Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile görüşürken, ABD Başkanı Joe Biden da Venezüella muhalefetindeki kuklası Juan Guaido’yu teselli etti.

Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının ardından Rus petrolüne alternatif olarak Venezüella’nın kapısını çalan ABD, Guaido’yu yedekte tutmayı da ihmal etmiyor. Biden, ABD ve Avrupa’nın kuklası Guaido’ya sözde “tam destek” sözü verdi. Batı’dan aldığı gazla kendi kendine gelin güvey olup, “Başkan benim” diyen Guaido’ya “Seni Ulusal Meclis Başkanı ve geçici Venezüella Devlet Başkanı olarak tanımaya devam edeceğiz.” denildi.

Hatırlayacak olursanız, Popüler İstek Partisi’nin üyesi Guaido 2019’da Venezüella’da Amerikancı kanadı örgütleyip Maduro’ya darbe yapmaya çalışmıştı. Maduro’nun destekçilerinin sokağa çıkmasıyla beraber ülke çapında protestolar vuku bulmuş; Avrupalılar ve ABD krizden istifade Guaido’yu korsan bir şekilde “başkan” atamaya kalkmışlardı.

Biden, Venezüella’ya göz kırptı

Ukrayna-Rusya savaşı sebebiyle oluşan enerji sıkıntısına çare arayan ABD, aylardır Venezüella’nın kapısında… Dört gün evvel petrol şirketlerine Venezüella’da çalışabilsin diye lisans veren ABD; Latin Amerika ülkesine uygulanan yaptırımların hafifletileceğine dair göz kırpmıştı.

ABD medyasına göre; şayet Guaido isterse, Venezüella’ya yaptırımların bir kısmı kaldırılacakmış, Biden da buna dair güvence vermiş.

Latin Amerika’da oynanan satranç

Kuzey, Güney, Orta Amerika ve Karayip ülkelerinden liderlerin bir araya geldiği Amerika Zirvesi'ne kukla Guaido davet edilmedi.

ABD ayrıca, 2001 Amerika Kıtası Demokratik Tüzüğü'nün gerekliliklerini karşılamadığını söyleyerek, Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel ve Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega'yı da zirveye davet etmedi.

Küba ve Nikaragua dışlandıktan sonra; Guatemala, Honduras ve Meksika toplantının daha kapsayıcı olması gerektiğini söyleyerek ABD’ye karşı geldi.

Bir oyuncağın tehdidi: Guaido

Trump yönetimi, Guaido’nun son seçimlerde galip geldiğini öne sürüp, Maduro hükümetinin “yenilgiyi” kabul etmesi gerektiğini açıklamıştı. ABD, yılmayan Maduro’yu askerî müdahale ile tehdit etmişti. Maduro oralı olmayınca ekonomik ve askerî yaptırımların arttığını gördü.

Guaido'nun ofisi ABD'ye teşekkür eden bir bildiri yayınladı ve "Büyüyen Venezüella göçü ancak demokrasiye geçiş olduğunda duracak" diyerek ABD’yi hem “buyur” etti hem de “Bak ben başa gelmezsem, göçlerle daha çok uğraşırsın” diye parmak salladı.

Mart 2019'da yayınlanan bir BM raporuna göre, 2021 yılına kadar Venezüellalıların neredeyse yüzde 20'sinin (5,4 milyon) ülkelerini terk ettiği tahmin ediliyor. ABD’nin yaptırımları ve sömürüsü sebebiyle fakirlikle boğuşan Venezüella halkı “rüyâlar ülkesi”ne gidip hayata tutunmaya çalışıyor. Amerika’da umduklarını bulamayan, ayrımcılık, ırkçılık ve kötü şartlara maruz kalan Venezüellalılar suça bulaşıyor.

Bolsonaro

ABD'nin Brezilya politikası

212 milyonluk nüfusuyla Latin Amerika’nın en büyük ekonomisi… ABD yönetiminin, Brezilya Brezilya’nın evanjelik Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ile hassas ilişkileri var. Buna mukabil iki ülke arasında yer yer gerilim artıyor. Hatta Amerika Zirvesi’nde Brezilya’nın olmaması gerektiğini savunan ABD’li yetkililer var.

Brezilya Enstitüsü Wilson Merkezi'nden Luiza Duarte, "Latin Amerika'daki iki büyük ülke olan Meksika ve Brezilya olmadan Amerika Zirvesi'ne ev sahipliği yapmak, ABD açısından büyük bir diplomatik fiyaskoyu temsil eder." diye açıklama yaptı. (VOA)

ABD, büyük bir petrol ihracatçısı olan Brezilya'nın, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından enerji maliyetleri üzerindeki baskıları azaltmaya yardımcı olması için iknaya çalışıyor.

Haber-yorum: Oğuz Can Şahin