“Cezaevinde gazeteci yok!” yalanından bahsedelim. Gönüldaşımız gazeteci Fazıl Duygun, 10 yıl önce Yeni Nizam dergisinde çıkan bir yazıdan dolayı (eski 159. madde) 301. Maddeden yargılanıp cezaevinde kondu. Söz konusu yazıda bizim Cinayet İşleri dediğimiz Diyanet İşlerine hakaret edilmiş. Madde 301 şu şekilde: “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Her ne kadar aynı maddenin 3. fıkrasında, “eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturulmaz” denmişse de,
her ne kadar aynı maddenin 4. Fıkrasında, “bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanı’nın iznine bağlıdır” denmişse de,
her ne kadar, Fazıl Duygun’un avukatlarının eski 159’un yeni 301’in şartlarına göre değerlendirilmesi ve uyarlanması gerektiğini belirtmişse de itirazlar reddedilmiş ve Fazıl Duygun gönüldaş tutuklanmıştır.
Aslında 301’e göre yeniden yargılama yapılmalıydı.
18 ay cezası, eski infaz olduğu için 7 ay yatarı var.
Hükümetin propagandasına bakmayın, cezaevinde yatan gazeteciler var. Farklı düşüncede olsalar bile, zulüm gören herkese sahip çıktığımız üzere, söz konusu gazetecileri de anmalıyız ve isimlerini saymalıyız.
Size İHD’den aldığımız bilgileri sunuyoruz:
Şu an 37 gazeteci cezaevinde. Düşünce ve ifade özgürlüğü açısından.
En son Vedat Kurşun’la ilgili imza kampanyası devam ediyor. Vedat Kurşun şu an cezaevinde ve 166 yıl ceza istemiyle yargılanıyor, Gazeteciler Cemiyeti tarafından düşünce ve ifade özgürlüğü ödülü verildi.
Tutuklanma ve yayım yasağı olan yedi gazete var. (Altı ay içerisinde/ Ocak 2010-Haziran 2010)
Dört gazeteciye verilen para cezası 41.960 TL. (Son altı ay içerisinde)
590 kişi yargılanmış, 1219 yıl 5 ay 7 gün ceza verilmiş. (Son altı ay içerisinde)
672 kişinin dâvaları hâlen devam ediyor.
Girişken gazeteci gönüldaşımız Fazıl Duygun’un cezaevinde olması bir eksiklik tabiî. Fakat onun cezaevinde de boş durmayacağını biliyoruz. Gerçek gazeteci kimliğiyle ve antiemperyalist tavrıyla Fazıl Duygun gibi gönüldaşlar yüzakımızdır.
Sayın Temel Demirer ve değerli eşi Sibel Özbudun’un Fazıl Duygun için dergimize gönderdiği kartpostaldaki mesaj ve seçtiği komposizyon bizi de duygulandırdı. Gösterdikleri dayanışma için teşekkür ederiz.
Bu düzenin zulmünden dolayı hapiste olan tüm siyasî tutsakları da burada anmak isteriz. Zulme uğradıkları için onları desteklemek borcu altında kendimizi hissettiğimizi belirtiriz. Yayınlarımızla onların yüreklerine bir nebze su serpebiliyorsak kendimizi mutlu addederiz. Zaten biz de bu düzen içinde yaşayan esirlerden ibaretiz.
Herkes hayatından memnunken ve mide ve uçkur arası yaşarken, hayatından memnun olmayan ve bunu bir ideal uğruna yapanlara saygı duyulmalı…  


Baran Dergisi 185. Sayı