerde yayınlanan gazetelerde pek çok örneği vardır bu “karalamanın”. Çünkü o zamanlar polisin gözaltına aldığı her Müslüman, “özgürlükçü” Türk basınının gözünde azılı teröristti ve yazdıkları her şey de “örgütsel doküman”… Şimdi aynı mantık bunları yapan ve yaptıranlara başka aktörler tarafından uygulanıyor. “Oh olsun” diyecek değiliz. “Burası Türkiye” deriz, biz bunları yaşadık-yaşıyoruz deriz, o kadar. Ha, bir de “ileri demokrasiye” hoş geldiniz deriz…
Ahmet Şık’ın İmam’ın Ordusu isimli kitabında ne yazıyor bilmiyoruz, belki de çok ciddi belgeler vardır” filân diye durumu kurtarmaya çalışanlara da gülüyoruz. Henüz yayınlanmamış bir kitabın bu şekilde, “göstere göstere” toplatılmasının ardında belki de başka bir “güç” mücadelesi vardır, onu da biz bilemiyoruz.
İmam, malûm: Fethullah Gülen. Ordusu da, herhalde, devlet içinde ve Emniyet’te bulunan adamları, bağlıları… Bu çerçevede yazılmış bir kitabın içinden bilmediğimiz ne çıkabilir en fazla? (Aslında kitaba “İmam’ın Gözyaşları” ismi de yakışırmış.)
Bir internet sitesi, kitabı Nisan ayında yayınlayacağını duyuruyor. “Tehditler alıyoruz, ama bizi durduramazlar” diyorlar. Doğrusu herkes gibi biz de çok merak ediyoruz, devlet eli ile “promosyon” gibi bir operasyon geçiren bu kitabı…
19-20. YÜZYILDA OSMANLI’NIN AVRUPA’DAKİ İMAJI
Avrupalıların Türk ve Türkiye algısının temelini oluşturan basılı en eski renkli reklam ve ilanlardan oluşan bir sergi, Saint-Michel Fransız Lisesi’nin 125. kuruluş yılı münasebetiyle Jeanne d’Arc salonunda açılıyor.
19. yüzyılda reklam dünyasının temelini oluşturan renkli “kromolitografi” baskı tekniği, resimlere kazandırdığı canlılık ve albeniyle Avrupa ve Amerika’da tüm ticaret dünyasını derinden etkilemişti. Reklam sektörünün büyüme ve gelişmesinde çok önemli bir rol üstlenen ve “kromolitografi” tekniğiyle basılan “kromo’lar”, dönemin özellikle çocuklara ve ev hanımlarına hitab eden tüm gıda ürünlerinden çıkarak, rengârenk çizimleriyle tüketiciyi etkilemenin yanısıra, onları farklı dünyalarla tanıştırma, farklı kültürleri öğretme ve bilgilendirme görevini de üstlendiler.
Saint-Michel Fransız Lisesi’nde sergilenecek “Frédéric İzydorczyk Kromo Koleksiyonu”, Fransa’da 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında çeşitli ürünlerle tüm Avrupa’ya yayılmış olan yüzlerce Türkiye konulu “kromo”yu ilgililerine açıyor.
Sergide, dönemin Avrupa’sında üretilen çikolata, şekerleme, süt tozu, kakao, et bulyon gibi farklı gıda ürünlerinden çıkan, “Türkler, Türkiye, İstanbul şehri, Anadolu ve Osmanlı İmparatorluğu’nda hayat” konulu yüzlerce renkli reklam görülebilecek.
Dönemin çocuklarının büyük itinayla biriktirdikleri bu renkli reklamlar, Avrupalıların algısındaki Türkiye’yi gözler önüne seriyor.
Saint-Michel Fransız Lisesi 125. Yıl Osmanlı’yı Biriktirmek Kromolitografi Sergisi”, Jeanne D’Arc Salonu’nda 14 Nisan- 14 Mayıs 2011 tarihleri arasında gezilebilir.
Son olarak, bize sorarsanız, çikolata kâğıtlarındaki, bisküvi kutularındaki Osmanlı imajları, Avrupa’nın “oryantalist” bakışının kapitalizmle bütünleşen anlayışının bir kronolojisi olarak da okunabilir.