Bangladeş'te, Cemaat-i İslam Partisi'nin bazı liderlerinin bağımsızlık savaşında 'insanlık suçu işlediği' gerekçesiyle yargılanması, halkın sokaklara dökülmesine yol açmıştı. Başta  Cemaati İslam Lideri Gulam Azam olmak üzere diğer onlarca Alim ve İslami Liderler idam cezası ile yargılanıyorlar...
Bangladeş'te ki Müslümanların tek sorunu bu değil.
'Ateist blogcular' olarak tanımladıkları kişilerle İslam dinine hakaret edenlere ağır cezalar verilmesini isteyen Müslümanlar geçtiğimiz Haftalarda yüz binlerce kişi ile Bangladeş sokaklarına dökülerek hükümeti uyarmış ve bunun için hükümete üç hafta süre tanımışlardı. Hifazet-i İslam adı altında bir platform kurarak söz konusu kişilerin kaldırılan "İslam karşıtlarının yargılanması" kanununa göre yargılanması için protestolar düzenlemişti. 
Başbakan Hasina ise, bu gösterilerle ilgili yaptığı açıklama da,  "Burası laik bir demokrasi. Her dinden olanlar dini vecibelerini yerine getirme özgürlüğüne sahiptir'  demiş ve  bu açıklaması ile Müslümanların Peygamber Efendimize hakaret edenlere yönelik sabrını bir kez daha zorlamıştı.
Bu sürenin sonuna gelindiğinde Hükümetten yapılan açıklamalar Müslüman Halkı, tatmin etmemiş ve Müslümanlar geçtiğimiz günlerde büyük çatışmaların yaşandığı gösterileri başlatmıştı. Güvenlik güçleri Hifazet-i İslam’ın Dakka'daki merkez binasına girip gösterilerden sorumlu tuttukları Hifazet-i İslam lideri ve ülkenin en saygın din adamı Allama Ahmad Şafiyi tutuklandı. Bu olay'ın ardından Bangladeş’te ki gösterilerin daha da şiddetlenmesi bekleniyor.
 Dakka sokaklarında yapılan gösterileri  'Hifazet-i İslam' organize etmiş ve gösterilerin başlangıcında Hifazet-i İslam liderleri Başbakan Şeyh Hasina'ya, "Polisi derhal durdurun, yoksa Dakka kan gölüne döner" uyarısında bulunmuştu. Bundan sonra gelişen olaylar adeta Dakka sokaklarını kan gölüne çevirdi. Hükümette ki iktidar partisi yandaşları ve Polis'in Dakka'da ki bir Meydan'da oturma eylemi yapması üzerine silahlar ve sopalarla göstericilere Müdahalesi sonucunda Hifazet-i İslam'dan yapılan yazılı açıklamaya göre,  gece saldırısında "3 bin ölü, 10 binden fazla yaralı, çok sayıda kayıp'ın olduğu bildiriliyor...
Hükümetten yapılan açıklamalarda ise, Hifazet-i İslam'ın,  Cemaat-i İslam'ın bir kolu olduğu ve gösterilere kesinlikle izin verilmeyeceği yönünde oldu. Hifazet-i İslam'ın gece meydanı terk etmezse güvenlik güçleri gerekeni yapacaklarını açıklarken, eylemlerin olduğu meydanda elektriklerin kesildiği ve Görgü kaynaklarından alınan bilgilere göre  hükümet yanlılarının, Dakka sokaklarında tekkeli, cübbeli ve sakallı insanları bulunduğu yerde döverek öldürdükleri haberleri geliyor. 
Hatta polis harici ellerinde silahlar olan bazı kişilerin Müslümanları tek tek avladığı da bildirilmekte...
Gelişmeler üzerine İslam İşbirliği Teşkilatı genel sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu Bangladeş'e gitti. Neyi çözecek bilinmese de İslam ülkelerinin Bangladeş'te ki Müslümanların kafaları ezilerek öldürülmesine pekte ses çıkarmadığı gayet açık gözlemlenmekte.
Bangladeş hadisesi bir kez daha göstermiştir ki, Batıcı ve laik iktidarlar, Müslüman hassasiyetlerini hiçe sayıp kendi koltuklarını sağlamlaştırabilme adına her türlü zulme girişebilmektedir. Bangladeş ile ilgili yorum yapan analistler, Türkiye de 28 Şubat döneminde yaşanan hadiselerin bir benzerinin yaşandığını ama Bangladeş’te ki hadiselerin daha kanlı olaylara gebe olabileceğini dillendiriyor.