Emekli-Sen Genel Başkanı Veli Beysülen önceki hafta bir açıklama yaparak emeklilerin yüzde 80'inin açlık sınırı altında maaş aldığını, aynı zamanda tüm emeklilerin maaşlarının yoksulluk sınırı altında olduğunu bildirdi. Veli Beysülen, Eğitim-Sen Kayseri Şubesinde yaptığı açıklamada, Türkiye'de 9,5 milyon emekli ile emekli dul ve yetimi yaşadığını, en güzel yıllarını ülkenin kalkınması için harcayan emeklilerin, işsizlerden sonra en mağdur kesimi oluşturduklarını belirtti ve şöyle devam etti; “Yapılan araştırmalar, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 890 lira, yoksulluk sınırının da 2 bin 898 lira olduğunu ortaya koyuyor. Bu gerçeklik karşısında emekli maaşlarının ortalaması Bağ-Kur'da 500, SSK'da 650 ve Emekli Sandığında 900 liradır. Bu durumda, emeklilerin yüzde 80'i açlık sınırı altında maaş alırken, aynı zamanda tüm emeklilerin maaşları yoksulluk sınırının altındadır. Daha açık bir ifade ile her 5 emekliden 4'ü aç, tamamı yoksuldur.” Buna siz işsizleri ve asgari ücretle çalışan milyonları da katarsanız tahmini olarak 10 milyon kişiyi buluyor. Yani ülkenin gelir sahibi olması gereken 30 milyon kişiden 10 milyonu yani 3’te 1’i açlık sınırı altında yaşıyor ve kendi açlık sınırı altında yaşadığından ailesini de benzer şekilde yaşatıyor bu ise neredeyse ülkenin yarısına denk geliyor. Hal böyle olunca başlığımızda ki ifadeyle yazımıza mevzuu olmuş birilerinin, gözümüzün içine baka, dinimize sövmeleri, tarihimize sövmeleri inançlarımıza sövmeleri içimizi acıtıyor, kanımıza dokunuyor. Hele bunu yaparken güya güldürme adına, düşündürme adına, sahip çıkma adına yapıyor görünmeleri huzurumuzu kaçırıyor ve her geçen gün kaybettiğimiz değerler, inançlar, gelenekler karşısında “tuh” çekip, “ahlayıp oflayıp” sonra yeniden ekranın karşısına geçip bu rezillerin rezaletlerini büyük iştahla seyretmek canımızı yakıyor…
Oysa bize bu rezaleti seyrettirenler ve bu rezaletle önümüze çıkanlar; aynı zamanda bizim lokmamızı çalan, namusumuza göz diken, dinimizi ve duygularımızı istismar eden necislerdir ve her biri milyonlarca lira karşılığında oyunculuk yapıp-rol kesip milleti yoldan çıkarmanın, ailesini yuvasını yıkmanın, fahişe ve fuhuş sayısını artırmanın karşılığında büyük bedeller alıyorlar. Sonra geçip gözümüzün önünde hangi eğlence mekanında, kiminle belli olmadan yiyip içip zıkkımlanıp kusmuklarını üzerimize akıtıyorlar. Ve biz seyrediyoruz, hem açlığımıza, hem uğradığımız haksızlığa hayıflanıyor hem seyrediyoruz. Seyrettiklerimize hem sövüyor, hem yuh çekiyor, hem aşağılıyoruz ama ne hikmetse onları seyretmekten geri durmuyoruz.
İşte aç susuz oturup seyrettiğimiz oyuncuların Aldığı Paralar;  Muhteşem Yüzyıl’da Hürrem Sultan’ı canlandıran Meryem Sahra Uzerli bölüm başına 15  bin, Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinin Caroline’i Wilma Elles bölüm başına  5 bin TL, Necati Şaşmaz Kurtlar Vadisi Pusu adlı dizide canlandırdığı Polat Alemdar karakteriyle bölüm başına 60 bin TL, Nehir Erdoğan Aşk Bir Hayal bölüm başına 25 bin TL, Kenan İmirzalıoğlu Ezel Bölüm Başına 45 bin TL, , Fikret Kuşkan Hanımın Çiftliği Bölüm Başına 20 bin TL, Erkan Petekkaya Öyle Bir Geçer Zamanki Bölüm Başına  30 bin TL,  Halit Ergenç Muhteşem Yüzyıl Bölüm Başına  30 bin TL, Fatmagül’ün Suçu Ne Dizisinde, Beren Saat bölüm başına: 35 bin TL, Gönül Çelen Tuba Büyüküstün bölüm başına: 30 bin TL,  Hanımın Çiftliği Özgü Namal bölüm başına: 30 bin TL, Bitmeyen Şarkı Bergüzar Korel bölüm başına: 25 bin TL, Ezel Dizisinde  Cansu Dere bölüm başına: 20 bin TL…
Sahteler asrındayız ve çevremiz sahtelerle dolu olduğu kadar birde sahtelerin taklidi ile iyice kirlenmekte… Yukarıda ki oyuncuların aldıkları atmosferik ücretler bir tarafa, birde işin istismarı söz konusu. Kurtlar Vadisi’nin Süpermeni Polat Alemdar, Sahte Kahraman taklidine en uygun misalimiz… Bu ‘rol’ü yerine getiren Necati Şaşmaz ile oyunun kurucuları millete ikram ettikleri bu uyuşturucu ile “cambaza bak” türü, tedavülden hiç kalkmayacak bir dolandırıcılık örneği gerçekleştirmektedir. Madde ve mana dolandırıcılığının en çirkin örneğini hergün önümüze türlü kılıkla sokan bu kişiler, elde ettikleri kazançla keyif sürerken, üzerine film yaptıkları, duygularını ve fikirlerini istismar ettikleri ise aç bihaç hayatlarını sürdürmektedir.
Mesala Kurtlar Vadisi'nin Polat Alemdar'ı Necati Şaşmaz ve  Raci ve Zübeyr  Şaşmaz Kent Plus Ataşehir'den 220 bin YTL’den  25 daire sahibi. Paranın kaynağı neresi biliyorsunuz. Polat Kent Plus Ataşehir'den ev almakla kalmamış bir de 3 bin metrekarelik süpermarket binasını 11 milyon YTL ödeyerek satın almış. Ayrıca Necati Şaşmaz, Esenyurt'taki Ukra Han Plus projesinin VIP katından 119 metrekarelik bir Home Office ve 2010’da Bomonti’de Rixos Residences’tan da 18 daire satın almış. Yani Kurtlar Vadisi’nin Kralı gerçek hayatta tam bir Emlak Kralı…
Tabi Emlak sektöründe tek Kral Necati Şaşmaz değil, bir çok ünlüde “kazandıklarını” emlak piyasasında değerlendiriyor. Magazin haberleri bunların bilfiil icraatları ile dolu; Anadolu insanının aile yapısına, inanç ve ahlakına küfür ve ihanetlerle dolu Gümüş ve  Aşk-ı Memnu adlı dizinin başrol oyuncularından Kıvanç Tatlıtuğ kazandığı paralar ile önce Göcek’ten 700 bin TL değerinde bir villa satın aldı. Çekmeköy’deki lüks bir siteden her biri 500 bin TL değerinde iki daire daha sonra İstanbul Gümüşsuyu’nda deniz manzaralı bir ev satın alan Tatlıtuğ ardından Sinpaş Lagün evlerinden 1 milyon 300 bin TL değerinde lüks bir villa sahibi. Kenan İmirzalıoğlu binalarından biri şu an 3 milyon doların üstünde. İmirzalıoğlu kurmuş olduğu özel bir ekiple Fener, Balat, Tarlabaşı ve Cihangir civarında çok sayıda eski bina satın almış. Ekranlarda bir çok yarışma programının altında imzası olan Acun Ilıcalı, İstanbul’da süper lüks villa ve 3 daire, Bodrum’da 5 villa, Amerika Miami’ de 10 daire satın aldı. Son olarak fazla uzatmadan Seda Sayanla noktalayalım: Etiler Şamdan'ın mülkünü 8 buçuk milyon dolara satın alarak yatırım atağına geçen Sayan Bodrum'da bir villa sahibidir.
Futbol dünyası ise tam bir alem, türlü dalavere ve çirkefin döndüğü, mafyavari çirkin yönetimlerin oluştuğu, sporun ticari ve siyasi bir  kurum haline geldiği bir yer olmuş ve inanılmaz rakamlar dolanıyor ortalıkta. Misaller; Arda Turan (Galatasaray) 16 milyon Euro, Yattara (Trabzonspor), Emre Belözoğlu (Fenerbahçe) adlı ve kulüplü futbolcuların fiyatları 10 milyon Euro… Bir daha hesap etmenizi ve düşünmenizi sağlamak için bağırarak söylemeliyim, 10 Milyon Euro. Binlerce kişinin bir aylık maaşı. Diğer futbolculara akıtılan milyon dolarlar ise dudak uçuklatıyor; Alanzinho, Colman (Trabzonspor), Angelov (K.Karabük), Selçuk İnan (Trabzonspor) 7 milyon Euro.
Ve onlar oynuyor, biz, bir dilim ekmek bir bardak çay onları seyrediyor ve alkışlıyoruz. Dile kolay 7 milyon Euro, 2 Futbolcu üzerinden hesap edin; 5 bin aileye 3 oda bir salon daire ev alınır. Ama servet iki üç kişide, topa vuracak ve biz seyredeceğiz, biletler asgari ücretin üçte birine 150-200 TL’ye satılacak, bizim çocuklarımız açlık içerisinde kıvranacak ve biz onları seyredeceğiz… Ve ertesi gün topa nasıl vurduğunu tartışacağız, alnımızın teri kurumadan aldığımız parayı dolandıranları hiç düşünmeyeceğiz, bizim paramızla dansöz oynatanları hiç düşünmeyeceğiz, çocuklarımızın rızkıyla yine çocuklarımıza tecavüz edenleri hiç düşünmeyeceğiz. Nihayetinde bu idareyi kökten yıkmayı ve bizi zehirleyen bu varlıkları yok etmeyi hiç düşünmeyeceğiz…