2005 yılına ait ABD-Almanya ortak yapımı olan film, 2006 yılında seyirciyle buluştu. Filmin yönetmenliğini James Mc Teigue, yapımcılığını ise Wachowski kardeşler (Joel Silver, Larry ve Andy Wachowski) üstleniyor. Aynı isimli çizgi romandan beyaz perdeye uyarlanan filmin başrollerini; Hugo Weaving (filmdeki V karakteri) ve Natalie Portman (filmdeki Evey Hammond) paylaşıyor.
Film 2020 yılının İngiltere’sinde geçiyor. Baskıcı-faşist bir yönetime karşı ferdî bir başkaldırının zamanla nasıl içtimaî bir hüviyete büründüğü anlatılıyor. Filmde V, gerçekleştirdiği eylemler ve 5 Kasımı Hatırla sloganı ile yönetimi ve halkı hareketlendiriyor. (“Guy Fawkes 5 Kasım 1605’te İngiltere’de Westminster Sarayı’nı havaya uçurmaya kalkıştı. Barut komplosu olarak adlandırılan bu olay, bir grup yönetim karşıtı İngiliz Katolik tarafından, İngiltere Kralı I. James ve diğer aristokratları öldürmek için 5 Kasım 1605’te yapılan Parlamento Binası’nı havaya uçurma girişimidir. Robert Catesby ve Guy Fawkes öncülüğünde planlanmıştır.”) V, İngiltere’de TV yayını yapan bir yayıncı kuruluşu basıp, halktan bir sonraki sene 5 Kasım’da Parlemento Binası’nın önünde toplanıp, despot rejime karşı durduklarını göstermelerini ister. Film bu bir yılda olanları anlatırken; bir yandan da Evey’in V’yi ve kendini tanıması anlatılıyor. Bu bir yıl içinde halkın uyanışı hissediliyor. Yönetim, gerildikçe baskıyı arttırıyor. Halk özgürlük için gerekli temelleri atıyor. Dedektif Finch’in despot rejimin sırlarını araştırırken, diktatörlüğün doğuşuna ve gelişimine seyirciyi de tanık ediyor.
Filmin sonunda halk değişime hazır bir şekilde 4 Kasım gece yarısı Parlemento Binası’nın havaya uçmasını izlemek için önlerine konan engellere rağmen oraya yürür. Bu sırada V intikamını dikdatörden alır. Ölümcül yaralarla Evey’e döner ve birbirlerine aşklarını itiraf ederler. V, Evey’in kollarında ölür. Evey, V’nin cenazesini patlayıcı dolu metro vagonuna yerleştirir. Ve film Evey’in vagonları harekete geçiren kolu indirip, Parlamento Binası’nın havaya uçurulmasıyla sona erer.
Filmde V’nin yüzü hiç görülmez. Hep gülümseyen bir maskesi vardır. Bu maskenin altında acı çeken, devrimci ve aşık karakter bulunduğu ironisi güzel bir biçimde vurgulanıyor.
Mensup olduğumuz dünya görüşünden olsa gerek, filmin en fazla alâkamızı çeken yerlerinden biri, filmin son sahnesindeki şu replikti;
Bay Credy (dikdatörün adamlarından biri) silahını, V’ye yönelterek ateş ediyor. Fakat V ölmüyor.
Bay Credy şöyle diyor:
-Ölmeni istiyorum. Neden ölmüyorsun?
V ağır yaralanmış bir şekilde şöyle cevap veriyor:
-Bu maskenin altında etten fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var Bay Credy ve FİKİRLERE KURŞUN İŞLEMEZ !!!
İyi seyirler…
Hanife Kındır, Aylık Dergisi 162. sayı Mart 2018