Bu âcizin dahi, takvim yapraklarında mübarek üç ayların tam kapıya dayandığını görünce ilk aklına gelen bu yukardaki soru oldu. Bilgisayarın başından kalkmadan da soruyu kendime yönelttim ve hemen yazının konusunu ve başlığını değiştirdim. İnşallah çok doğru yapmışımdır.

Belki de şimdi siz şu beyaz sayfalarda güzel nasihat ve hoş sohbetler yerine, öfke, yerme, hiddet ve aşağılama görecektiniz. Çünkü yazının başlığı; “Lale hırsızının peyniri kokmaya başladı” olacaktı. Haklı olarak Osmanlı’da Lale Devri’mizin en nadide lalelerini çalıp ülkesine taşıyan hırsızlıktan sabıkalı Hollanda’nın, 2+4 eşittir altı ayaklı saldırgan köpeklerinden dem vuracaktık. Kaşar peyniri ile ünlü Hollanda kaşarlarının Avrupalı Türkler tarafından çok tüketildiğinden ve bu peynirlerinin artık kokmuş olduğunu duyuracaktım.
Allahtan ki, bizim son yazımızda Avrupa’nın birçok yerinde Türklere ve Türkiye’ye karşı yakın zamanda yeni bir ahlaksızlık ve densizliğinin dik alasının patlak vereceğinin işaretlerini; “Batı cephesinde yeni bir şeyler var” başlığıyla sıralamıştık, onunla yetinmiş olalım dedik ve sustuk.

Son olaylar dolayısıyla fazlaca bunları hak etmiş olan Hollanda yani Niederland (1) mübarek aylar sayesinde bu gibi ağır suçlamalardan kurtulmuş oldu.

Biz, şimdi dönelim ana konumuz olan “Üç Aylar” diye isimlendirilmiş 3 rahmet ayının fazilet, kıymet ve bereketlerine... Siyam-Salat sahibi olan mü’minlerin üzerlerine yağmur gibi yağacak olan rahmet ve mağfiret bolluğuna…

Allah (cc.) nasip ederse dergimizin elinize geçtiği şu günlerden bir-iki gün sonra yani 29 Mart 2017 Çarşamba günü üç ayların ilki olan Receb ayının biridir. Bildiğiniz gibi her Receb ayının ilk perşembesini cumaya bağlayan geceye “Regaib” kandili gecesi denir ki, çok faziletli ve azametli olup mağfiret elde etme fırsatları ile dopdolu bir gecedir.

Receb ayları içinde iki mukaddes geceyi değerlendiririz. Bunlardan diğeri ise, Receb ayının 26’sını 27’ye bağlayan gece kutlanılır, yani bu sene 23 Nisan Pazar günü akşamına denk geliyor. Bu gecenin adı “Miraç” kandili gecesidir; mutlak surette tevbe, zikir ve kaza namazı kılarak geçirilmelidir.

Peygamber efendimizin, ilahî davet üzerine gökyüzüne yükseldiğinde beş vakit namazın farz olduğu gece olduğu için Mü’minler, çok tevbe edip, nafile yahut kaza namazı kılarak, affolunma ümidi ile beraber, bir arınma, yenilenme habercisi olarak değerlendirirler bu geceyi...

Üç aylar dediğimiz bu ayların fazilet ve kutsal değerleri birçok hadis ve menkıbelerde anlatılmaktadır. Ashab-ı Kiram’ın Resülullah’dan gördükleri gibi yaşadıkları, tam üç ay boyunca her gece fazla ibadet ederek, Kur’an okuyup salat-u selam getirerek, gündüzleri ise güçleri yettiğince oruç tutarak geçirdikleri, en fakir olanlarının bile infak ve tesaddukta bulundukları sabittir.

Hicri ayların birincisi nasıl Muharrem ayı ise, faziletli aylar olarak bilinen üç ayların ilki de Receb ayıdır. Şaban, Ramazan diye devam edip üç ayın sonunda, yılın dokuzuncu ayı Ramazan bitince üç aylar da bitmiş olur. Bunlar bitmiş olur amma, peşinden gelen, Şevval, Zil-kade -Zilhicce aylarının da ayrı ayrı faziletlerinin olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Örneğin; Şevval’de altı gün oruç tutmak Efendimiz (SAV) tarafından tavsiye edilir. Bu orucu kesin tutmak gerekir. Zilkade ayında Hacca gitme hazırlığına başlamak, son ay olan Zilhicce ayında ise üzerlerine Hac farz olanların bu farzı ifa etmeleri için Kabe yollarına doğru Lebbeyk, Lebbeyk diye koşmaları da mübarek ayların ilahi nimetlerindendir.

Mağfiret, fazilet ve  yüce ümitlerle yüklü bu on iki hicri aylarımızdan sonuncusu olan Zilhicceyi şanına layık olarak yollamak, büyük bir hayır hasenat ve mağfiret deryalarında yüzmekten başka nedir ki?

Üç aylarda, yaratılış gayemizi ve Yaradan Rabbimiz ile onun yarattıkları arasındaki münasebetlerimizi düşünmeli, inananlar arasında birlik ve beraberlik yolunu açmaya çalışmalıyız. Üç aylarda toplumun huzurlu vakit geçirmesi için gayret etmek, makbul bir ibadet sayılacaktır.

Öyleyse gelin Rahmet elçisi Efendimizin; “Allahümme bariklena fi Recebe ve Şaban ve belliğna Ramazan” duası ile işe başlayalım.

Eğer namaz kılmayan biri isek, hemen tevbe edip namaza başlayalım, oruca hazırlanıp şimdiden ona kalpten bir niyette bulunalım. Camilere ayaklarımızı alıştıralım, cami ve cemaatlerden eş-dost edinelim. Bilelim ki, Receb tevbe ayıdır, Şaban muhabbet, Ramazan ise manevi yakınlık ayıdır. Receb kelimesinin Arapça yazılışındaki üç tane olan re, cim, be, harflerinin çözümlemesini yapacak olursak karşımıza şunlar çıkar. Re-rahmet, cim-cömertlik, b- birr (iki r’ ile yazılır) yani ihsan ve iyilik demektir.

Cenab-ı Allaha mahsus olan bu hasletlere Allah bizi de gark etsin der, üç aylarınızı candan tebrik ederim.

1-Niederland, Hollanda’nın ikinci adıdır. Almanca’da “alçak ülke” anlamına gelir.

Baran Dergisi 532. Sayı