Tenkid her fertte mevcut olan bir özelliktir. Her birey kendi çapında tenkid etme liyakatindedir ve bunu yapar. Örneğin bir çiftçi, bir çoban, bir tornacı, bir bakkal vs. her fert tenkid yapar. Fakat tenkid ile tenkid sanatını karıştırmamak gerek. Bir de sanat tenkidi var ki bu tenkid ile değil tenkid sanatıyla olur.
   Dilerseniz öncelikle tenkid ve bu anlama gelen eleştiri kelimelerinin anlamlarına bir göz atalım.
   Tenkid: Bir konuya ait yazı veya eseri değer bakımından gözden geçirme, eleştirme.(1)
   Eleştiri: Bir insanı, bir eseri, bir konuyu; doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkid.(2)
   Tenkidin ne olduğunu bir de bir de İbda Mimarı’ndan öğrenelim: ‘’Tenkid sanatı… Tenkit: Temizleme, fenasını atma… Tenkit: Nakşetme, nakışlama, işleme, resim yapma… Tenkid: Bir kimse veya şeyin iyi veya kötü taraflarını bulup meydana çıkarmak.’’(3)
   Tenkid sanatı ise daha özel bir tabirdir: Herhangi bir konuda; o konunun kıstaslarına riayet edilerek ve konunun uzmanı tarafından yapılan değerlendirme, açığa çıkarılan ölçüdür tenkid sanatı.
   Üstün körü, çok bilmişlikle ve kuru bir şekilde yapılan bir eleştiriye tenkid diyebiliriz fakat tenkid sanatı diyemeyiz. Tenkid sanatını icra eden kişi tenkid ettiği şeyin inceliklerine öyle vakıf olmalıdır ki tespit ettiği şeyler yazarın düşünemediği veya gözden kaçırdığı şeyler olmalıdır; gereksiz gördüğü şeyler değil.
   Örnek verecek olursak; bir çobanın koyunları hakkında, bir çiftçinin tarlası hakkında yaptığı tenkiddir fakat tenkid sanatı değildir.
   Tenkid sanatı dediğimizde şüphesiz akla ilk gelen eserlerden biri Giovanni Papini’nin ‘’Gog’’ isimli eseridir. Aslına bakarsanız bu sıralar Gog’u okuyorum ve bu yazıyı da bu münasebetle yazmak istedim.
   Papini; içinde yaşadığı toplumun hem saçmalıklarını hem de artı ve eksilerini bilinen kalıpları aşarak, biraz da mizahî bir tarzda anlatıyor. Özellikle ‘’Şiir Endüstrisi’’ başlıklı bölümde şiirin ne kadar ayaklar altına düştüğünü trajikomik bir şekilde önümüze seriyor. Aynı durum şu anda Türk şiirinde mevcut. Bir sürü şair bozuntusu kendi şiir anlayışımı ortaya koyacağım diye akla gelmedik maskaralıkları şiir diye piyasaya sürüyor.
   Gog, sanatla özellikle de edebiyatla ilgilenen herkesin okuması gereken bir kitap deyip asıl konumuza yani tenkide dönelim.
   Tenkid ve tenkid sanatının ne olduğu ve nasıl yapıldığı kadar niye yapıldığı da büyük çapta kıymet arzediyor. T.S.Eliot’a göre: ‘’Tenkidin amacı, değerli olanı değersiz olandan ayırmak ve onu insanlar için yorumlayarak onların zevklerinin gelişmesini sağlamaktır.’’
   Bu açıdan bakacak olursak; gerçek münekkid ve samimi tenkide olan ihtiyaç ekmeğe ve suya olan ihtiyaç kadar kaçınılmazdır.
   Yazının başında kısa bir şekilde sanat tenkidinden söz etmiştik konu münekkidliğe gelmişken sanat tenkidine de bir açıklık getirelim. Sanat tenkidi, belirli amaçlar doğrultusunda bir sanat eserini değerlendirme, eser ve yazarı hakkında bir kanıya varma ve onları tanıtma, iyi ve kötü yönlerini teşhis etme işidir.
   Meselenin bu aşamasında sanat tenkidi ve münekkidlik hakkında İbda Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’na göz atmadan olmaz:
   ‘’Şair –  Geniş bir alana, genel bir bakış açısıyla bakabilmek lüzumu ve bunun için bütün sanat kollarının kendi izâh şartı birarada düşünülürse, ‘sanatlar üzerinde sanat tefekkürü’ bakımından ‘değerlendirici’ ve ‘tenkidî faaliyet’in ne kadar esaslı ve şart olduğu ortaya çıkar…
   Bedî – Sanat eserini değerlendirme olarak ‘tenkid faaliyeti’ ve münekkid…
   Şair – Münekkid, her şeyden önce ‘kendinde obje’ mihrakından bir şubeyi temsil makamındadır ve bu hüviyetiyledir ki, sanat eserinin veya sanatkar kumaşının değerlendiricisi, bunun ölçü koyucusu ve uygulayıcısı olarak, görevi inzibatlık olan bir sanatkârdır… Edebiyat ve diğer sanatlarda hüküm verme, yani bir eserin ne dereceye kadar ve hangi sebeplerden ötürü iyi veya kötü olduğuna dair karar verme sanatının sanatkârı…’’(4)
   Yeri gelmişken Büyük Doğu Mimarı Necip Fazıl Kısakürek’in münekkid hakkındaki görüşlerine de bir göz atalım:
   ‘’Münekkid!.. Bütün bir tarih ve cemiyet çilesi çekmiş ve şahsî bir kıstasa varmış, akıl ve fikir muztaribi… Münekkid!.. Tâ başlangıcından bugüne kadar bütün bir fikir ve sanat zincirini teker teker belli başlı illiyetlere bağlayan ve o zincire ilişik yepyeni bir halkalanışın muhasebesini kuran üstün yaradılış…
   Münekkid!.. Müstesna bir irfan, müstesna bir bilgi, müstesna bir tahayyül, müstesna bir tesrid, müstesna bir zevk, müstesna bir seziş, müstesna bir duyuş, müstesna bir üslup sahibi insan.’’(5)
   Tenkid için üç şey vazgeçilmezdir: Münekkid, eser ve ölçü. Son olarak tenkidde ölçünün lüzumuna bir değinelim.
   Sahici ve samimi bir münekkid, hiçbir esere tarafsızca yaklaşmaz. Peşinen ölçülerini koyar ve bu ölçülerle eseri tenkid eder. Aksi bir durumda bir eseri iyi ve kötü diye kısır bir çerçevede eleştirme mecburiyeti hasıl olduğu gibi her kafadan ayrı ses çıkmasına da mani olamayız.
   Sanatla az çok içli dışlı olanlar bilir ki, iyi kötü gibi vasıflandırmalar gülünç olmaktan öteye gidemez.
   Tenkidde ölçüye riayetin kısıtlayıcı olduğunu düşünebilirsiniz. İnsan bir robot değildir, bunu kabul ederim fakat insanın robot olmaması ona şahsî görüşlerini ölçü yerine koyma hakkını da doğurmaz. Aslına bakarsanız işin doğrusu, kalıpları aşmaktır. Bakın aşmaktır, atmak değildir. Zira ülkemizde aşmayı atmakla karıştıranlar çok. Mesela Garipçiler şiirde ölçü ve kalıbı aşamadıkları için çareyi atmakta buldular.
 


1) Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ferit Devellioğlu, Aydın Kitapevi
2) Büyük Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu
3) Tilki Günlüğü, Salih Mirzabeyoğlu, İBDA Yayınları
4) Şiir ve Sanat Hikemiyatı, Salih Mirzabeyoğlu, İBDA Yayınları
5) Edebiyat Mahkemeleri, Necip Fazıl Kısakürek, Büyük Doğu Yayınları