1944’te Çeçenistan’ın Yalho köyünde doğan Cevher Dudayev, henüz kundakta iken sürgünle tanışır, 500 binden fazla Çeçenle birlikte Kazakistan'a sürgün edilir, soğuktan ve açlıktan hayatını kaybeden binlerce bebek arasında Allah’ın takdiriyle hayatta kalır. Dudayev’in çocukluğu Kazakistan'ın Çimkent şehrinde geçer. 1957 yılında Dudayev ailesiyle vatanı olan Çeçenistan’a döner.

Dudayev, Tambov Hava Harp Okulu'na girer. 1966’da Uzun Mesafe Uçak Pilotluğu ve Mühendisliği Okulu'nu ve Gagarin Hava Harp Akademisi'nden 1974’te mezun olur. Ardından Alla Dudayeva ile evlenir.

Sovyet ordusunda görevlerindeki başarılarından dolayı pek çok madalya alır. Dudayev, kısa sürede tümgeneralliğe yükselir. SSCB’nin dağılma sürecinde birlik içerisindeki ülkelerde bağımsızlık hareketleri baş gösterir. Bağımsızlıklarını ilan etmek için Baltık ülkelerinde isyanlar başlar. Sovyet makamları, Estonya’da görev yapan Dudayev’e isyanları zor kullanarak bastırma talimatı verilir. Ancak Dudayev, bağımsızlığı için savaşan insanlara bomba atmayacağını söyleyerek bu talimata karşı; “Toprağı için, vatanı için mücadele eden insanlara asla bomba atmam!” diyerek kendisine verilen emri reddeder. Dudayev artık asi general olarak anılır.

Bu sıralarda Çeçenistan da kaynamakta idi. Yandarbiev ve arkadaşları Çeçenistan’ı bağımsızlığına kavuşturmak için çoktan organize olur ve mücadeleye başlar. Estonya krizi sonrasında Rus ordusunun istenmeyen adam ilan ettiği Dudayev, Yandarbiev’in daveti üzerine istifa eder ve Çeçenistan’a döner. Ordudan ayrılarak Grozni’ye geçen Dudayev, Çeçenistan’ın bağımsızlık mücadelesine katılır.

Dudayev, 1990’da toplanan Çeçen Halk Kongresinde halk meclisinin icra komitesi başkanlığına seçilir. Ertesi yıl devlet içinden bir grup, Sovyetler Birliği’nin lideri Mihail Gorbaçov’dan yönetimi almak üzere Moskova'da darbe girişiminde bulunur. Başarısız darbe girişimi 3 gün sürse de bu eylem Sovyetler Birliği içerisinde büyük sıkıntıların kaynağı olur.

Dudayev, o esnada darbecilerle iş birliği yapan Çeçen-İnguş Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne karşı başlayan halk hareketinin başına geçer. Aynı yıl toplanan 2. Çeçen Halk Kongresinde ülkenin bağımsız “Çeçenistan Cumhuriyeti” olarak ilan edilmesine karar verilir. Kongrede geçici hükümet ilan edildi ve başına İcra Komitesi Başkanı olarak seçilen Dudayev'in geçmesi kararlaştırılır. Dudayev, böylece Çeçen-İnguş Cumhuriyeti yönetimine paralel bir yönetim kurar. Moskova’daki darbe girişiminin ardından Çeçenistan’daki Sovyet bağlantılı yönetime karşı protesto mitinglerini organize eden Dudayev, ülkede cumhurbaşkanlığı seçimi ilan eder.

Çeçenistan Başkanı Oldu

1990 yılında toplanan Halk Meclisi’nin başkanlığını yapar. 6 Eylül 1991 tarihinde bağımsızlık kararı alınınca, aday olarak girdiği başkanlık seçimlerinden oyların yüzde 85’ini alarak galip çıkar ve Çeçenistan devlet başkanı olur. Dudayev’in en büyük hayallerinden biri de Kafkasya halklarının birliğidir. 1992 yılında başlayan Abhazya Savaşı’na Şamil Basayev komutasında Çeçen savaşçıları gönderip Kafkas Halkları Konfederasyonu’na destek verir.

Savaş çanları çalmaya başladığında, Dudayev Rusya ile görüşme yolları arar. Hatta Tataristan’ın biraz üstünde bir statüde bağımsızlık karşılığında, Rusya Federasyonu’nda kalmak bile tartışılır. Dudayev sonuna kadar savaşın karşısında olsa da Moskova, “Asi General”in yola getirilmesine karar verir. Önce içeriden hainler organize edilerek bağımsızlık engellenmek istenir ama başarılı olunamaz. Zira Dudayev ve arkadaşlarının yaktığı ateş Çeçenistan’ı çoktan kavurmaya başlar. Bu dönemde Rusya adalet bakanı olan Çerkes kökenli Kalmuk Yura -bu karar alındığı anda görevinden istifa etmiştir.- Moskova’nın savaşa karar verdiğini yakın bir dostuna şu sözlerle anlatıyordur: “Güvenlik Konseyi, bu savaşın başlatılması yönünde bir karar aldı. Bunun dönüşü yok artık. Konsey üyeleri, iç politikada bir takım dengeleri oturtabilmek için Rusya’nın kazanabileceği küçük bir savaşa girmesinin gerekli olduğu düşüncesinde hemfikirler. Alınan bu karar gereği de Rus ordusu Çeçenistan’a girecek.”

11 Aralık 1994 günü Rusya -sadece iki saatte almak kaydı ile- Çeçenistan’a saldırdığında, Dudayev çok iyi tanıdığı Rus ordusuna asla unutamayacağı bir direnişle cevap verir. “Son Çeçen canını vermeden Ruslar asla Çeçenistan’ı alamazlar!” diyerek cihad ilan eder. “Bizi öldürebilir, ezebilir, üstümüzde tanklarla dans edebilir, vücudumuzu parçalayabilirler... Fakat özgürlük ve bağımsızlık ruhumuzu asla yok edemezler...”

Dudayev 21 Nisan 1996 günü uydu telefonu ile bir Duma milletvekili ile görüşürken güdümlü bir füze saldırısı sonucunda şehit edilir. Çok önceleri söylediği, “Şehitliğe talibim. Şehitliği büyük bir rütbe ve makam olarak kabul ediyorum. Ülkemin bağımsızlığı ve halkımın hürriyeti için ölene kadar savaşmaya hazırım!” sözü ile iman dolu kalbini çoktan ifşa etmişti. İlk olarak ABD tarafından doğrulanan suikast onun şehadetiyle Çeçenistan’da her şeyin bittiği şeklinde lanse edildi. Oysaki Dudayev sözde hür dünya devletlerinin hiçbir zaman anlayamayacağı bir gerçeği halkına anlatmıştı. Çeçenler büyük şehitlerinin izinde, iki yıl süren savaş sonucunda, Rusları yendiler. Moskova’nın bu “küçük savaşı”nda Çeçenistan 150 bin insanını şehit verdi.

Dudayev gerçek bir liderdi; asla para, makam, mevki gibi şeylere meyli olmadı. Savaş süresince kendisine yapılan yüklü miktarda para, ülkeden çıkışının ve can güvenliğinin sağlanması gibi teklifleri hiçbir zaman kabul etmedi. O sadece halkına güvendi. Basın mensuplarının savaş öncesinde sorduğu “Kaç generaliniz var?” sorusuna “Her Çeçen bir generaldir, ben sadece milyon birinciyim.” diyecek kadar alçak gönüllü idi. Bağımsızlık ilanının ardından tanınma için başvurduğu devletlerden olumsuz yanıt aldığında verdiği cevap bu mücadelenin aslında temel taşı idi: “Bizi tanımazsanız biz de sizi tanımayız!”

300 Bin Şehit Çeçen

Çeçenistan büyük liderini hiçbir zaman unutmadı. Bağımsızlık savaşında 300 bin Çeçen şehit edildi, binlercesi hâlâ sürgünde. Dünya onları unutsa da onlar liderlerini asla unutmadılar. Kutlu mücadeleleri devam ediyor. Savaş neden bu kadar uzun zamandır sürdü derseniz, yine onun ağzından cevap vermek gerekir, “100 yıl köle olarak yaşamaktansa bir gün şerefli ve başı dik durmayı tercih ederim...”

Çeçenistan’ın kurtuluşu için zalimlere kök söktüren efsane komutan Cevher Dudayev’i şehadetinin 25. yılında yâd ediyoruz.