Defalarca bombalı ve silahlı saldırılara maruz kalan Akit, legal ve illegal yapılar tarafından sürekli hedef gösteriliyordu. Akit Medya Grubu tesislerinde başlayan ve ancak 2 gün sonra söndürülebilen şüpheli yangın, geçmişte Akit’i susturmak isteyen Cumhuriyet Çalışma Grubu ile Batı Çalışma Grubu’nun gazetemize yönelik sabotaj planlarını hatırlattı.

Defalarca bombalı ve silahlı saldırılara maruz kalan Akit, zillet etrafında kümelenen legal ve illegal yapılar tarafından sürekli hedef gösteriliyordu. Perşembe günü Akit Medya Grubu merkez binasında çıkan ve 3 gün boyunca söndürülemeyen şüpheli yangınla ilgili birçok soru işareti ortaya çıktı. İBB itfaiyesinin ilk müdahalede yetersiz kalması üzerine büyüyün yangında sabotaj ihtimali üzerinde duruluyor. Dehşet yangın, akıllara 28 Şubat dönemindeki derin yapıların, Akit’in yayınlarına engel olmak için yaptığı karanlık planı getirdi. Hablemitoğlu cinayeti dahil birçok kirli saldırı ve sabotajın fikri planlamasını yapan Cumhuriyet Çalışma Grubu (CÇG) ve Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG), gazetemizi susturmak için “Legal ve İllegal Faaliyetler” başlığıyla yaptığı çalışmada medya merkezimize sabotaj eylemi, kurum yöneticilerine yönelik saldırı planladıkları belirlenmişti.

Vesayetçi gruplar

Akit, yayın hayatına başladığı günden bu yana nice badireler atlattı. Baskınlar, silahlı saldırılar ve bombalama eylemlerinin hedefi oldu. Son olarak şüpheli bir yangınla medya binası büyük ölçüde tahrip oldu. Ergenekon soruşturmasında ele geçirilen belgeler, birçok saldırı ve eylemin dönemin darbeci yapılanması tarafından kurulan CÇG adlı illegal çete tarafından kurgulandığını ortaya koymuştu.

Saldırı, sabotaj, kaçırma

CÇG’nin Akit’e yönelik ‘illegal faaliyet’leri kapsamında, ‘saldırı, sabotaj, adam kaçırma ve darp’ gibi terörist faaliyetler kurgulandığı görülüyor. İllegal oluşum tarafından hazırlanan belgelerde, ‘Akit’in yayınlarına karşı yapılacak faaliyetler iki bölüme ayrılıyordu: “Legal faaliyetler ve İllegal faaliyetler.” Legal faaliyetler bölümünde; Akit’te yer alan haber ve yorumların her gün taranması, ilgili kişi ve STK’ların Akit aleyhine dâvâ açmasının sağlanması. Yoğun dâvâlarla, gazetenin çalışamaz hale getirilmesi öngörülüyordu.

Terörize eylemler

Belgenin ‘İllegal faaliyetler’ başlıklı bölümünde ise, gazetenin dağıtım araçlarına yönelik eylem düzenlemek gerektiği belirtiliyor. Belgede, Akit’in baskıya girdiği saatlerde, gazetenin çeşitli alanlarına saldırı ve sabotaj düzenlenmesine kadar birçok plan yer alıyor. Yine aynı belgede, gazete yönetiminin yayınlarını durdurmak için ‘adam kaçırma, tehdit ve darp’ gibi terör eylemleri düzenleneceği vurgulanıyor.

Mali ve hukuki kıskaç

CÇG adlı illegal örgütü kuran cuntacıların, Akit’in ekonomik olarak da kıskaca alınması içinde çalışma yaptığı ifade ediliyor. Bu plân doğrultusunda Akit’in haber ve yorumlarının sıkı sıkı takibe alınması, bu haber ve yorumlara yönelik yoğun dâvâlar açtırılarak, gazetenin çalışamaz hale getirilmesi amaçlanıyor. Dönemin adıyla gazetemiz Vakit’i susturmak için şeytanca planlar yapıldı. Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Şener Eruyugur’un kurduğu belirtilen CÇG’nin hazırladığı eylem raporunun, Jandarma İstihbarat Başkanlığı’na ‘Gizli Bilgi’ kartıyla gönderildiği belirtiliyor.

Bu bina çöker...

Merhum İcra Kurulu Başkanımız Mustafa Karahasanoğlu ortaya çıkan belgeler ile ilgili; özellikle 28 Şubat sürecinin devamında Akit’in birçok sıkıntıya göğüs gerdiğini belirtmiş, tehditlerle ilgili şu açıklamaları yapmıştı: “İki kişi gazeteye geldi. Kimliklerini girişe bırakarak odama girdiler. Önce gazeteyle alakalı tavsiyelerini söyleyeceklerini beklerken, bana istihbarat elemanı olduklarına dair kimliklerini gösterdiler? ‘Bu devlet; kendi bekası için her şeyi göze alır, bu bina çökertilir. Sen de adamlarınla beraber bu binanın altında kalırsın’ dediler.”

Tarihi cevap

CÇG’nin kurulduğu 2002 yılında kendisini tehdit edenlere, “Devletin bekasını tehdit edecek ne yapıyorum ki, siz kalkıp beni tehdit ediyorsunuz. Ben bu milletin diniyle, örfüyle, âdetiyle, değerleriyle oynanmasın diyorum ve bu yönde yayın yapıyorum” cevabını verdiğini belirten Karahasanoğlu, o gün kendisini tehdit etmeye kalkışanlara şu anlamlı cümlelerle karşılık veriyor: “Onlara, ‘Benim bu yayınlarıma karşı çıkanlar asıl; bu devletin bekasını tehdit ediyorlar. Çünkü bir devlet ancak ve ancak milletiyle var olabilir. Milleti olmayanın devleti olamaz. Devleti ayakta tutan millettir. Devlet, başörtü yasağı koymasın diyoruz.”

Kaynak: Yeni Akit