Artık koronovirüs dünyadaki tüm ülkeler açısından bir tehdit hâline gelmiş bulunuyor. Zira Dünya Sağlık Örgütü, bu virüs dolayısıyla pandemi (global salgın) ilân etti. Memleketim Venezülla da koronavirüs vakasının görüldüğü ülkelerden birisi oldu. Esasında resmi rakamlara bakıldığında mevzu bahis salgının insanların sağlığı için çok büyük bir tehdit oluşturmadığı görülüyor. Hususiyetle yaşlı ve kronik hastalıkları bulunan insanlar büyük risk altında. Elbette kime ne olacağını Allah bilir, biz hayatta kalmaya çalışacağız. 

Geçtiğimiz hafta virüsün cezaevlerindeki mahkûmlara sıçrama ihtimalinden bahsetmiştim. Cezaevinde endişe arttı ve vaziyet geçen haftakinden daha kötü hâle geldi. Çünkü Fransa’da mahkûmlardan biri koronavirüse yakalandı. Hastalığa yakalanan mahkûmlarının ölmeyeceğinin garantisi yok tabiî ki. Güçlüler hayatta kalacak, onlar açısından problem yok. Ben de güçlüyüm. Her hafta Türk arkadaşlarımla telefonda konuşmaya ve meseleleri değerlendirmeye devam edeceğim.

Vaziyet artık sadece bir sağlık problemi olmanın ötesine geçti. Bir ekonomik problem hâline de geldi. Herkes çalışmayı durdurdu, sadece yiyecek-içecek sektörü açık kaldı, orada da çeşitli ihtiyaçlarını gidermek için marketlere akın eden insanlarla birlikte sıkıntılar oluştu. Bütün sistemde problemler doğdu.

Son derece büyük bir krizin içerisinde bulunuyoruz. Böyle bir vaziyette ilk olarak sınırların kapatılması gerekir; fakat enteresan şeyler yaşıyoruz. Meclislerin sınırları kapatma yetkisine mukabil bu teşebbüste bulunulmuyor. Bu süreçte sadece sağlık problemi sebebiyle değil, güvenlik sebebiyle de sınırların sıkı şekilde denetim altına alınması gerekiyor. 

Avrupa Birliği üyesi ülkeler de pek tabiî sınır denetimine geçebilir, niçin olmasın? Bir devlet vatandaşlarını korumakla mükelleftir. Bu şartlarda bir çok adi hadisenin yaşanması da mümkün. Cezaevindeyim ve çevremde Fransızlar var. Neler olacağını bilmiyoruz. Bizim olmasa da cezaevlerinde görev yapan gardiyanların dış dünyayla bağlantısı var. Bundan kaynaklı problemler yaşanabilir. Elbette hiç kimse ölmek istemiyor. Ben de sağ salim Venezüella’ya varmak istiyorum. Küçük kızımın gelecek ay bir çocuğu olacak, kim bilir belki de onları uzun süre göremeyeceğim. Koronavirüs sebebiyle evlerinden çıkamayacaklar. Okullara dahi gitmek yasaklandı.

Batı’da durum böyle vahim iken Türkiye’de de koronavirüs yayılmaya başladı. Doğu’da hususiyetle Türkiye’nin sınır komşusu olan İran’da yayılan koronavirüs ülkede büyük sıkıntılara yol açtı. Tüm ülke berbat durumda. İran’da bir çok kişinin yanı sıra, bir toplantıya enfekte olan bir kişinin katılması sebebiyle olsa gerek, devlet görevlileri ve bakanlar da ani bir şekilde hastalandı. Bu hastalıktan dolayı hayatını kaybedenler oldu. Virüsün ortaya çıktığı yer olan Çin’de ise durumun kontrol altına alındığı, virüse karşı yeni bir kit geliştirildiği söyleniyor; fakat bir çok insan hayatını kaybetti. Uluslararası ihtiyaçlar ve uluslararası irtibat artıyor, insanlar seyahatlerini sürdürüyor. Sınırlar hâlâ sıkı denetim altına alınmadı ve normal şartlar bunun iyi bir şey olmasına mukabil mevcut şartlarda risk oluşturuyor. 

İyi bir adam olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayatta kalacağını ve Türkiye halkının hayatta kalması için gerekli adımları atacağını düşünüyorum.

Kimbilir Venezüella’da da tüm vatanseverlerin bir arada olacağı ve herkesin destek vereceği bir devrim yaşanır. Halkın büyük acılarına sebep olan Siyonizm ve emperyalizm yanlısı insanlardan temizlenir Venezüella.
***
ABD’de önümüzde bir seçim süreci yaşanacak. Bu hususta da bir kaç şey söylemek istiyorum. Demokrat Parti’nin adayı olması muhtemel iki kişi var. Bunlardan birisi Barack Obama’nın başkan yardımcılığını yapan Joe Biden. Diğeri ise iyi bir adam olduğunu düşündüğüm Barnie Sander. 

Barnie Sanders Yahudi’dir; fakat bir Siyonist değildir, bilakis anti-Siyonisttir ve sosyalist fikirlere sahiptir. Fakat ne yazık ki, Amerikan devlet tarihinde sosyalist Sovyetlere karşı mücadele ile geçen bir süreç var. İki ihtimal; Sander veya Biden’dan biri Demokratların adayı olacak. Zannediyorum ki Barnie Sanders ile Donald Trump karşı karşıya gelecek. Korkarım ki, Trump yeniden seçilecektir. Amerikan halkının haklarının gerçek savunuculuğunu yapan Sanders’ın kazanmasını istemeyenler olacak. 

Biden zaten kirli bir adam. Obama dönemindeki sorumluluğundan dolayı bazı meselelerden suçlu bulundu. Şimdi Trump’ı mağlubiyete uğratmak için bir şansı var. Garip bir vaziyet. Her zaman söylediğim gibi, birisi için oy kullanabildiğiniz gibi bir  kişiye karşı olduğunuz için de oy kullanabilirsiniz. Ümit ediyorum, Barnie Sanders ile Donald Trump yarışırlar.

Elbette kim seçilirse seçilsin ABD’de bir sistem var. Barnie Sanders seçilirse Amerikan saldırganlığını durdurabilir mi? Amerikan politikasında değişikliğe gidip Amerikan askerlerinin Irak ve Suriye gibi ülkelerden çekilmesini sağlayabilir mi? Amerikan askerlerinin hangi hak ile bu topraklarda bulunduğunun cevabı yok zaten. Uluslararası hukuk tarafından yasaklanmış bu eylem alenen suç; fakat hiç bir ülke ABD’ye ses çıkaramıyor. Emperyalistler, hâkimiyeti kaybetmemek için senelerdir her yere, herkese saldırıyor. Biliyoruz ki, emperyalizmin dünyasında barış ve adalet olmaz ve maalesef emperyalizmin dünyasında yaşıyoruz.

Rusya’da da bir takım karışıklıklar yaşanıyor; fakat orada Putin’in iktidarda kalacağını düşünüyorum. Sovyetler Birliği döneminde yapılan hayatî hatalar sebebiyle devlet parçalandı. Düzensiz ve belirsiz bir global sistem doğdu.
Cezaevinde tutulduğum Fransa ise yozlaşmış ajanların tüm kılcal damarlarına sirayet ettiği bir ülke vaziyetinde. Buna mukabil Fransız ordusunda vatansever unsurlar ağırlıkta. 
***
Karakas’a dönmeyi arzu ediyor ve bekliyorum. Moralimi yüksek tutuyorum. En iyisini istiyor, en kötüsüne hazırlanıyorum.
 
Allahü Ekber!
 
Tercüme: Faruk Hanedar
14.03.2020


Baran Dergisi 688.Sayı