Yaklaşık 200 senedir Çin’e karşı direniş sergileyen Müslüman Uygur halkı, en son geçen hafta elimize ulaşan kısıtlı haberlerden edindiğimiz kadarı ile yeni bir direnişe daha imzasını attı.
    Doğu Türkistan’ın Kaşgar ilinde bulunan Maralbaşı ilçesine bağlı Sirikbuya bölgesinde bir evi saran İşgalci Çin Askerleri içeride bulunan Uygur bir aileye operasyon yapması ve sonucunda 10 Müslüman’ı katletmesinin ardından başlayan olaylar yayılmış ve çevredeki diğer Müslüman Uygur Türk’leri de işgalcilere karşı direnişe geçmiştir.Olaylar sürerken direnen halkın karakol baskınları düzenlediği ve evlerini ellerinden almaya gelen 15 Çin askerini öldürdüğü ve gerçek bir direniş sergilediği de bildirilmektedir.
Olayların Nedeni: Zorla İstimlâk Politikası
Doğu Türkistan'daki son çatışmanın temelinde Çin yönetiminin uyguladığı sözde istimlâk politikalarının yattığı belirtiliyor. Çin yönetimi Uygurların evlerini dönüşüm gerekçesiyle yıkıyor, fakat evlerin bedelini ödemiyor ya da ev sahiplerine geçersiz resmi kâğıtlar veriyor.
Evleri ellerinden alınan Uygurların resmi müracaatlarına rağmen sonuç çıkmaması üzerine toplanarak valilik binasına girmeye çalıştıkları ve burada arbede yaşandığı da kaydediliyor.
Evlerini zorla ellerinden almak için harekete geçen işgalci Çin askerleri Doğu Türkistan’ı resmen Uygurlardan arındırma ve Uygur Türk’lerini o bölgeden uzaklaştırmayı amaçlıyor.
Doğu Türkistan’da ki Müslümanların evlerini zorla istimlâk ve zorla oranın gerçek sahiplerini göç ettirme politikaları yüzünden Çinli göçmen sayısının her geçen gün bölgede arttığı da gelen haberler arasında.
Çin Toplu Gözaltılara Başladı!
Çin'in, işgal altında tuttuğu Doğu Türkistan'da yaşanan bu büyük çatışmalar sebebiyle çok sayıda Doğu Türkistanlının gözaltına alındığı açıklandı. Çin Devleti'nin yayın organı CCTV'nin 'teröristlere karşı başka bir gözaltı operasyonu daha gerçekleştirildi' diyerek verdiği haberinde kaç kişinin gözaltına alındığının açıklanmaması ise kuşkulara sebep oldu. Doğu Türkistan’daki her hareketi uluslar arası arenada haklı gösterme adına ‘İslamcı Teröristlere Operasyon yapıyoruz’ diye lanse eden Çin yönetimi bu son katliam’da aynı gerekçeyle dış dünyaya lanse etmektedir. Nitekim Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hua Cung Ying "Olayların bölgede ayrı bir devlet kurmak isteyen "İslamcı teröristlerce" gerçekleşen bir terör hadisesi olduğunu iddia etmesi bile olayı anlatmaya yetiyor.Doğu Türkistan da yaşanan hadisenin asıl nedenini açık eden Çin Dışişleri nihai sonucu da aslında bu açıklaması ile  itiraf etmektedir..
"ÇİN'İN KANUN TANIMAMAZLIĞI DEVAM EDİYOR"
Dünya Uygur Kongresi Genel Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, olayların, Çin özel kuvvetlerinin sivil bir eve baskın yapmasıyla başladığını belirtti. Tümtürk, “Baskında 10 sivil Uygur öldürüldü. Bunun üzerine mahallede yaşayan diğer Uygurlar,  buldukları aletlerle polise saldırdılar ve ölen polisler oldu. Olaylar bu şekilde başladı” dedi.
Çin’de göreve gelen yeni yönetimin tüm halkları kucaklamasını umduklarını ancak bunun gerçekleşmediğini dile getiren Tümtürk, “Çin’in kanun tanımamazlığı maalesef devam ediyor. Evine baskın düzenlenen sivil insanlar, nasıl terörist olabilir?” ifadelerini kullandı.
Katliama Karşı Türk ve İslam dünyası, Görmedim -Duymadım -Bilmiyorum, demekte. Türk ve Dünya basınında oldukça fazla yer tutan bu son katliama karşı, Türkiye Dışişleri’nden şimdiye kadar ses çıkmaması bir yana İslam İşbirliği Teşkilatından da her hangi bir ses duyulmamıştır.Doğu Türkistan’da gerçekleşen son katliamların adeta Çin tarafından manipüle edildiği bir zamanda İslam Ülkelerinin Doğu Türkistan Müslümanlarına karşı takındığı tavır Çin’in zalimliğinden daha da büyük zulmettir.
Doğu Türkistan’ın Müslüman Halkı, direnişlerini ve Çin zulmüne karşı yüzyıllardır sürdürdükleri Kıyamlarını son yaşanan olaylarda da görülmüştür ki yılmadan devam ediyorlar.29 Nisan’da işkence ile şehit edilen Doğu Türkistan’ın unutulmaz kahramanı Osman Batur(İslamoğlu) ‘nun Çinlilere esir düşmesinin ardından sokak sokak zincirlere vurularak dolaştığı Urumçi sokaklarında her sokakta söylediği şu söz aslında Doğu Türkistan Halkı’nın destansı direnişini özetlemeye yeterde artar; ““Ben ölebilirim ama dünya durdukça benim milletim mücadeleye devam edecek”
Yaşasın Doğu Türkistan İstiklali!
 
Baran Dergisi 329. Sayı