Kemalist-milliyetçi parti, Kürt devrimcilere, Kürt direnişçilere ve ayrılıkçılara karşı çok fazla sert bir tutum sergiliyor ve karşıt bir pozisyon alıyor. Unutulmamalıdır ki, Kürtler Amerikalılar tarafından manipüle ediliyor. Amerikan silahlarıyla savaşıyorlar. Esasında onlar hain değil, dünyanın bu bölgesinde çok kirli işlerin döndüğü biliniyor. Şu ana kadar bir çok müdahale, bombalama ve katliama şahitlik ettik. Bunlarda başrolü NATO, ABD ve İsrail oynadı; bu üçü Türklerin, Arapların, Perslilerin, Kürtlerin, Hıristiyanların, Müslümanların ve gerçek Yahudilerin; hülasa tüm insanlığın düşmanıdır. 

Her insan hata yapabilir. Bir Yahudi tanıyorum, hayatı boyunca bir çok hata yapmış ve şimdi cezaevinde, yapmış olduğu hatalardan dolayı pişman. Bu utanılacak bir şey değil, hata yapmak bir şeyler yapıldığının göstergesidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bir çok hata yaptı, mesele hatalarından dönüp bir şeyleri düzeltebilmek. Parlamentoda milletvekili olan bazı Kürt temsilcileri cezaevlerinde gönderildi. Bir çok Kürt isyancı öldürüldü ve devlet orada kendine göre bir düzen tesis etti; fakat Büyük Türkiye için daha kucaklayıcı olup Kürtlerin haklarına daha fazla dikkat edilmeli.

Türkiye’de, emperyalizmin önemli müessesesi olan NATO’ya üye olunduğundan beri bağımsızlık yolundaki en önemli adımları Cumhurbaşkanı Erdoğan attı. Fakat tam bağımsızlıktan bahsedebilmek için NATO’dan ve Avrupa Birliği’nden vazgeçmek gerekiyor. Bu birlik, Avrupa insanının değil; emperyalist, kolonyalist ve pro-siyonist üst düzey bürokratların birliğidir. Nitekim, son günlerde, vatanperver İtalyan, Macar ve Polonyalı bürokratlar Avrupa Birliği komedisinden sıkça bahsetmekteler. Avrupa Birliği’nin çözülmeye başladığı zaten konuşuluyor.

Türkiye büyük bir devlet. Venezüella devlet yetkililerinin I. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’ye ellerinden geldiğince destek vermeye çalıştığını unutmamalıyız. Bu Venezüella’nın anti-emperyalist gerçek vatanseverleriyle Türkiye arasındaki yüz yılı aşan tarihî bağı bize göstermektedir. Ben de, Kürtlerin de dahil olduğu büyük Türkiye’nin destekçisiyim. Türkiye Jön-Türkler ve İttihatçılar tarafından yerleştirilen yanlış milliyetçi anlayıştan tamamen kurtulmalıdır. Bu milliyetçilik İslâm inancına aykırı, Musevîliğin Siyonist ve aşırı mezheplerine kayan bir anlayıştadır.

Türkiye, bölgede Araplardan daha fazla ağırlığı olan büyük bir güç. Bunu Filistinli kimliğimle söylüyorum. Bütün Müslümanların güçlü Türkiye’ye ihtiyacı var. Amerika ve İsrail’in karşısında, gerekirse onlarla ilişkilerini anında kesebilecek, fakat halklara kucak açan, yeri gelince Ruslarla ittifak yapabilme kabiliyetine sahip, iyi silahlanmış, tam bağımsız güçlü bir Türkiye’den bahsediyorum. Erdoğan, zaman zaman İsrail ile ilişkilerin gerilmesine rağmen, tipik Siyonist-Yahudi taktiğinin bir tuzağı olan milyon dolarlar çerçevesinde İsrail ile ilişkilerini devam ettiriyor. Elbette bu sarmaldan kurtulmak kolay değil.

Siyonistler hâlihazırda Suriye ve Irak’ta bilhassa Irak Kürdistanı’nda özel kuvvetler bulunduruyor ve sahada hakimiyet sağlamaya çalışıyorlar. Bu savaşı Türkiye’nin güneyine taşımaya daha önce teşebbüs ettiler, başaramadılar; fakat bu vazgeçtikleri anlamına gelmiyor. Önce içte bütünleştikten sonra, barışı gözeten Türkiye’nin, Ankara, Şam ve Bağdat üçgeninde barışı temin edeceğini umuyorum.
 
Allahü Ekber!
30.06.2018



Baran Dergisi 599. Sayı