Geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda Erdoğan rejimini hedef alarak müttefiklik ilişkilerine saygılı bir tavır takınması ve bu yönde davranması uyarısında bulundu. Bu mesajı aktüel meseleler olan Libya, Dağlık Karabağ ve Doğu Akdeniz’e vurgu yaparak verdi.

Amerikan Başkanı Donald Trump, daha önce Türkiye’ye yönelik ambargoyu durdurarak Erdoğan ile dostane ilişkiler kurmayı tercih etmişti; şimdi yeni yaptırımlar dahi tekrar gündeme getiriliyor. Fakat Almanya ve Polonya, Türkiye’ye yönelik ambargoların hayata geçirilmesini uygun bulmadıklarını ilan ettiler. 9-10 Aralık’ta yani bu hafta Avrupa Birliği Liderler Zirvesi yapılacak. Orada da Türkiye’ye yönelik ambargolar görüşülecek. Bu hususta Türkiye’nin elini güçlendiren ise topraklarında barındırdığı milyonlarca mülteci. Kanaatimce onları Avrupa’ya gönderebilirler. Yüzlerden yahut binlerden bahsetmiyoruz. Milyonlarca mülteciden bahsediyoruz, onları durdurmak o kadar kolay olmayacaktır. Başkan Erdoğan’ın dayanmasını ümid edelim. Bu süreçte çok dikkatli olmalı; çünkü hadiseler gösteriyor ki, onu öldürmeyi deneyecekler. Siyonist-Emperyalistlerin Türkiye’yi istedikleri çizgiye sokabilmek için yapabilecekleri ve deneyecekleri tek şey bu. Erdoğan kendisini en iyi şekilde korumalı.

Öte yandan Erdoğan ülkedeki gücünü de yeniden tahkim etmeli. Malum olduğu üzere son yerel seçimlerde, önceki seçimlerde olduğu gibi ezici bir başarı yakalayamadı ve önemli büyükşehirlerin yönetimini kaybetti. Elbette onlar da büyük kitlelerin oyları ile başarıya ulaştı; fakat Erdoğan’ın bazı millî politikalarına hararetle karşı çıkıyorlar. Ümidim o ki, Erdoğan Türkiye’yi yeniden barış atmosferine sokacaktır. Türkiye’de hepsinden önce tüm inanç gruplarının ve başta Kürtler olmak üzere tüm etnik grupların Ankara-İstanbul hattında birbirine saygı gösterdiği, ayrıca hepsinin hükümete saygı gösterdiği bir vaziyetin ortaya çıkması gerekiyor. Bu çok ehemmiyetli…

***

Bugün Venezüella’da parlamento seçimleri vardı. Her zaman söylediğim gibi Başkan Erdoğan, Venezüella Devlet Başkanı Maduro’nun en büyük destekçisi. Başkan Erdoğan, Maduro’ya desteğini ilan etti. Umarım bu müttefiklik ilişkisi uzun yıllar devam eder.

Maduro geçtiğimiz günlerde halka seslenerek parlamentoda çoğunluğu kendilerine vermelerini istemişti. Yapılan iktidar değişikliği değil, parlamento seçimleri. Parlamento seçimleri büyük ehemmiyet arz ediyor, çünkü önceki seçimlerde iktidar parlamentodaki çoğunluğu muhalefete kaptırarak zayıflamış, pozisyonunu kaybetmişti. Kirli muhalefetin de çabalarıyla insanlar ikiye bölünmüştü. Elbette bunda hükümetin hataları sebebiyle insanların içine düştüğü ekonomik sıkıntılar da tesir sahibiydi. Bu sırada düşmanların çeşitli sabotajları da devreye girdi. Zengin kişiler bile çok zor duruma düştü; yiyecek alamayacak bir hâle geldi ülkede.

Uzun yıllardır buradayım, birçok mahkemeye çıktım; şimdi yeni duruşma için bekliyorum. Geçen haftalarda Venezüella’ya gönderilmem ile alakalı meselelere değinmiş, niçin Venezüella’ya dönmem gerektiğini belirtmiştim. Adalet Bakanı Eric Dupond-Moretti ile görüşmek için bir talepte bulunmuştum. Bir de Fransızca yazılı olarak Venezüella’ya iade talebimi belirttim. Bu talepte şunlardan bahsettim: Ağustos 1995’den beri Fransa’da cezaevinde bulunuyorum ve benim için çok özel şartlar sağlandı. Tecrit altında yedi yıl geçirdim. Artık 71 yaşındayım ve küçük kardeşim Vladimir ile yaşamak üzere memleketim Venezüella’ya dönmeyi talep ediyorum, kendisi beni bekliyor. Ülkemde sembolik olarak tekrar Komünist Parti’nin bir üyesi olacağım. Uluslararası alanda tecrübelerimi paylaşacağım. 1995’ten beri buradayım ve şartlarımı her fırsatta gösterdim. Bir cezaevinde olsa dahi hayatımın geri kalanını Venezüella’da geçirmeliyim.

Guaido’nun oynadığı kirli oyunun benim Venezüella’ya iadem noktasında da menfi tesirleri oluyor. Fakat her ne şartla olursa olsun memleketime geri döneceğim. Neler olacağını bilmiyorum; fakat benim ümitvârım.

Allahü Ekber!

06.12.2020

Baran Dergisi 726. Sayı