Bugün (22 Kasım 2020) Lübnan’ın Fransa’ya karşı bağımsızlık deklarasyonunun yıl dönümü olduğunu hatırlatarak başlamak istiyorum. Lübnan, 22 Kasım 1943’te Fransa’nın tüm çabalarına rağmen bağımsızlığını kazandı ve 1945 yılında Lübnan’ın bağımsızlığı Birleşmiş Milletler’de tanındı.

***

Fransa’da “insan hakları” Fransız İhtilâli ile beraber kutsallaştırılmış bir kavramdır ve “insan hakları”ndan bahsetmek bu ülkede bir gelenek hâlini almıştır. Ben ise başından beri illegal olarak burada tutuluyorum. Geçtiğimiz perşembe günü yasal işlemlerimden sorumlu olan kişiyle yardım istemek maksadıyla görüşmeye gittim. Venezüella’ya transferim hakkında konuştuk. Aslında bunun çok daha önceden olması, benim şu anda en kötü ihtimalle Venezüella’da bir cezaevinde bulunmalıydım. Yapmamız gerekenleri yapıyor, imzalamamız gerekenleri imzalıyoruz, kardeşim Vladimir de yapıyor; fakat bunlar formaliteden ibaret. Meselenin esası şu ki, iyi bir insan ve avukat olan, benim 1995’te savunmamı üstlenen, bundan dolayı çok heyecanlanan fakat korkuttukları için hiçbir şey yapamayan, “bu kadar temsil yeter” diyerek beni savunmayı bırakan Fransa Adalet Bakanı’nın elinde ipler. Onunla avukatlarım vasıtasıyla legal bir şekilde irtibata geçtim. Bekliyorum; fakat bu hususta pek ümidim yok. Ajanlık yapmayı kabul etmediğim için beni burada defalarca öldürmeye kalktılar. Ben asla ajan olmayı kabul etmedim; bugüne kadar kimsenin ajanı olmadım. Hiç olmadım ve asla olmayacağım! Artık 71 yaşındayım ve hâlâ mücadelemi sürdürüyorum. Memleketim Venezüella ben doğduğum zaman dünyanın en zengin ülkesiydi, şimdi ise çok zor şartlarda altında. Buna rağmen Amerika kıtasında koronavirüsün en az insana bulaştığı ülke vaziyetinde. Karayipler gibi az sayıda ufak ada ülkesi belki Venezüella’dan daha az etkilenmiştir salgından.

Venezüella hükümeti ve muhalefeti normal şartlar altında yeni bir seçime gitmek zorundadır. Daha önce birçok defa söylediğim üzere Venezüella’nın seçim sistemi dünyanın en güvenilir sistemlerinden birisi. Diğer ülkelerde elektronik seçim makineleri manipüle edilebilir veya yanıltılabilirken, Venezüella’da böyle bir şey olma ihtimali çok zayıf. Sistem ve kullanılan materyalin kalitesi hile yapılmasının önüne geçiyor. Dünyanın en “dürüst” seçim sistemi… İşte bu yüzden Venezüella’da seçim yapılmasının önüne geçmek istiyor emperyalistler; seçime izin vermiyorlar. Muhalefet destekçileri, gerçek muhalifler dahi bunun böyle olduğunu biliyor. Sosyal Demokratlar ülkenin tarihî temelleri olan partilerinden biri. Bugün çok fazla ağırlıkları olmadığı düşünülse de onların düşman ajanı olmaması ehemmiyetli. Onlar da seçimleri destekliyor. Eğer seçim olursa Maduro kazanacaktır; fakat muhalifler de önceki seçimlerdekinden çok daha fazla oy alacak, böylece daha çok milletvekiline sahip olacaklardır. Muhaliflerin bazıları hükümetin karşısında olsalar da devrim karşıtı değiller. Hatta bazıları benimle de dayanışma içerisinde olan insanlar; bu gerçekten benim için çok iyi. Zannediyorum, burada Fransa’daki Venezüella Büyükelçiliği için de birtakım imkânlar doğuracak. Venezüella’nın Paris’teki Fransa Büyükelçisi Paris’te doğmuş ve büyümüş bir Fransız vatandaşı; karışık bir vaziyet. Birtakım taleplerim oldu, sene sonuna kadar bunların gerçekleşmesini ümid ediyorum.

***

Bugün bir ziyaretçim vardı; Havana Üniversitesi ve Paris Üniversitesi’nde görev yapmış eski bir profesör… Şu an 70 yaşında ve üst düzey bir yönetmen. Siyasî meselelerle alakası var. Bir film üzerinde çalışıyor; benden bilgi ve evrak talep etti. Bana destek veriyor ve bu sebeple de sıkıntılar yaşıyor. Bu kötü şartların doğmasını polise çalışan bazı tipler sağlıyor.

Şartlar iyi değil; ama hâlâ hayattayım. Türk avukatlarım ve Türk halkı benimle dayanışma içinde ve bu şartlarda bana güç veriyor.

***

Tekrar Venezüella’ya dönelim… Venezüella güçlü! Venezüella halkı koronavirüsten ABD halkından daha az etkilendi. ABD dünyada en fazla kontamine olan ülke. Bu nasıl açılanabilir. Bu aslında ancak ABD’nin sisteminin, hükümetinin ne kadar berbat olduğunun bir göstergesidir. Amerikan halkı ise çalışkan bir halk, iyi insanlar; fakat bir grup yozlaşmış insan tarafından yönetiliyorlar. Yarısını Yahudi, yarısını ise Protestanların kontrol ettiği, birbirleriyle entegre bir şekilde çalıştığı finansal bankacılık sistemi tarafından kontrol ediliyorlar ve çalıştırılıyorlar. Ayrıca bunlar dünyanın geri kalanını da sömürüyorlar. Belki Biden’in gelmesiyle bir parça daha iyi olacaktır; fakat sadece bir parça diyorum. Biden, Obama’nın başkan yardımcısıydı ve siyasette tanınan bir figür. Trump ise hâlâ yenilgiyi kabul etmiş ve Biden’ın başkanlığını tanımış değil.

***

Ümid ediyorum Filistin’in hürriyete kavuştuğunu görecek, özgürlüğünü kutlayacağız. Türkiye ve Venezüella’da kutlamalar yapılacak. Venezüella, dünyada İsrail’i tanımayan tek rejim. Başkan Hugo Chavez ve halkım ile gurur duyuyorum!

Muhtemel hatalarını düzeltecekleri hususunda Türkiye hükümetine güveniyorum. Türkleri ve Kürtleri birbirine kenetleyerek Türkiye’yi NATO’nun dışında tam bağımsız bir çizgiye oturtacaktır. Türkiye’deki millî muhalefet de, Venezüella’daki muhalefet de dış müdahalelere karşı ülkelerini güçlendirmenin yollarını aramalıdır.

22.11.2020

Baran Dergisi 724. Sayı