Bildiğiniz gibi çıktığı günden itibaren kendini devlet ilan eden DAEŞ isimli bir örgüt vardı. O örgüt işe başlar başlamaz kelle kesme operasyonları ile bir anda dünyanın gündemine otur(tul)du.
Hazreti Peygamber'in sancağının gölgesi altında, yüzü maskeli karanlık bir kısım adamlar  insanları kıtır kıtır kesiyor, işledikleri cinayet görüntülerini dünya aleme maharetle servis ediyorlardı.
Onlar için her katliam “Allahuekber” nidaları eşliğinde yerine getirilmesi gereken bir ritüeldi. Müslümanları kan içici katiller sürüsü gibi göstermenin en kolay yolu buydu. Onlar da onu yaptılar.
“Müslüman” ve “İslâm” denince akla ilk gelen şey bu olmalıydı.

DAEŞ piyonu sahneye böyle sürüldü. Sonra?

Sonrası malum. Bütün dünyada İslâma cephe almak için harekete geçen milyarlarca kişinin kafasına format atıldı. İslâm ile mücadelede her şey meşru düşüncesi kafalara kazındı.
DAEŞ emperyalist vahşete meşruiyet  kazandıran kalkan olarak kullanıldı. Dirisi ve ölüsü ile bile onların işine yarayan örgüt, misyonunu tamamladı. Çünkü son kullanma tarihi çoktan geçmişti...
Yenilerini devreye sokmak için şimdilik rafa kaldırdılar.

Donald Trump açıklama yapıyor. “Öldürdük, DNA'sını tespit ettik. Oymuş. Cesedini denize attık.” diyor. Bombaladıkları yerde Bağdadi'nin çocukları ile birlikte kendini nasıl patlattığını seyretmiş!
Kahraman köpek! Bu hengamede o tünelden sağ/salimen çıkmışmış.

Arapça ismi “ad Davla al-İslâmiya fil-Irak ve eş-Şam” olan örgüt kısaca “DAEŞ” olarak adlandırılır. Türkçe açılımı ise Irak Şam İslâm Devleti, IŞİD. Çeşitli dillerde yayınlar da yapar. Dabiq dergisi İngilizce, Dar al-İslâm Fransızca, Al Menba Rusça, Konstantiniyye Türkçe ve Rumiyah dergisi... Almanca, Endonezce, Peştunca, Kürtçe yayınlar yapar.

Sosyal medya vasıtası ile yayınladığı propaganda videoları ortalığa adeta dehşet saçar!

Onlar güya İslâm ve Müslümanlar adına bunu yaparken dünyanın her yerinde tetikte bekleyen  düşmanlar harekete geçer.

Amerika’nın başını çektiği NATO ve Batı dünyası ile birlikte yaklaşık 80 ülke DAEŞ bahanesiyle her yerde Müslüman avına çıkarlar. Öte yandan DAEŞ, kendi ilan ettiği devletin sınırları dışında kalan herkesi kendilerine biat etmeye davet eder. Katılmayanlar katli vacip kâfirler zümresine dahil edilir.

Çevresinde yaşayan her Müslümanı DAEŞ elemanı imiş gibi görmeye ayarlanmış kafalar durumdan vazife çıkararak kendi meşruiyetlerine kılıf yaparlar...

“İyi ki varsın Atam” ikonuna tapınmaya devam ederler. Çağdaşlıklarını kutsarlar. Kendilerine benimsetilen yaşam tarzını seve seve benimserler!

Diğerleri İslâm’la mücadele savaşına hız verirler!

DAEŞ belasının açtığı gaileler ile boğuşmak zorunda kalan İslâm dünyası, etkisi asırlar sürecek bu bela ile doğru usûllerle mücadele etmeli.

Şeytan kendi suretinde görünerek gerçek niyetini ifşa etmez. Senden gözükerek senin içine sızar. O yüzden, içine dahil ettiğin düşman, dıştakilerden daha tehlikelidir. Dıştakini bir şekilde imha edersin ama, içindeki düşmanı yok etmen -onu gerçek veçhesi ile tanımıyorsan- mümkün değil.

İç düşman varlığını belli etmeyen küçücük bir şeydir. Ama her şeydir. Onun için “iç oluş”u tamamlamak şart. Aksi takdirde içteki düşmanı def edeceğim zannı ile kendini de imha edersin.

İBDA iç oluş şartlarını ihtar eden anlayışı temsil eder. Ölçülendirme ölçülerini ortaya koyar. “İslâma muhatap anlayış nedir?” sorusunu tezatsız bir bütün halinde cevaplar.

İslâm'a muhatap anlayış kuşanılmadan yapılacak her iş boştur.

DAEŞ gibi...

Baran Dergisi 669. Sayı