AKP’ye artık güveninin kalmadığını belirten bir sanatkâr, ekonomik gerekçe gösterecek diye beklerken sebebini şöyle izah ediyor.
-“Ajan çıktı bunlar. Hiç beklemezdim… Göründükleri gibi çıkmadılar… Alternatif de yok… Deniz Baykal mı, CHP’mi? Fakat onların muhalefeti de bazen çok işe yaradı. Mesela, tezkerenin geçmemesinde bir babalık yaptı Deniz Baykal.”
Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının Fazilet Partisinden ayrılma gerekçeleri neydi?
O zamanlar ne diyordu Tayip Erdoğan ve şürekâsı:
- “Erbakan Hoca, kendisine sin-kaflı küfürler eden general Osman Özbek’in kararını imzalamalıydı. Hoca, İstanbul beyefendisi gibi, masaya yumruğunu vuramıyor!”
Ey Abdullah Gül, ey Bülent Arınç, ey Tayyip Erdoğan, bu gerekçe ile Fazilet Partisi’ni bölmediniz mi? Bu sözlerinizi yalanlayabilecek misiniz?
Hani masaya yumruğunuzu vuracaktınız? Hoca, İstanbul beyefendisi gibi davrandı, siz ise boynuz kulağı geçer hesabı, hepten arsız oldunuz. Sizin bu durumunuzu tesbit eden, sizi yakından tanıyan birinin sözü:
- “Erbakan şıpır şıpır terleyerek imza atar, bunlar güle oynaya!
Bir de kapalı kapılar ardında Müslümanları kandırma taktikleriniz var, hainliklerinizi temize çıkarma taktikleri; suret-i haktan görünerek, en iğrenç taktiklerle ve acınası tavırlarla söyle diyorsunuz:
- “Bildiğiniz gibi değil!”
Sanki aksini yapmak istiyorlar da, buna göre strateji ve taktik izliyorlar da, bilmediğimiz şeylerden dolayı yapamıyorlar?
Ne demek bildiğiniz gibi değil? Muhatapların keriz midir, kör müdür? Siyasetten anlamayan koyunlar mıdır? Seni oraya taşıyan ve siyasî mücadelenin içinde olanlara bu sözler, onlara enayi muamelesi yapmaktan başka nedir?
Müslümanlardaki mandacı psikolojiyi böylece beslerler. Davanın önünü açacağına -açanlar açıyor zaten!- bu kaşar ve arsız tipler tıkamaya bakarlar. Çoğu da Amerika ve İsrail den gelen taktik ve stratejiler doğrultusunda olur. Müslümanlarla sık sık ters düşerken (türban, İmam-Hatip ve diğer mevzular) Amerika ve İsrail’le ciddi mânâda hiç ters düşmezler.
- “Bildiğiniz gibi değil, sayın okuyucular!”
Rüzgârların onların lehine esmesinden yararlanarak bu günlere geldi AKP; alternatifleri de yok. Amerikanın başı da dertte, Türkiye’de enstrüman değiştirmek istemiyor. AKP de fırsatları semirip duruyor, gerçek bir inkişaf içinde değil.
Erbakan Hoca’nın hesapsız kitapsız ve işin çilesi çekilmeden -burada Necip Fazıl’ın altın değerindeki öğütleri hatırlanmalı- küresel sermayeye posta koymaya kalkması ve D-8’ leri kurması, sömürü ekonomisine dayanan emperyalist güçleri (ABD) rahatsız etti ve 28 Şubat Postmodern darbesi ile alaşağı edildi. Bunu gören Recep Tayip Erdoğan küresel sermaye ile çok iyi entegre oldu! Dinini satıp dünya koltukları için yaptı bunu. “Koltukları içimizden çıkanlara kaptırdık” diye hayıflanan ve onlara bakıp ağızlarının suyu akan ve hâlâ “koltuk kavgası” muhalefeti yapan bazı Saadetçileri ise esefle karşılıyorum.
Öyle olmayan, samimî Saadetçilere sözümüz yok!
Deniz Feneri ve Kanal 7 hırsızlığı vesilesiyle küçük bir not:
Olmayacak işleri bitiren firma Taşyapı… Öyle ki Aydın Doğan, kendi yerine imar alamaz ve Taşyapı’ya kat karşılığı verir, imar da alınır, inşaat ta yapılır. Fakat pastayı kimler, nasıl bölüşür? Acıbademde (E-5 den görülen) konutları bir firma yapamaz, çünkü belediye imarda sorun çıkarır, 3 kattan fazla vermez. Olmayacak işleri bitiren Taşyapı araya girer, imarı 5-6 kata kadar çıkarır, çevredeki askeriye de daire verilerek memnun edilir. Büyük pastayı yiyen kim?
Kim bu Taşyapı!.. Aynı anda 15-20 yerde iş yapan 3 katlık imarı 30 kata çıkartabilen bu firmanın arkasında hangi iktidar var? Gizli ortağı kim? RTE mi? Taşyapı’nın ortağı kim? Taşyapı’nın ortağı Almodhil firması dikkat çekiyor; perde ardındaki kahraman o!
Onun için “Almodhil Taşyapı” deniliyor. Ve, Alnodhil’in Siirtli ortakları Emine Erdoğan’ın yakınları!..
Derin ilişkiler?
Olmayacak işler böyle bitiriliyor; ülkemize, devletimize hayırlı olsun!   



Baran Dergisi 94. Sayı